|
Partiler mi ittifaklar mı yarışacak?

Bir yandan kış, kar geri dönüyor bir yandan siyaset gittikçe ısınıyor.

Seçimler iyice belli etmeye başladı ağırlığını.

AK Parti’de MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın adaylığının kesinleşmesi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Adaylığına olumlu bakmıyorum” demesi şu ana kadarki en flaş adaylık haberiydi.

Başbakan Davutoğlu’nun Fidan’ın Kabine’de olmasını hükümeti kurarken istediği ancak Erdoğan’ın o zaman buna karşı çıktığı bilindiği için bu açıklama şaşırtıcı olmadı.

Benim için asıl Cumhurbaşkanı’nın beyanı değil Fidan’ın adaylığı sürprizdi çünkü geçen sefer olduğu gibi yine MİT’in başında kalacağını tahmin ediyordum.

Şimdi bunun kadar önemli olan kimin boşalan istihbarat koltuğuna geleceği. Ankara’da çok sayıda isim uçuşuyor ama bir aday tahmini yapmak yerine sadece adı geçmeyen sürpriz bir atamanın beni daha az şaşırtacağını söyleyebilirim. Bilgi değil tahminle yazıyorum bunu da.

İktidar partisinden aday olmak için beklendiği gibi çok sayıda bürokrat memuriyetten ayrıldı, ne kadarı aday listesinde yer alacak ne kadarı Parlamentoda yer alacak göreceğiz. İlk bakışta çok sayıda müsteşar, bakan yardımcısı, müsteşar yardımcısı ve popülaritesi yüksek isimler göze çarpıyor; Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Aydın Ünal, Psikiyatr ve komşu yazarlarımızdan Erol Göka ile Ünsal Ban hocalar, Adalet Bakanlığı Başmüşaviri Adnan Boynukara, eski Kredi ve Yurtlar Genel Müdürü Hasan Albayrak, AB Bakan Yardımcısı Alaattin Büyükkaya.

Gazeteciler arasında Ankara’da iyi tanınan İhlas Ankara Medya Grup Başkanı Nuri Elibol ve gazeteci kimliğiyle de bildiğimiz akademisyen Hüseyin Yayman yine favori aday adaylarından.

CHP’de ise arayışlar büyük tartışmalar arasında sürüyor. Henüz bu tartışmalar bitmediği için flaş aday isimlerini duyamıyoruz ama Kılıçdaroğlu ve ekibinin yeni sürprizleri olacağı kesin.

Benim hiçbir şekilde anlam veremediğim şekilde baraj riskini göze alıp parti olarak seçime girme kararı alan HDP’nin de yine çarpıcı adaylar çıkarması beklenirken CHP ile aralarında solda birliği sağlayan parti olma çekişmesi hâlâ sürüyor.

Saadet Partisi’nin CHP ve MHP ile seçim ittifakı görüşmeleri sır değil. Sürpriz olansa HDP ile de ciddi bir görüşme trafiğinin yürüyor olması.

Velhasıl seçimler tarihin en ilginç ittifaklarına hatta çok daha büyük şaşırtıcı girişimlerine, denemelerine açık bir zemine doğru hızla kayıyor.

Öyle ki 7 Haziran günü partilere mi ittifaklara mı oy verilecek bugünden bakınca kesin bir şey söylemek çok zor.

Evet, iç siyasetteki gelişmelere ister istemez daha fazla yoğunlaşacağız ama kuzey, güney ve batımızda bizi de derinden etkileyecek olaylar büyümeye devam ediyor.

Suriye’deki iç savaş rejim, muhalifler, Işid, PYD arasında mevzi kazanım ve kayıplarla kilitlenmiş gibi.

Paris saldırılarından sonra Şii eksene ABD ve Batı’nın daha sıcak sinyaller göndermeye başladığı da görülüyor.

Kuzeyde Ukrayna konusunda taraflar geri adım atmak yerine savaşı büyütecek hamleleri peş peşe atıyor.

Batıdaki en önemli gelişme bence hâlâ Yunanistan seçim sonuçları.

İktidara gelen koalisyonun lokomotifi Siriza’ya dirsek gösteren Almanya liderliğindeki Avrupa Birliği aslında bir makasın başında bekliyor.

Siriza’nın yüz milyar avro civarındaki bir yeniden yapılanmasını masaya oturmadan reddeden Almanya herhalde Atina inat ederse uğranılacak zararın bunun kaç katı olacağını biliyordur.

Alman karakterine uygun olarak bu olay örneğinden başlayarak geri adım atmamaları gerektiğini düşünen Berlin zor bir sınavla karşı karşıya.

Başbakan Çipras parlamentoda yaptığı konuşmada “Avrupa, bir halkı küçük düşürerek rezil edemez” derken hem kararlılık belirtti hem Almanya’nın kendi tarihine atıf yaptı. 1. Dünya Savaşı sonrasında uğradığı ağır muamele sonunda 2. Dünya Savaşı’nı çıkaran Almanya’ya o geçmişi hatırlattı.

Aynı konuşmada önceki hükümetler tarafından imzalanan memorandumlarla ilgili parlamento çerçevesinde soruşturma başlatacaklarını da belirten Çipras’ı ben Merkel’in yerinde olsam daha ciddiye alırdım.

Anadolu’yu işgal eden ama sonra Kurtuluş Savaşı’nda yenilip geri dönen Yunan ordusu generallerinin kaçının ve Başbakanın bu mağlubiyet nedeniyle idam edildiğini bilmiyor olabilir çünkü.

Üstelik, adetlerine göre aşağılamak anlamına gelsin diye bazıları sandalyelerine ters oturtulup kurşuna dizilmişlerdi.

Velhasıl küresel sistemin dayatmalarıyla bir milletin itirazı arasındaki kapışma sanıldığından çok daha sert geçecek gibi ve bütün bunlar belki seçimlerden de önce bizi çok daha fazla ilgilendiriyor olacak.

#MİT
#Hakan Fidan
#Erdoğan
#CHP
9 yıl önce
Partiler mi ittifaklar mı yarışacak?
Kara dinlilerle milletin savaşı
Bu başarı hepimizin
Bin Kayrevan’dan bir Kayrevan’a
Herkeste bir ‘ben’ var, bir de ‘gerçeklik’…
Yatırım grevi