|
Müzayede ile satılan basın
O dönemin ünlü isimlerinden Profesör Ali Fuat Başgil, Demokrat Parti'nin 10 yıllık iktidarı boyunca Türkiye'nin sosyal ve iktisadi yapısında yaptığı değişiklikleri 6 maddede özetliyor.

Bir: İstihsal, mal ve kıymetlerin tedavülünde müthiş gelişmeler olmuştur.

İki: En küçük köylere kadar yollar asfaltlanmış ve binlerce köy içme suyuna kavuşturulmuştur.

Üç: Limanlar ve dev barajlar inşa edilmiştir. Tarımda verim artmış, kara sabandan makineli tarıma geçilmiştir. Şeker, dokuma ve çimento fabrikaları kurulmuştur.

Dört: Özel teşebbüs teşvik edilmiş, büyük şehirler çamurdan kurtarılmıştır.

Beş: İzmir ve Erzurum'a iki yeni üniversite açılmıştır.

Altı: Halk ile hükümet arasında buzların eridiği bir dönem olmuştur.

*

Anayasa Hukuku Profesörü Ali Fuat Başgil, İsviçre'de Fransızca olarak yazdığı 27 Mayıs ihtilali ve sebepleri eserinde

27 Mayıs'ın 4 sorumlusu olduğunu söylüyor:

Bir: Demokrat İktidarın, örfi idareyi devam ettirmek için yalnız Silahlı Kuvvetler'e müracaat edip, zabıta kuvvetlerini (polis) ihmal etmeleri ve halka olan sonsuz güvenleri vb. hataları,

İki: Muhalefetin çevirdiği dolaplar,

Üç: Bazı aydın çevrelerin ihaneti,

Dört: Müzayede ile satılan basın.

*

1966 yılında İsviçreli bir yayıncı tarafından Cenevre'de yayınlanan eserden dolayı 10 yıl ağır hapis cezası alan Ali Fuat Başgil, eserde, Demokrat Parti'nin iktidar olduğu 1950-1960 arasındaki o dönemi anlatıyor:

Basınla ilgili bazı bölümleri yazarın ağzından ve kısaltarak tekrar hatırlayalım:

Vaktiyle CHP idaresi bu konuda amme manfaati açısından bakılırsa,haksız olduğu kadar da manasız bir usül icad etmişti:

Resmi ilanları gazeteler arasına dağıtmak.

Günlük gazetelere tirajına göre devletten resmi ilan payı dağıtılıyordu.

CHP, ısırmasından korktuklarını besleme sanatında üstad mertebesine yükselmişti.

Demokrat Parti de iktidara gelince aynı usülü devam ettirdi.

(Halen devam eden bir uygulamadır).

Tenkit yağmuru başlayınca Menderes bazı günlük gazetelere büyük paralar vererek bunları iktidara bağlayacağını zannetti.

*

Başgil'e göre gazeteler resmi ilan almak için trajlarını artırmak zorundaydılar. Traj almaları içinde iktidarı eleştirmeleri gerekiyordu.

Çünkü iktidarı eleştirmeyen gazeteler çok satmıyordu.

Başgil, gazetelerin 1950'den sonra ağız değiştirmelerinin sebebini daha fazla resmi ilan alarak devletten daha fazla para almak istemelerine bağlıyor.

Menderes'i de kendine yakın gazete kuramamasını da ağır biçimde eleştiriyor.

Demokrat Parti'nin sadece halka güvenmesinin, aydın kesimi, üniversiteleri, basını, askerleri ihmal etmesinin ve polisi güçlendirmemesinin, ihtilalcilerin elini kolaylaştırdığını düşünüyor.

*

O dönemi yaşayan Profesör Başgil, ihtilale giden yolu şöyle özetliyor:

1954 seçimleri sonrası demokratik yollarla hükümet olamayacağını anlayan CHP, yeraltı çalışmalarına başlamıştır.

“Zalimleri yıkmak için gereken cesaret ve bizim ordumuzda ve gençliğimizde de vardır” diye slogan atıp askeri ve gençliği tahrik ediyordu.

27 Mayıs hadiseleri İstanbul Üniversitesi talebelerinin ayaklanmasıyla başlamış oldu.

28 Nisan 1960'da üniversite gençliğinin ayaklanması, polisle çatışması ve askerle kucaklaşması işin vahametini ortaya koyuyordu.

22 Mayıs'ta Harp Okulu talebeleri Ankara'da sessiz yürüyüş yapmışlardı. Bu da 27 Mayıs'ın habercisiydi.

*

Tarafsız bir nazarla bakıldığında; Menderes kadar halkın kalbini kazanmış, Atatürk müstesna, başka bir devlet adamını Türk Tarihi kaydetmemiştir. Menderes'in mali ve iktisadi sahada yaptığı büyük işler olduğu gibi, hataları da olmuştur. Fakat 27 Mayıs'a asıl götüren sebep CHP ile DP arasındaki sürtüşmelerdir.

Başgil neden böyle diyor?

Çünkü o dönemde basın, askeriye, üniversite, yargı, bürokrasi, iş dünyası gibi bütün resmi ve özel kurumlarda hakim olan zihniyet CHP zihniyetiydi.

Yani CHP demek devlet demekti.
#Ali Fuat Başgil
#Demokrat Parti
#seçimler
9 yıl önce
Müzayede ile satılan basın
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî