TÜSİAD karikatürü nasıl buldu

Eskiler, “Bir insana istemediği bir sıfatla bile hitap etmeyin” derler. Bizim İslam kültürümüzde hitap ederken bile karşındaki insanın onayı istenirken Charlie Hebdo denen provokatörün yaptığına ne demeli.

Bizdeki ağaç sevdalısı Gezicilere ne demeli.

Okulda defterine, kitaba ağaçlara “Hey özgürlük yazan” halktan kopuk ateizme sırtını dayamış Kemalizm'e sığınmış din düşmanı solculara ne demeli.

Kendini her türlü özgürlüğün teminatı gören, ancak çirkin karikatürle Hz Muhammed’e hakaret eden Hebdo’ya suskun kalan CHP’ye ne demeli.

Gezi Parkı eylemlerinde sokak eşkıyasına özgürlük adına destek çıkan ama iş İslam'a hakarete gelince kaybolan büyük patronlara ne demeli.

MÜSİAD dün İslamofobi ve Charlie Hebdo’ya yönelik açıklamada bu çirkin yayını devam ettirmenin asla özgürlükler bağlamında değerlendirilemeyeceğini vurguladı.

“Charlie Hebdo isimli mizah dergisinin, Peygamberimiz Hz. Muhammed ile ilgili bir karikatürü halen inatla yayınlaması ağır bir tahriktir” denildi.

Çok önemli bir tespit.

İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ömer Cihad Vardan’ın yorumu da çok isabetli: Türkiye'nin AB üyesi olması, radikal hareketlere ve teröre verilecek en güzel cevap olacak. Müslümanlık ile demokrasi ve laikliği bağdaştıran bir ülke olarak Türkiye'nin deneyimleri AB'ye önemli katkı sağlayacak ve tüm dünyaya önemli bir barış mesajı verecek.

Peki, son 12 yıllık AK Parti iktidarında en fazla kazanan, kazançlarını kat kat artıran büyük patronlar ve onların çatı örgütleri TÜSİAD’ın da bu karikatür olayına söyleyeceği bir sözü yok mu.

Onlar da CHP ve Gezici ağızlar gibi karikatürü ifade özgürlüğü olarak mı görüyorlar.

Bir açıklasınlar, fikirlerini çok merak ediyoruz.

Çirkin karikatürle Batı'nın iki yüzünü de ibretle izliyoruz.

Batı'nın bir yüzünde İslam düşmanı, bağnaz, geri kafalı haçlı zihniyetli Avrupalılar var.

Karikatürü sahiplenenler ve İslamofobi uydurmasıyla Müslümanları tahrik edenler de bunlar. Avrupa’nın derin kısmı olan Siyonistler de bunları el altından destekliyor.

Batı'nın diğer yüzü ise özgürlükçü, değerlere saygılı, medeni.

Eski Fransız milli futbolcu Eric Cantona bunlardan biri.

Ne diyor: "Charlie Hebdo benzeri terör saldırıları İslam’a karşı kullanılmamalı. Fanatizm her yerde var. Bu sadece küçük marjinal bir grup tarafından işleniyor. Geçmişte Hristiyan gruplar tarafından da bazı saldırılar yaşandığını hatırlamak zorundayız. Geçmişteki bu saldırıları işleyenler İslamcı gruplar değildi.

Ben Müslümanların yüzde 90’ının bu yaşananlardan rahatsız olduğunu ve bundan utandıklarını düşünüyorum”.

Bu memleketten para kazanan büyük işadamlarımız hiç olmazsa Fransa Cumhurbaşkanı gibi, saldırının İslam diniyle bir alakasının olmadığını söyleyebilmeliydi.

İslam dünyasında inanç özgürlüğü konusunda inanılmaz çarpıcı örnekler vardır. Resûlullah (s.a.s.) zamanında gayrimüslimler için gösterilen din ve inanç özgürlüğü ile ilgili örnek uygulamalar Hulefâ-i Râşidîn (Dört Halife) Dönemi, Endülüs Emevileri, Abbasiler, Büyük Selçuklular, Anadolu Selçukluları ve Osmanlılar zamanında da devam etmiş, gayrimüslimlere kendi din ve inançlarında serbest olma, ibadetlerini ve ayinlerini büyük bir hoşgörü ortamında yerine getirebilme, kiliselerini, havralarını istedikleri gibi idare etme gibi haklar verilmiştir.

Biz böyle bir dinin mensuplarıyız.

Hristiyan ve Yahudi dünyasının, “Yaratılanı severim Yaratan'dan" ötürü diyen Yunus Emre’si, “Gel ne olursan ol” diyen bir Mevlana’sı yok.

Günün sözü:

İnsafını kaybedenler, hiçbir hakikati bütünüyle kavrayamazlar.

Cemil Meriç

#tüsiad

#müsiad

#charlie hebdo

#ak parti

#chp