|
İslâm dünyası, İstanbul’u bekliyor!
ERBİL/IRAK

Semerkand'ın Arapça kitaplar yayımlayan yayınevi Haşimî'nin genel yayın yönetmeni Ali Sözer kardeşimle birlikte Uluslararası Erbil Kitap Fuarı'ndayız.

Fuarda Haşimî Yayınevi'nin kitaplarına ilgi çok yoğun. Arap dünyasının en ücra köşelerinden Türkî cumhuriyetlere ve Endonezya-Malezya'ya kadar okullar, üniversiteler, kitabevleri, koli koli Haşimî'nin kitaplarından alıyor.

Tabiî bu, bizi çok sevindiriyor. Özellikle de yayınevinin beyni ve her şeyi Ali Sözer kardeşimle, Arap yayıncıları arasında “efsane”ye dönüşen İbrahim Aydemir kardeşimi ziyadesiyle mutlu ediyor.

HAŞİMÎ: ÖNCÜ BİR YAYINEVİ

Muhtemelen pek çoğunuz Haşimî Yayınevi'ni duymamışsınızdır bile. Ben de geçen yıl öğrendim ve böylesine önemli bir yayınevinden haberdar etmedikleri için arkadaşlara bir hayli sitem ettim ilk öğrendiğimde. O yüzden önce yayınevinden kısaca da olsa sözedeyim yazının başındayken.

Haşimî Yayınevi, Türkiye'de Arapça kitaplar basan sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen nâdir yayınevinden biri. Klasiklerimizi yayımlıyor ve özenle basıyor.

O yüzden Arap dünyasında da benzerleri arasında tercih ediliyor. Hatta Fas'tan Malezya'ya kadar yoğun ilgi görüyor, takdir topluyor.

Haşimî Yayınevi, Türkiye'de geleceğimizin tohumlarını ekiyor: Geleceğimizi getiriyor. Klasik ilim, irfan ve hikmet hazinemizin kimsesizliğe, ilgisizliğe terkedilen temel kitaplarını, kurucu metinlerini birer birer özenle günışığına çıkarıyor ve hem Türkiye'deki hem de İslâm dünyasındaki talebelerin ve ilim-irfan ehlinin istifadesine sunuyor.

ALİ SÖZER'İN GÖZLERİ IŞILDIYORDU...

Öyle ki, Divan Mobilya'nın sahibi gönül insanı Kürt kardeşim Ubeyd Bey, hoş bir sürpriz yaparak bizi Halepçe yakınlarında İran sınırındaki “Zalım” kasabasında tabiat harikası şelaleye götürmeden önce arada kalmış ama muazzam bir medreseye götürdüğünde talebelerin ellerinde Haşimî'nin bastığı kitapları görünce ne kadar sevindik bilemezsiniz. Sevgili Ali Sözer kardeşimin gözlerinin içi ışıldıyordu!

Kurucu-metinlerimizin yeniden yolumuzu aydınlatması ve medeniyetimizi yeniden kurması sürecinde tarihî ve öncü bir rol üstleniyor Haşimî Yayınevi.

BAĞDAT'IN KÜLTÜREL ROLÜ, ERBİL'E...

Fuarın açılışını çok güzel bir konuşmayla Barzanî yaptı. Barzanî, kitap fuarına her yıl katılıyor ve açılışı en üst düzeyde yapmak için özel gayret gösteriyormuş.

Ali Sözer kardeşim, bu yıl fuara ilginin yarı yarıya düştüğünü söylüyor. Bunun nedeninin de Irak'ın kuzey bölgesinde ciddi bir ekonomik kriz yaşanması olduğuna dikkat çekiyor.

İslâm dünyasındaki benzer önemli kitap fuarlarında da bu ilgi düşüşü, yaygın olarak gözleniyor. İslâm dünyasının iki en büyük kitap fuarı, Tahran ve Kahire'deki fuarlar da ekonomik ve siyasî krizlerden büyük darbe yiyor son yıllarda.


YAPAY SINIRLARI KÜLTÜR'LE AŞABİLİRİZ

Irak'ta, Amerikan işgalinden itibaren yaşanan kaos, Bağdat'ın kültürel rolünü zayıflatmış, Bağdat'ın rolünü, Erbil üstlenmiş.

İslâm dünyası, homojen bir dünya ama inanılmaz yapay sınırlarla kuşatılmış durumda! Bu yapay sınırları, öncelikle, kültürel ilişkilerimizi derinleştirerek aşabiliriz.

Erbil Kitap Fuarı, bu açıdan çok önemli bir rol üstleniyor. İslâm dünyasını kültürel olarak birleştiren yapı taşlarını döşüyor.

İSLÂM DÜNYASI İSTANBUL'U BEKLİYOR!

İslâm dünyası, homojen / iç içe bir coğrafya olmasına rağmen Türkiye'nin İslâm dünyasıyla kültürel ilişkileri yüzyıl önce birdenbire durdu. Batı'yla, abartılı ilişkiler kurduk. İslâm dünyasıyla bütün bağlarımızı kopardık, aramıza devâsâ duvarlar ve aşılmaz sınırlar ördük.

Öyle anlaşılıyor ki, bu duvarları biz yıkacağız. İslâm dünyasına yeniden açılacağız ve İstanbul'u İslâm ilim, düşünce ve sanatının üretildiği en büyük merkez hâline getireceğiz. Başka seçenek yok önümüzde. Başka türlü esaslı ve kalıcı sonuçları olabilecek büyük bir medeniyet hamlesi gerçekleştiremeyiz.

Şu anlaşıldı artık: İstanbul, yeniden merkez olursa, İslâm dünyası tekrar ayağa kalkabilir.

Sadece Haşimî Yayınevi'nin yaptığı özenli ve büyük ilgi, takdir toplayan yayıncılık faaliyeti bile, İslâm dünyasının niçin ve nasıl İstanbul'a gözünü diktiğini ve bize dikkat kesildiğini göstermeye yetiyor olsa gerek.

Ali Sözer kardeşime, gizli kahramanlar Ahmed Kasım, İbrahim Aydemir ve diğer vefakâr, cefakâr ve fedakâr ekibine yürek dolusu teşekkür borcumuz var.

Sonraki yazıda, Albaraka'nın, -Albaraka'ya deyim yerindeyse “çağ atlatan”- çalışkan Erbil Genel Müdürü Rasim Gül Bey'le Erbil'den Süleymaniye'ye, Süleymaniye'den yürek burkan iki öksüz şehre, Kerkük ve Halepçe'ye yaptığımız seyahati yazacağım.

twitter.com/yenisafakwriter
#İslam dünyası
#Ortadoğu
#Türkiye
#Müslüman
9 yıl önce
İslâm dünyası, İstanbul’u bekliyor!
2024 yılında kurumlara göre farklı ödenecek fazla çalışma ücretleri
Korku zamanı
Boykotta kafalar neden karışık
Kimin enflasyonu
Terör örgütü elebaşı olarak İsrail portresi…