|
828 yıl önce Kudüs’te

Üsame İbn Münkız. Soylu ve bilge bir Arap savaşçısı. Büyük Sultan, Kudüs fatihi Selahaddin Eyyubi ile de dostlukları var.

Üsame, sanki modern çağlarda yaşayıp da sonra 12. Yüzyıl’a dönmüş bir adam. Yok, ters reenkarnasyon diye bir şey yok. Düzü de yok, tersi de yok.

Üsame’nin olaylara bakışı, analizleri, merakları, bana böyle düşündürüyor. Detaylara fırsat bulursak başka zaman gireriz. Çok ilgi duyanlar, çevirisini benim yaptığım, Üsame’ye ait ‘Kitabül İ’tibar’a (İbretler Kitabı, Kitabevi Yayınları) bakabilirler.

Ben, İbretler Kitabı’nı 1992’de çevirmiştim. Şimdi bu kitaptan bahsetmemin sebebi başka bir şey.

Üsame’nin yaşadığı dönem, Haçlı saldırılarının bütün Doğu Akdeniz’i kasıp kavurduğu dönem. Kitabın çoğu Üsame’nin savaş hatıralarından oluşuyor.

Selçuklu’nun çözülmeye yüz tuttuğu Atabekler dönemi. Veya Selahaddin Eyyubi’nin güçlenmeye başladığı dönem.

İçlerinde Araplar’ın, Türkmenler’in, Kürtler’in bulunduğu askerler.

“Askerlerimiz arasında, yiğitlik, takva ve cömertlikte zengin bir Kürt vardı. Onunla bir Frenk şövalyesi arasında bir kapışma oldu...”

“Bazıları da sadakatleri nedeniyle savaşırlar. Bunun bir örneği Faris adlı, adına yakışır bir süvari olan bir Kürd’ün olayıdır.” (Faris, Arapça'da süvari anlamına geliyor.)

Üsame, kitabında bu ‘kapışma’ların detaylarını da anlatıyor.

Bazen bir Arap, bazen bir Türk, bazen Siyahi bir askerden bahsediyor Üsame.

(Kitabı okurken, zamanın Sisi’lerini, Esed’lerini görmek mümkün.)

O kasvetli ve çok savaşlı dönem, muhteşem bir finalle noktalanıyor.

Selahaddin Eyyubi, Mısır, Suriye ve Irak’ı içine alan bölgede Müslümanların birliğini sağlıyor ve 1187’de Haçlılar’ı yenerek mübarek Kudüs’ü yeniden fethediyor.

Eyyubi Kürt. Ve Eyyubi’nin Türk, Arap, Afrikalı askerleri, emirleri, komutanları var. Yani fetih, hep birlikteyken müyesser olmuş.

Kudüs, bugün de işgal altında. Bugün, aynı konuyu değişik terimlerle konuşuyoruz.

İslamofobi, değişik terimlerden biri. Eskiden yoktu. Daha doğrusu vardı da, adı böyle fiyakalı değildi!

Haçlılar? Eskiden de vardı. Ve Bush gibi patavatsız siyasiler sayesinde Haçlı ruhunun bugünkü Batı dünyasına ‘hulul’ ettiğini görebiliyoruz.

İsrail? Yoktu. Bugün, imtiyazlı bir katliam makinası olarak durmaksızın çalışıyor.

‘Haçlılar’ bugün, itiraf edelim, o devirlere göre daha avantajlı. Ülkelerimizin karmakarışık hali onların işini kolaylaştırıyor. Zaten, kendi işlerini kolaylaştırmak için ülkelerimizi karıştırıyorlar. Yumurta tavuktan çıkıyor, tavuk da yumurtadan!

Türkiye’yi de karıştırmaya çok uğraştılar. Maalesef, o komplo teorisi artık teori değil, gerçek. Görüyorsunuz, dünyanın her tarafında bütün paraleller, ne kadar paralel. (Neoconu, İsrail’i, yerine göre Alman’ı, Fransız’ı, yerlisi, hepsi, ne kadar paralel.)

Bütün bu kargaşanın ortasında, bir ‘çözüm süreci’miz var.

Sürpriz bir hikaye. Kimsenin aklına gelmezdi birkaç yıl öncesine kadar.

Kürtlerle Türklerin, sanki DNA’larıyla oynadılar. Sanki mahkumuz birbirimize düşman olmaya.

Milleti ikna etmek büyük işti. Irmağı tersine akıtmak kadar zor.

Olur muydu? Derin devlet, ulusalcılar, Amerika, Avrupa, İsrail, yok canım, olmazdı bu iş.

Bunu deneyebilecek bir kişi vardı, denedi ve başardı.

Başardı ama, herkeste surat bir karış. Ulusalcısı, liberali, paraleli, hepsi tatsız tuzsuz. Niye ki?

Basit: Erdoğan’ı sindiremediler.

Ve yerliliği sindiremediler.

Bir misyon mu yüklenecekti, Suriye’den Türkiye’ye, Irak’tan İran’a kadar bütün Kürtler’e?

Ne diyorlardı? İsrail gibi bir ‘Kürdistan.’ Ortadoğu’da, Batı himayesinde, İsrail’in oyuncağı bir siyasi ‘entite.’

Teori böyleydi.

Bozuldu teori. Sade teori bozulsa iyi, liberal veya paralel, abiler de bozuldu.

Bugün, çözüm sürecinin yeni bir aşamaya geldiğine dair kuvvetli işaretler var. Belki Nevruz’da, barış, daha görünür olacak.

Tabii ki, düz bir yol değil, kurcalayan, tuzak kuran çok. Bir sürü müzevir, bir sürü senaryo yazıyor, yazacak.

Türklerle Kürtler’in birlikteliği, sadece Türkiye için değil, sadece Türklerle Kürtler için değil, bütün Ortadoğu için bir imkandır.

Kıymeti bilinirse, bu birliktelik, daha birçok oyunu bozar.

838 yıl önce Kudüs’te, Selahaddin’le nasıl bozulmuştu Haçlı oyunu?

MAHİR KAYNAK

Mahir Bey, önceki gün vefat etti. Müstesna bir şahsiyetti. Onu, bütün provokatif olaylarda provokatörün planını deşifre eden, herkesin nereye baktığını görüp ‘bir de buraya bakın’ deyip ezber bozan bir düşünce adamı olarak hatırlayacağız. Allah Rahmet etsin.

#Üsame İbn Münkız
#İbretler Kitabı
#Selçuklu
#Faris
9 yıl önce
828 yıl önce Kudüs’te
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle