|
Bu seçimde ‘küçük hesap’ yok
Etnik kökeni baz alan nüfus hesaplamaları eskiden çok yapılırdı. Bu sıralar rastlamıyorum.

“Türkiye'de 20 milyon Kürt var.”

Başka?

10 milyon Çerkez var. 5 milyon Laz var. 2 milyon Gürcü, 2 milyon Arap var, Abhaz var, Arnavut var, Boşnak var, böyle bol keseden sayar dururlardı.

Türkiye'nin nüfusu kaç? O zamanlar 40 milyon küsur.

Eee? Türkler'e yer kalmadı?

Geçenlerde, bir tartışmaya rastladım. Kimi CHP'li, kimi paralelci, kafa kafaya vermiş, hesap yapıyorlar. Şu eski etnik hesap gibi.

HDP yüzde kaç alır?

Bir anketçi bulmuşlar kafalarına göre...

HDP yüzde yüzde 10'a yakın görünüyor ama, yüzde 11'i geçebilir.

Güzeeel.

Düne kadar tuttukları HDP'liyi KCK'dan hapse atıyorlardı, şimdi, muhabbetten çıldırıyorlar, el bebek gül bebek.

MHP?

MHP ankette yüzde 18 görünüyor.

“Hayır” diyor tartışmacı, “MHP'nin bu seviyede kalacağını düşünmüyorum. Bir kaç puan yükselecek.”

Bu da güzel.

Ama nasıl bir sevgi! 'MHP aşkı'yla 'HDP aşkı' aynı kalpte durur mu? Duruyor.

CHP?

'CHP, ekonomik projelerle atağa geçti. Yüzde 30'ları zorlar.' (Zam vaadine proje diyorlar bu da yeni çıktı.)

Bağımsızlar yüzde 6-7 alırmış. Hakan Şükür falan da var ya, patlayacak oylar!

Milli ittifak?

Yani, merhum Muhsin Bey'in çizgisini bırakıp Paralel'e karışan partiyle, merhum Erbakan'ın çizgisinden çıkıp Esat'la Paralel'in arasında duran parti.

Onlar barajın eşiğinde, ha geçti ha geçecekler.

Yüzde 8-9 milli ittifak, yüzde 6-7 bağımsızlar, etti 15...

Yüzde 30 CHP, yüzde 20 MHP, etti mi 65.

Yüzde 10 HDP. Hak-Par'ı da ekle. Yüzde 1 Perinçek'e, biraz da Haydar Baş'a ver.

Yüzde 75'i geçiyor.

AK Parti'ye kalıyor yüzde 20 küsur.

Ankette AK Parti'ye yüzde 38 vermişlar ama, lütfen vermişler. Yüzde 38'i AK Parti'ye yazınca, hesap yüzde 120'ye çıkıyor. E, böyle hesap, aritmetikte yok, geometride de yok. Üçgenin iç açıları toplamı, ne yapsan 180'i geçmez.

Dipten başa yalana, spekülasyona bina edilmiş bir tartışma, hiç mi etki icra etmez?

Eder, her yalanın müşterisi vardır.

Bu arkadaşlar da, yalanın müşterisine hitap ediyor. Yüzde bir mi olur, üç mü olur.

'Küçük hesap' diyemeyiz. Düşünün, HDP'nin barajı aşıp aşmaması yüzde 1 oy fazla ya da eksik oy almasına bağlı.

Yüzde 1'in Meclis aritmetiğine etkisi, belki de 20'dir.

Yüzde küçük diye, hesap küçük olmaz.

AK Parti'nin, 'büyük hesap' yaparken, 'küçük hesaplar'ı küçük görmemesi lazım.

Nedir büyük hesap?

AK Parti'nin bugüne kadar uyguladığı ve başarılı olduğu makro politikalardır büyük hesap.

Çözüm sürecinden ekonomiye, sağlıktan eğitime, ulaştırmaya, sosyal hizmetlere...

Hepsini sayabilirsin.

Marmaray'dan üçüncü köprüye, İstanbul-İzmir arasını üç saate düşüren Körfez geçişinden, Kars'a kadar gidecek hızlı trenlere, hepsini...

Ve, İmam-Hatiplilere, meslek liselilere, başörtülü kızlara edilen zulümleri...

Başörtülü kadının Meclis'e girmekte özgür oluşunu. Kürtlerin sözde değil, özde kardeşliğini...

Paralel yargı kumpaslarıyla başetme iradesini.

Bunlar, 'büyük hesap'tır, ama, AK Parti seçmenini seçime odaklamak da, etkisi yüzde 2-3 bile olsa, 'küçük hesap' değildir.

Bir gerçek var, AK Parti'nin çevresinde fitne fesada hevesli, paralele benzer bir taife zuhur etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı bir yere, Davutoğlu'nu başka bir yere koymaya çalışan, buna felsefe üreten, twitterda şurada burada çenesi durmak bilmeyen bir taife.

(Başka siyasetçiler de var bu taifenin mevzu edindiği, ama niye fesadın değirmenine su taşıyalım?)

O ürettikleri şey, zehir gibi, içten içe tesir icra ediyor.

Seçim sürecinde, AK Parti'nin en çok sakınması gereken, bu zehirdir.

Ne mi yapmak lazım zehirin tesirine mani olmak için?

Kolay.

AK Parti'nin geleneğinde var olan 'kardeşlik', 'dostluk', 'dayanışma', 'feragat', 'fedakârlık' gibi değerleri her zamankinden daha gerçek ve her zamankinden daha görünür kılmak lazım.

'Üç dönem kuralı'na takılan tecrübeli siyasetçilerin, eski yönetici ve bakanların –ki onların çoğu çıkıyor meydanlara- sahayı hallaç pamuğu gibi atmaları lazım. Daha çok, daha omuz omuza...

AK Parti tabanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la Başbakan Davutoğlu'nu bir arada görürse sevinir.

Böyle bir sevinç, tabanın hakkıdır, seçime de faydası olur.

Abdullah Gül, bu partinin seçtiği Cumhurbaşkanı'dır.

Gül'ün, şimdi, şu seçim zamanında, daha yakında ve daha ilgili durması hakkaniyete, vefakarlığa daha uygundur.

Bu da tabanın hakkıdır.

Bunları yapmak lüzumludur ve imkan dahilindedir.

Zamanı da bugünlerdir.

Bu seçimde küçük hesap olmaz.
#HDP
#MHP
#AK Parti
9 yıl önce
Bu seçimde ‘küçük hesap’ yok
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle