|
Kazvin’de kuşlar tek kanatla uçar
Biz dümdüz insanlarız, ayağımız takılmaz, yürürüz, ayağımız takılır sekseleniriz, duramadık, düşeriz.

Yağmurun gökten yağdığını biliriz, otların yerden bittiğini. Güneşin ışıttığını, gecenin örttüğünü.

Böyleydik. Bu halimiz, siyasetimizde de geçerlidir, ticarette de. Hoş çoğumuz ticaretten anlamayız ama, anlasak, böyle yapardık, düz, dalaveresiz.
Satamayınca, satamadık, satınca, satıldı. Kar edince kar ettik, zarar edince zarar ettik. Tek kamaralı parlamento gibi, bir defada, ya al, ya ver. Böyle ticaret.

Siyasette de dümdüz.

Ya devrim yapacağız, sanki devrim olunca bize sıfır kilometrede bir memleket verecekler! Saati ayarlar gibi, memleketi ayarlayıp tıkır tıkır işleteceğiz, herkesin derdi bitecek, mazlumun yüzü gülecek, zalimin başı belaya girecek.
Ya da partimiz iktidara gelecek, her yer güllük gülistanlık olacak. O sabah, gün, başka türlü doğacak. Temelin, ‘Bizum çamenun ezani okundu mi’ demesi gibi, ‘bizim güneş’ doğacak.

Başkasının iktidarında doğan güneş ithaldi anasını satayım!

Romantik. Bizim sıfatımız buydu. Ne modern, ne postmodern, ne klasik... İlle bir şey olacaksa, antik.

Kazın ayağı öyle değilmiş.
Merhum Erbakan, Türkiye’de siyaset yapanların belki en zekisiydi, öyle şeytani bir kumpasa maruz kaldı ki, memleketin en kıdemli profesörlerinden biri olduğu halde, 28 Şubat ona doktora yaptırdı.

Fakat biz, dalaverenin, üçkağıtçılığın, kumpasın büyüğünü Erdoğan’ın iktidarında gördük.

Şimdi hepsini sayıp dökmeyeyim, irili ufaklı darbe teşebbüslerinden kapatma davalarına, ecnebi patentli Gezi tertibine, Paralel’in yine ecnebi damgalı enva-yı çeşit hilesine, hurdasına kadar. Kabul edelim, en dolambaçlısı, en şeytanisi, paralel kumpastı. Karşıdan değil, evimizin içinden vurdu.

Allahtan, hepsi bir kerede gelmedi. Önce biri patladı, darbe kılığında, sözümona hukuk kılığında, sonra öteki, ağaç kılığında... Ve sonra, yolsuzluk, himmet, hizmet kılığında… Doğrusu, AK Parti siyaseti, özellikle Erdoğan’ın olağanüstü siyasi meziyetleri sayesinde, bu belaların hepsini aşmayı başardı.

Fakat artık anlamamız lazım, zemin temiz değil, hava temiz değil, her türlü pislik bize musallat olabilir.

Dün, bir şoktu bütün memleketi kilitleyen elektrik kesintisi.

Olur, şebekedir, kul yapısıdır, bozulur.

Beceriksiz adamlarımız var, eksik olmasınlar, bir beceriksizliğin, bir sakarlığın kurbanı olabiliriz neden olmasın?

Ya da ihmal. Çünkü bizim aklımız, felaket olunca başımıza geliyor.

Biz, inşaat mevzuatımızı, deprem olup 20 bin canımızı kaybettikten sonra ıslah etmiş bir milletiz.

Belki kazadır, arızadır. İyi de neden hepsi birden? Bilirdik, eskiden, her gün beş saat kesilirdi elektrik. Devlet, TRT’den ilan ederdi ve yıllarca sürdü planlı kesinti. Arızayla değil, yokluktan, ‘elektrik vardı da biz mi yedik?’

Neden bütün memlekette?

Bu bir şebeke, Bakan Taner Yıldız’ın dediklerine bakılırsa, ‘şebeke’ kesintinin bütün yurt sathını
kapsamasına engel olacak bir mekanizmayı içeriyor.

Birisi kurcaladı mı, her yer karanlık olsun diye şebekeyi?

Yani, bir ‘şebeke’ mi çökertti ülkenin elektrik şebekesini?

Demirel, ‘yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır’ derdi seçimlerde.

Tersinden söylersen, yaptıkları adilikler, yerli veya yabancı ‘şebekeler’in yapabileceklerinin teminatı olmaz mı?
Başbakan Davutoğlu, “Terör dahil her ihtimali dikkate alıyoruz” diyor, demek ki var böyle bir ihtimal.

Yeni bir süreç mi, seçime doğru, parça parça kriz senaryoları? Dün elektrik kesildi, yarın başka bir şey?

Tam bu havada, Çağlayan’da teröristler savcıyı rehin aldı. Var mı alakası, elektrikle?

Hiçbir şeye ‘var’ diyemeyiz, hiçbir şeye ‘yok’ diyemeyiz. Şu saatte, kimsenin elinde herşeyi izah edecek bir bilgi, bir delil, bir ipucu yok.

Bilmemiz gereken bir şey var, namussuzluk sınır tanımıyor.

“Kazvin’de kuşlar tek kanatla uçar” diye bir laf var. Ben bir yerden okumadım, bir arkadaşımdan işittim.

Kazvin, Hazar’ın güneyinde kadim bir şehir. Tüccar lafı mıdır, seyyah lafı mı? Belki bir rakip şehrin bühtanıdır, bilemem.

Tuhaf, niye tek kanatla uçuyorlar? İzaha muhtaç.

Cevabı şöyle:

Öbür kanatlarıyla arkalarını kolluyorlar.

Demek ki şeytan durmayacak, dikkatli olmak lazım, akla hayale gelmeyecek şeyler dahil, mel’anetin her çeşidine karşı…
#siyaset
#parti
#Erbakan
#Davutoğlu
9 yıl önce
Kazvin’de kuşlar tek kanatla uçar
Yalnız kalmaya mahkum olanlar
Çalışma izni ve ikamet tezkeresi artık birlikte
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı