|
Oylar, sandıkta durduğu gibi durmaz

Oy verirken dikkatli olmak lazım. Sabah evden çıkıyorsun. Okula gidiyorsun. Eline bir zarf, bir pusula bir mühür veriyorlar. Ya da evet, hayır anlamına gelen kağıtlar.

Atıyorsun sandığa... Senin zarfın öteki zarfların üstünde yatıyor.

Biraz sonra senin oyunun üstüne başka oylar atılacak. Birbirinin zıddına oylar, kimi Ahmet’e verilmiş, kimi Mehmet’e, kimi evet kimi hayır. Renkleri ne olursa olsun, birbirine düşman veya dost, bütün oylar, görebilirsin, sandık şeffaf, kuzu kuzu yatıyorlar.

HDP’ye verilmiş oyla MHP’ye verilmiş oy, üst üste duruyor, ikisinin de umurunda değil.

Sandığa girerken böyledir oylar. Sonra çıkarlar.

Sandıkta etkisizdirler, sandıktan çıkınca yapacaklarını yaparlar.

Gördük. 2007’de referandum oldu. ‘Reisicumhur halk oyuyla seçilsin mi’ sorusuna ‘evet’ diye cevap verdik. Attık oyları sandığa.

Bir şey olmadı, olmadı, olmadı derken 2014’e kadar geldik.

Ne oldu?

Ağustos’ta Cumhurbaşkanı, halk oyuyla seçildi. 2007’deki ‘evet’ oyları etkisini 7 sene sonra gösterdi.

2007 referandumu, aslında bir rejim değişikliğiydi, Türkiye o gün başkanlık sistemine geçti. (Bunu yazmıştım.)

Doğrudan halk oyuyla seçilen cumhurbaşkanı, dolaylı oyla seçilen cumhurbaşkanından farklıdır.

Böyle bir şey, kitapta yazılı olmayabilir. Anayasada, kanunlarda, tüzüklerde bulunmayabilir. Ben zaten tüzüklerden bahsetmiyorum. Eşyanın tabiatından bahsediyorum.

Eşyanın tabiatına, kanunla, tüzükle ne kadar müdahale edebilirsiniz?

Dolaylı oy’un, etkisi de dolaylı olur.

Ahmet Necdet Sezer, doğru, çok ‘geçimli’ bir reisicumhur değildi, Erdoğan Hükümetleri’ne ne kadar müdahale edebildi?

Atamaları onaylamadı. Erdoğan da asil atayacağı bürakratı vekil olarak atadı. Ne fark etti?

Kanunları Anayasa Mahkemesi’ne gönderdi. Veya veto etti. Nereye kadar?

O devirde, Erdoğan’ı seçen oylar ‘doğrudan’, Sezer’i seçen oylar ‘dolaylı’ydı.

Dolaylı oyun, etkisi de dolaylıydı.

Bizler, bu ülkenin vatandaşları, Erdoğan’ı, doğrudan oylarla seçtik.

Yüzde 52, 21 milyonu aşkın oy. Erdoğan en yakın rakibine 4,5 milyon fark attı.

Eşyanın tabiatı gereği, bu oyların da bir etkisi olacaktı. Oldu.

Cumhurbaşkanı’yla icra arasındaki mesafe azaldı.

İlk olarak (dönemin) Adalet Bakanı Bozdağ telaffuz etmişti ‘fiili başkanlık’ sözünü. Bu söz, bir siyasi gerçekliği yansıtıyordu.

Eşyanın tabiatı böyle... Bir de AK Parti’nin tabiatı var.

AK Parti hareketinin doğal lideri Erdoğan’dır.

Partiyi Erdoğan kurmuştur. Tabii ki yalnız kurmadı. Ama, diğer kurucular açısından da partiyi kurmayı cazip kılan en önemli faktörlerden biri Erdoğan’ın ‘karizma’sıydı.

Mesele bundan ibaret değildir.

Bu harekete türlü badireleri atlatan ‘liderlik’ de Erdoğan’ın liderliğidir.

Neydi o badireler? Kapatma davası. 27 Nisan muhtırası. 367 gailesi. Ergenekon. Gezi kalkışması. Paralel kumpas. Aralarda, irili ufaklı bir sürü sıkıntı. Askerin laf sokmaları, Ergenekoncuların tehditleri, sarıkız marıkız, cenin halinde kabzolunmuş darbeler...

Bütün görüşlere göre, başka hangi siyasi lider olsa, ya kurbanı olurdu bu belaların, ya da boyun eğer, çeker giderdi.

Erdoğan, değişikti. Teamülleri bozdu. Kendi teamülünü getirdi. Asker muhtıra verdi, o, kalktı ‘bu ne?’ diye sordu. ‘Sen bana bağlı olarak çalışıyorsun’ diye, adeta ‘karşı-muhtıra’ verdi.

Ayrıca, bütün bu süreçlerde, milletle, kendine has, eşsiz bir iletişim kurdu.

AK Parti’nin tabiatı ile ‘eşyanın tabiatı’ arasında bir ‘tenasüp’ var.

Şimdi, ‘mevzuat’ın, bu ‘tabii durum’a uygun hale getirilmesi gerekiyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan çıtayı oraya koydu. Haziran seçimlerinin ‘başkanlık seçimi’ olduğunu şimdiden söyleyebiliriz.

Varılacak yer şudur: Doğrudan oyla seçilen başkanın yönetimi ‘dolaylı’ olmaz. Oyların niteliği, yönetimin niteliğine sirayet eder.

‘Mevzuat’ı ‘realite’ye uygun hale getirmek, elbette çocuk oyuncağı değil. AK Parti’nin (veya eşyanın) tabiatına uyan bir şey, -içeride ve dışarıda- başkalarının tabiatına uymayabilir.

Ama mümkün.

Başarmanın ilk şartı, bunun ‘mümkün’ olduğunu görmektir.

#Ahmet
#HDP
#MHP
#Ağustos
#Erdoğan
9 yıl önce
Oylar, sandıkta durduğu gibi durmaz
İslamcılığın Bitişi mi Evrimi mi?
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü