|
Püf noktası jandarma

Siyasetin itibarını beş paraya indiren bir gelenek vardı siyasette.

Askeri vesayet, rejimin kıblesiydi. Herkes, kendi konumunu askeri vesayete göre belirliyordu.

Asker, siyasete hitaben, bir sıkıntı mı izhar etti? Siyaset hemen ‘durumdan vazife’ çıkarıyordu.

Rejimin sahibi askerdi. ‘Racon’u asker kesiyordu.

Bu vesayet, ‘iyi çocuk’lara adam öldürme, JİTEM’e PKK kılığında Kürt köylerine baskın yapma imtiyazı veriyordu.

Yasalardaki boşlukları askeri vesayet dolduruyordu. Vesayet, yasalara yeni anlamlar ve yeni işlevler yükleyebiliyordu.

Siviller 163. Madde’yi kaldırmıştı. Kaldırsın. Askeri vesayet brifingli yargıya 312. Madde’yi armağan etti. Al kullan, merhum Erbakan’ı ‘Kürdüm doğruyum’un altını çizdiği için mahkum et, şiirin içinde minare süngüye benzetiliyor diye Erdoğan’ı hapse at.

Siyaset yasağını da, hardal gibi sür askeri vesayetin üstüne, ye yiyebildiğin kadar! (Bu hardalı Üstat’tan ariyet aldım.)

MİT niye sorgulanmıyordu eskiden? Neden doğru dürüst bir MİT yasasına ihtiyaç yoktu? Çünkü, bir ‘askeri kurum’du MİT. Asker, ‘la yüs’el’di, yaptığından mes’ul değildi.

Yasaları asker tavsiye eder, sivil yapardı. Anayasa yapma tekeli zaten askerdeydi.

Sivillerin şapkalarını alıp gitmesi için, askerin bir iması yeterdi. Neydi askerin ‘ima’sı? Muhtıra.

Asker, sokaktan insanları toplar toplar götürürdü, kim ne diyecek?

Asker’in ettikleri, Allah’tan gelen bir afet, bir mihnet, bir bela gibi görülürdü, sorulmazdı. Bizim memleketin ‘fabrika ayarları’ buydu.

Bu ayarlar değişti. Değişmeye devam ediyor.

Muhalefet, ‘kıble’nin askeri vesayet olduğu zamanlardan bu tarafa bir türlü geçemedi.

Dikkat edin, evvelce askerin yaptığı işleri sivil siyaset yapınca muhalefetin şalteri atıyor.

İç güvenlik paketi de biraz böyle oldu.

Devletle birey karşı karşıya geldi mi bireyin tarafında durursun. Devlet, bireye ne kadar az müdahale ederse o kadar iyidir.

Toplum için de aynı şey. Çünkü toplum, insandır, devletse aygıt.

Bir izlenim var; iç güvenlik paketinin bireye veya topluma değil, devlete öncelik verdiğine dair bir izlenim.

Muhalefete göre, yasa çıkınca polis bizi yakaladığı yerde alıp götürecek. İktidarsa, bir değişiklik yok diyor, çoğu mevcut yasalarda vardı, biz acil durumlar için sivil yöneticilere inisiyatif verdik, verdiğimiz inisiyatifin de takibini mümkün kıldık.

Polis arabayı arayacakmış.

Zaten arıyor. Bırak polisi, AVM’lerde güvenlikçiler bile sana bagajı açtırıyor, bakıyor, ondan sonra ‘geç’ diyor.

Meğer polis, şüpheli arabayı durdurup arayamıyormuş. Yolda izde gördüğümüz aramalar, mülki amir izniyle yapılan rutin uygulamalarmış.

Suistimal olmaz mı?

Olur. Suistimalci yasanın eskisine yenisine bakmaz, şimdi de suiistimal eder, yarın da.

Gördüğüm o ki, Gezi kalkışması ve Kobani bahanesiyle üretilen şehir terörü, ‘toplumsal gösteri’nin çıtasını yükseltmiş.

Hükümet, bu tür gösterilerin kamu güvenliğini yok etme ihtimaline karşı daha donanımlı olmak istiyor.

Hepimiz şahidiz, Gezi’de de, Kobani olaylarında da, ‘sade vatandaş’ dediğimiz realite bir ‘tehdit’e maruz kalmıştı.

Muhalefetin, özellikle CHP ve HDP’nin sokak çağrısı yaptığı, ‘direnme hakkı’ndan bahsettiği bir ortamda, hükümet böyle bir çözüm buldu.

Doğru mu yanlış mı? Tartışılabilirdi. Eksiği fazlası dile getirilebilirdi. Ama, gürültüden hiçbir şey duyulmuyor.

Keşke, Meclis’te bu kadar arbede olacağına, bunun on katı tartışma olsa.

Paketin, muhalefetin pek konuşmadığı bir boyutu var.

Düzenleme, Jandarma teşkilatında il ve ilçe komutanlarını atama yetkisini İçişleri Bakanı’na veriyor. Jandarmanın disiplin amiri vali ve kaymakamlar oluyor.

Bu, ‘sivil’ bir reform. Siyaset, şu anda, ülke toprağının yüzde 85’ini oluşturan kırsal alanın güvenliğinde yetkisiz.

Bu düzenleme, şüphesiz, şimdiki ‘garabet’e nazaran ileri bir düzenleme. Çıkığın yerine oturtulması gibi, sağlıklı.

MİT TIR'larına yapılan paralel saldırı da, jandarma üzerinden, kırsal alanda yapılmıştı. Paket, bu arızalı durumu da bir ölçüde gideriyor.

Kıblesi ‘askeri vesayet’ olan siyasetin asıl sıkıntısı bu. Mevzuat boşluklarını suiistimal ederek millete kumpas düzenleyen paraleller de bu dertten muzdarip.

İtirazlar, tenkitler var. Olsun da. Ama, işin ‘püf noktası’ başka.

İşin ‘püf noktası’ bence askeri vesayet.

#JİTEM
#PKK
#MİT
9 yıl önce
Püf noktası jandarma
Bir olmayan dünya yok olur
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü