|

Yeni Ortadoğu''ya hazır olalım

Son dönemde, devrilen sadece Bin Ali, Kaddafi, Mübarek olmamış, zihinlerdeki eski Ortadoğu da gittikçe can kaybetmiştir. Ama asıl zihniyet dönüşümü ve devrimi Suriye üzerinden halen gerçekleşmektedir.

Cihangir İşbilir
00:00 - 21/12/2012 Cuma
Güncelleme: 23:09 - 20/12/2012 Perşembe
Yeni Şafak
Yeni Ortadoğu''ya hazır olalım
Yeni Ortadoğu''ya hazır olalım

Haritalar, tanımlamalar, coğrafi telakkiler hem bir anlayışın, ufkun, vizyonun ve bakış açısının sonucu hem de nazarları, teorileri, stratejileri, politikaları etkileyen, belirleyen, yönlendiren unsurlar. Jeopolitik teorilerin ve telakkilerin temelinde de bu unsurlar var.

''Ortadoğu'' isimlendirmesi ve bu isimlendirme ile kastedilen bölge belki de bu anlamda tarihte en çok tartışılan, müzakere edilen, uğruna kanlar dökülen, üzerine komplolar kurulan bir isimlendirme ve bölgedir. Her ''güç odağı''nın kendine göre bir Ortadoğu''su var. Hatta yakın zaman kadar hegemonik perspektifle hareket eden ''süper güç odağı'' olan ABD, Büyük Ortadoğu, Genişletilmiş Ortadoğu gibi kavramlarla yeni bir dünya düzeni kurma teşebbüsünde bile bulundu.

Şimdi tartışılan veya tartışılması gereken mesele bu bölgenin insanı, kendisi için biçilen bu elbiseleri giymeye devam mı edecek yoksa kendi elbisesini kendisi mi kesip biçip dikecek? Buna niyeti ve kabiliyeti var mı? Kapasitesi müsait mi? Ufukta ''Yeni Şark'' mı doğacak, yoksa Ortadoğu, kadim jeopolitik bölgesel ve küresel güç muharebesinin meydanı olmaya devam mı edecek?

ARAP DEVRİMLERİ/BAHARI

Evet, eski çamlar bardak, eski diktatörler ya mahpus yahut ma''dum oldular; unutulacaklar da yakında. Devam eden Arap devrimleri/baharı Ortadoğu''nun nereye gideceği ve ne zaman ''varış noktası''na ulaşacağı henüz belli olmayan ''normalleşme treni''nin ''ilk hareket''ini gerçekleştirip yola çıkmasına sebep oldu.

Bu yolculuk ne kadar sürer, tren hangi istasyonlarda durur, bilinmiyor şimdilik. Ama Tunus''ta başladığı için kimilerinin ''Tunusami'' de dediği ve tüm gücüyle önüne geleni yerle bir eden ''bahar dalgası'' eskiye dair pek çok şeyi de beraberinde götürüyor.

Yaşanan süreç içinde tıkanmalar, zorluklar, geriye gidiş gibi görünen gelişmeler yaşandı, yaşanmaya da devam ediyor zaman zaman. ''Eski Ortadoğu'' penceresinden olayları analiz edenler bu duruma bakıp ''Bahar, sonbahar oldu hatta kışa döndü'' yorumları bile yapabiliyor. Oysa ''bahar'' bir süreçtir ve hep güllük gülistanlık olmaz; fırtına, yağmur, çamur olur zaman zaman, hatta bazen kışı andıran şartlar geri bile gelebilir. Ama bahar gelmiştir artık, yaz yakındır.

Arap baharı/devrimleri de ''Yeni Şark''ın doğuşunda önemli bir etken oldu. İnsan onuru, refahı ve tercihinin esas motivasyon vesileleri olan ''bahar dalgası'' aslında bölge halklarının haklarını talep ettikleri devasa bir normalleşme hamlesi.

YENİ DÜZENE TÜRKİYE''NİN ETKİSİ

Yeni Şark''ın doğumu sadece bu devrimlerin yaşandığı ülkeleri değil, bu ülkelerle dini, tarihi ve kültürel bağı olan ve özellikle normalleşmeye direnen, zamanın akışını dondurmak isteyen tüm ülkeleri etkiliyor ve şark adeta yeniden inşa ediliyor.

Türkiye''nin Soğuk Savaş sonrası yaşamaya başladığı normalleşme süreci kesintilere uğrayarak 2002''ye kadar geldi. Son on yıldır ise özellikle darbe teşebbüsleri ve derin örgütlenmelerle hesaplaşmanın ve gerçekleştirilen anayasal reformların neticesinde bu normalleşme hayata daha çok yansımaya başladı. Rejimden geçtiğimiz on yıllar boyunca zarar gören kimi kesimlerin yeniden sisteme entegre olması ve bu sayede yakalanan siyasi ve ekonomik istikrar, Türkiye''ye uzun yıllardır arzu edilen bir kalkınma ivmesini yakalama fırsatı verdi. Bilhassa bu dönemde tarihi ve kültürel yönden akraba olan halklarla yaşanan yoğun etkileşim karşılıklı, kuvvetli bir ''kimlik inşa süreci''ni de tetikledi.

YENİ GELECEK İNŞASI

Bu etkileşimi yaşayanlar keşif yapmanın ''heyecan''ını yeni bir gelecek inşa etmenin ''cesaret''i ile harmanlayıp her şeyi sorgulamaya başladılar. Son on yıldır gerek Türkiye''den gerekse bölge ülkelerinin her birinden sürekli nabız tutarak bu izlenimi edindiğimi söyleyebilirim.

Türkiye''nin model olma iddiası olmasa bile model alınma istidadı bu dönemde kuvvet kazandı. Her ne kadar milliyetçi veya bölgenin diğer baskın rejim/ülkelerinin etkisindeki kesimler bu durumdan rahatsız olsa da tarihi derinliğin verdiği fıtri/doğal bir kabulle bölge insanı Türkiye''nin öncü ve örnek rolünün olmasını hep arzu etti.

Bu süreçte ''normalleşme sevinci''ni zehirleyen en önemli sebep ''Kürt sorunu'' oldu diyebiliriz. Önümüzdeki dönem içi de Türkiye Kürt sorunundaki aldığı mesafe kadar bölgede etkin olacaktır desek yanlış olmaz. Zira İran, Irak, Suriye ve Türkiye''deki Kürt nüfus üzerinde Türkiye''nin tüm iyi niyetli ve kararlı icraatlarına rağmen, planlar yapan bölgesel ve küresel odaklar olduğu meçhul değil. Onun için Yeni Şark''ın doğuşu büyük oranda Yeni Türkiye''nin yapacağı medeniyet hamlesine bağlıdır.

Çift kutuplu yapının Soğuk Savaş''ın sona ermesiyle bitmesi, bölgedeki zaafları ortaya çıkardığı gibi potansiyelleri de tetiklemiştir. Statik yapının örttüğü olumsuzluklar ve perdelediği zenginlikler gün yüzüne çıktıkça bugünlere kadar gelen değişim süreci aşama kaydetmiştir denilebilir. Bugünkü yaşanan bir tür başkaldırı, aslında on yıllardır devam eden jeopolitik dışlanmaya ve Soğuk Savaş sonrası yeni bir ''öteki'' arayan Batılı tezlerin konusu olarak yaşanan jeokültürel dışlanmaya ve bunlara uygun bir zemin hazırlayan totaliter rejimlere karşıdır. ''İsrail''in güvenliği''ni temin etmeye endeksli bölgesel politikalar ve Filistin''e yönelik uluslar arası vurdumduymazlık, enerji kaynaklarını kontrol etme amaçlı Körfez operasyonları ve Irak işgali ve en son bölgenin en hassas ''eksen''ini kıracak Suriye''deki 20 aydır devam eden hadiselere göz yuman uluslar arası ittifak bölgenin bir daha dönülmemek üzere yeni bir yola girdiğinin habercileri. Çünkü bu üç teşebbüste de küresel ve bölgesel (f)aktörler mevzi kaybetmiştir.

BÖLGENİN YENİ EKSENLERİ

Son dönemde, devrilen sadece Bin Ali, Kaddafi, Mübarek olmamış, zihinlerdeki eski Ortadoğu da gittikçe can kaybetmiştir. Ama asıl zihniyet dönüşümü ve devrimi Suriye üzerinden halen gerçekleşmektedir. Yeni Şark bu zihniyet inkılâbının gerçekleşmesiyle inşa

edilecektir.

Birbiriyle iç içe pek çok sorunun beşiği, tarihin en kanlı hesaplaşmalarına sahne olmuş, doğal ve kültürel zenginlikleriyle cazibe merkezi olan ve insanlık vicdanının merkezi hüviyetindeki bu bölgede eski sınırlar gibi eski eksenler de son gelişmelerle birlikte değişim seyrinde. Bölge ülkeleri ve küresel güçlerle birlikte uluslar arası örgütler de bu seyre ayak uyduramamanın sancısını yaşıyorlar bugün. Dünyanın akupunktur noktalarından pek çoğunu bünyesinde barındıran bölge, Doğu''nun Orta''sı olmaktan yoruldu; şimdi Yeni bir Şark''ın doğum mücadelesini ve heyecanını yaşıyor.

*İslam Dünyası STK'ları Birliği (İDSB) Genel Koordinatörü
11 yıl önce