YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

 

 

Hizmet devam etmeli

 
Yimpaş'ın Aşkabat'ta açtığı dev mağaza bir çok bakımdan ilkleri buraya taşıdı: Buralılar ilk kez yürüyen merdiven gördüler...

 

Sovyetler Birliği döneminde de anlamak mümkün olmuyordu; bağımsız cumhuriyet oldular yine 'sır' olan bazı özellikler taşıyorlar Türkmenistan gibi ülkeler... Meselâ şu sorunun cevabı bu coğrafyada verilemiyor: "Aylık geliri düşük olan insanların alım güçleri nasıl yüksek olabiliyor?" Cevap verilemese bile bu 'sır' üzerine oturan bir kabul buralara gelen şirketleri harekete geçiriyor: Bu coğrafya insanlarının gelirleriyle mütenasip olmayan bir alım güçleri var...

Yimpaş'ın Aşkabat'ta açtığı dev mağaza bir çok bakımdan ilkleri buraya taşıdı: Buralılar ilk kez yürüyen merdiven gördüler... İlk kez üzerine etiket vurulmuş mallarla tanıştılar... Bu kadar çok ürünle de ilk kez karşılaştılar... Yozgat testi kebabı, tandır gibi yiyecekleri, hatta döneri bir çoğu ilk kez tattı...

İlk günün hâsılatı ne olacak? Yimpaş yöneticileri herhalde en çok bu soruya cevap aramışlardır... Bizde insanların cebine yönelik sorular ayıp karşılanır ya, ben de "Kasaya ne düştü?" diye soramadım; ancak, mağazayı baştan ayağa bir kaç kez dolaşarak Aşkabatlıların tepkilerini ölçmeden de edemedim. Çoğu fotoğraf makinasıyla gelmişti alışveriş merkezine ve her yenilik önünde durup poz veriyorlardı; sanki ertesi gün ellerinden uçup gidecekmiş gibi gördükleri belliydi burayı... En çok vakti de, güzellik ürünleri ve parfümeri önünde geçiriyordu kadınlar... Daha akşam olmadan, o bölüme ait stokların eridiği haberi ulaştı...

Yimpaş'ın özelliği mağazalarında sattığı ürünlerin büyük çoğunluğunun kendi damgasını taşıması... Aytaç et ürünleri ile Avrupa'da bir numara; elbise, mobilya, ayakkabı, bisküvi, çikolata fabrikaları da var... Kendi üretemediğini fason yaptırdığı da oluyor. Yurtdışında açılan bir mağaza büyük ihraç kapısı anlamı da taşıyor böylece... Aşkabat'a gelen mallar bir kaç sınır aşan çok sayıda TIR ile ulaşıyor... Rafları dolduran malların büyük bir bölümü Türk malı...

Bir süredir burada yaşayan bir Türk, mağazada dolaşırken yanıma gelip, "Türkiye gerçek anlamda Türkmenistan'a şimdi girmiş oldu" dedi ve ekledi: "Burada Türk fabrikaları, müteahhitlerimizin inşa ettiği köprüler, yollar, binalar var, ama onların kim tarafından yapıldığı unutuldu bile; oysa buradan satın aldığı malı her kullanışında Türkiye'yi hatırlayacak Türkmen..." Bunları söyleyen gencin gözlerinin buğulandığını fark ettim...

Geçen ay, Türkmen-Türk bayramı kutlamaları için Aşkabat'a gelen heyetin sebep olduğu densizlikler yüzünden, bir ara, Türk firmalarının açılışları tehlikeye girmiş; Türkmenbaşı'nın, "Ne haliniz varsa görün, fabrikalarınızı, mağazalarınızı kendiniz açın" tavrı zor yumuşamış... Bu sebeple, açılışlar, daha derli toplu, düzgün ve az heyecanlıydı, ama galiba böylesi daha güzel oldu. "Bu yıl da bekâr gezelim" şarkısıyla ünlenen Grup Laçin ile fasıl yapan bayan saz sanatçılarından oluşan Güldeste topluluğu Türkmenlerin de seveceği bir konser verdiler...

Türkmenistan'ın en görkemli binaları Cumhurbaşkanlığı Köşkü ile hemen karşısındaki altın kubbeli tören salonu. Ruhiyat Sarayı adıyla anılan tören salonu bayram günleri kabullerin yapıldığı yer. Türkmenbaşı'nın doğum gününe denk düşen baydak (bayrak) bayramının şânına uyan biçimde kutlanması için bütün tedbirler alınmış... O akşam sarayın önünde patlatılan hava-yi fişekler gibi bir şölene daha önce tanık olduğumu sanmıyorum. Sanatçılar sarayın önünde çeşitli etkinlikler sergileyip şarkılar söylediler... Cumhurbaşkanının önünde yapılan törenden sonra meydan halka açıldı ve bu defa Türkiye'den bizimle gelen sanatçılar sahne aldılar...

Bir ara burada en ünlü sanatçı İbrahim Tatlıses'ti, bir hatası onun gözden düşmesini getirdi... Geçenlerde Mahsun Kırmızıgül gelip konser vermiş; ama iki etkinliği de görenler, Grup Laçin ve Güldeste'nin halkın rağbetine daha fazla muhatap olduğunu söylediler... Türkiye'den gelen mankenler de, hem açılışta hem de Ruhiyat Sarayı önünde Osmanlı dönemi kıyafetlerini sergilediler...

Açılışta cumhurbaşkanı için tahtlı özel bir otağ kurulmuştu; bir yanında Yimpaş yönetim kurulu başkanı Dursun Uyar oturuyordu da, öte yanındaki koltuk boş kalmıştı. "O koltuk kime ayrılmıştı?" diye sorduğumda, "Büyükelçiye" cevabını aldım. Türkiye'nin Aşkabat büyükelçisi, temsil ettiği ülkenin en önemli yatırımına, öyle anlaşılıyor ki, yetişememişti...

Türkmenbaşı daha sonra gittiği her açılışta bir kusur bulmuş... Aşkabat'ta bir başka yenilik olan döner lokantalı kuleyi bile, "Gidin de Türklerin yaptığı düzenlemeyi görün" diye küçümsemiş... Yimpaş mağazası, hem sattığı ürünler hem de estetik düzeniyle Türkiye'yi Türkmenistan'da hakkıyla temsil ediyor, bilesiniz...

Yimpaş Yozgat merkezli olduğu için açtığı mağazalarda çalışanların çoğu da o çevrenin gençleri oluyor. Mağaza sayısı arttıkça Yozgatlı çalıştırma alışkanlığı da herhalde arkada kalacak. Aşkabat mağazasında aşk ve şevk içerisinde çalışan güzel güzel Rus gençlerini görünce, "Ne yapıp edip, her mağazanızda bunlardan ikişer üçer bulundurmalısınız" teklifini yaptım. Rus gençlerinin hizmette kusursuz bir performans sergilemeleri öteki çalışanlara örnek olacak kadar göz doldurucu...

Bu tür yatırımların devamı gelmeli.


21 ŞUBAT 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Taha KIVANÇ

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...