|
|
Hâlâ muhalefet yok Hak-İş eski Başkanı ve Refahyol döneminin Çalışma Bakanı Necati Çelik, geçmişten ders alınmadığı için Saadet Partisi kuruculuğundan istifa ettiğini belirterek, "Türkiye'de muhalefet sorunu var" dedi.
Hükümetin hâlâ iş başında olmasını neye bağlıyorsunuz? Bugünkü hükümet Türkiye'nin taşıyamayacağı ölçüde, ülkeye yük olmuştur. Her türlü eylem, her türlü protesto, her türlü hakaret yapıldığı halde, bunlar hiçbirşey olmamış gibi gayet pişkin bir şekilde hükümet etmeye devam edeceklerini açıkladılar. Halka karşı sorumluluk duymuyorlar. Çünkü iktidarı tayin eden güç halk değil, hakim güçlerdir. Hakim güçler ve medya terörü, hükümetin halka rağmen iktidarda kalmalarında birinci faktördür. Elbette ki muhalefetin yetersizliği de ikinci faktördür. Sayın Ecevit, "İstifamızı isteyenler bize iyi bir hükümet alternatifi önersinler" diyebiliyor. Saadet Partisi'nin Kurucular Kurulu üyesi oldunuz, ama vazgeçtiniz. Neden? Kapatılana kadar FP'den den ayrılmamayı doğru bir hareket olarak düşündüm ve ayrılan arkadaşları tasvip etmedim. Çünkü sistem solu bölmüş, merkez sağı bölmüş, milliyetçi hareketi bölmüş... Bizi de bölerek halkın iktidarını engelleme oyununa gelinmemeliydi. Ama RP ve FP'de sürdürdüğümüz gelenekçi çizginin Türkiye'ye faydasının tartışılması gerektiğini partinin yetkili organlarında hep ifade ettim. Ve mutlaka demokratik bir açılım yapmamız gerektiğini söyledim. Geçmiş tecrübeler şunu göstermiştir ki, din eksenli bir siyaset, dine ve dindarlara fayda sağlamamıştır. Bu tarz siyaset seçmenler arasında gerilimi artırır. Hakim güçler özellikle bu çatışma kutuplarının oluşmasını istiyor ve bunu besliyor. Akıllı insanlara düşen bu oyuna gelmemektir. Bu oyunu bozmak için siyaset üretmektir. FP'de, SP'de bunun kavgasını verdim. Teşkilatların hemen hemen tümü, yetkili organların ve milletvekillerinin tümü benimle aynı görüşte olamalarına rağmen, 3-5 arkadaşın kompleksleri, kaprisleri , paranoyaları, hem siyesetin önünü tıkamıştır, hem Türkiyenin önünü tıkamıştır. Dolayısıyla bugünkü hükümetin ömrünü uzatmıştır. SP'den bu nedenli uzaklaştım. Ama size teklifler geliyordur siyasetten... Saadet ve AK Parti'de görev almadığımı duyan, diğer partilerdeki dostlarım, siyasete kendi partilerinde devam etmem yönünde tekliflerde bulundular. Herhangi bir partide görev almak için erken olduğunu düşünüyorum. Beni bugünkü siyasi hareketler tatmin etmiyor. Ama benden faydalanmak isteyen bir siyasi parti teklifte bulunur ve ısrarlı olursa, ben de faydalı olacağıma inanırsam ileriki günlerde düşünebilirim. Hangi partiye daha yakınsınız? Bugünkü partiler aralarında pek fark olmadığına inanıyorum. Siyaset koltuk ve milletvekilliği için yapılıyor. Millete ve ülkeye hizmet maalesef ikinci hatta üçüncü plana itilmiş durumda. Din-laiklik ve din-siyaset gibi temel konularda açık, çıplak görüşü olan insanların, daha sonra bir fikri değişime uğrayacaklarını hiç zannetmiyorum. Söylenenleri de 28 Şubat sürecinin bir zorlaması olarak değerlendiriyorum. AK Parti ve Tayyip Erdoğan hakkında ne düşünüyorsunuz? Tayyip Bey'in dolayısıyla AK Parti'nin arkasında çok büyük bir halk desteği ve gücü var. Bunu görememek için kör olmak lazım. Ama sadece halktan oy almanın siyesette yeterli olmadığını görmek lazım. Söylem ve eylem olarak sistemle, özellikle rejim ve onun temel dayanakları ile çatışma halinde olmamak lazımdır. Anayasa'nın 2. maddesinde tarifini bulan rejim konusunda, hiç- bir siyasi hareketin en ufak bir kışkusu en ufak bir tartışması olmaması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye'nin sorunu, bir kesimin, demokrasiyi, laikliği ve Atatürkçülüğü problem kabul etmesidir. Diğer sorun ise öbür kesimin dini problemin kaynağı görmesidir. Bu iki kutup Türkiye'yi geriyor. Ve bu iki kesim bunalımdan ve gerilimden beslenerek siyaset yapıyor. Erdoğan'ın önü kesilmeye çalışılıyor... Anayasa Mahkemesi'nin Hasan Celal Güzel hakkında verdiği kararı dikkate alarak, Tayyip Bey'le ilgili kararı verirken çok zorlanacağını düşünüyorum. Bunu gören medya grupları mahkemeyi baskı altında tutmak için o kasetleri servise koymuşlardır. Mahkemeden yasak yönünde bir karar çıkacağını sanmıyorum. Benim esas endişem, o kasetler hakkında yerel mahkemelerin ne söyleyeceğidir. Laiklik hakkında söylenmiş sözlerin, bugünkü hukuk sisteminde düşünce ve ifade hürriyeti olarak kabul göreceğini sanmıyorum. Yeni bir oluşum mu sözkonusu?
Bütün bu olumsuzluklara rağmen, yetişmiş, siyaseti ülkeye hizmet olarak düşünen, hem dinle hem laik cumhuriyetle sorunu olmayan, akıllı siyaset adamlarının olduğunu biliyorum, tanıyorum. Belki de Ankara'ya döndükten sonra bu kadrolarla oturup tartışmayı veya bu mevcut siyasi hareketlerden birine yön vermeyi, veya yeni bir siyasi hareket başlatmayı düşünebilirim.
|
|
|