AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Asker-sivil ilişkisi (3)

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin oynadığı siyasi rolün en önemli araçlarından biri, bu kurumun idari, mali, siyasi denetim dışı kalması ve siyasetteki gücünü bu denetimsizlikten hareketle üretmesi olmuştur.

Nitekim 7. Uyum Paketi bu denetim sorununun en önemli ayaklarından birisine, mali denetim işine el atmıştır.

Bu paketle yapılan değişiklerin önemini, anlamını ve sınırlarını görmek için, dün MGK için yaptığımızı tekrarlamak, ilk aşamada ordunun 7. Uyum Paketi önceki mali özerlik haline değinmemeiz gerekiyor.

Bu konudaki adımlar darbelere paralel gider.

İlk adım 12 Mart 1971 Askeri Muhtırası'yla atılmıştır.

Muhtıra sonrası anayasal bir değişiklikle Silâhlı Kuvvetler'in elinde bulunan devlet mallarının aleni şekilde denetlenmesi sona erdirilmiş ve bu denetlemenin usullerinin "millî savunma hizmetlerinin gerektirdiği gizlilik esaslarına uyun olarak kanunla düzenlenmesi" öngörülmüştür.

Başka bir deyişle Sayıştay'ın genel ve katma bütçeli dairelerin bütün gelir ve giderlerini ve mallarını TBMM adına denetleme ve hükme bağlama işlevine istisna getirilmiş, ordunun elindeki mallar ile bundan doğan tasarruflar tümüyle denetim dışı tutulmuş ve ordunun iç denetimine bırakılmıştır.

Askerî bünyenin sivil hukuk alanı dışına taşınıp yargı denetiminden uzaklaşması, aynı şekilde mali denetimden muaf hale getirilmesi yasal düzeyde Genelkurmay Karargâhı'nın hem ayrı bir siyasî merkez oluşturmasına ve hem politik gücünün artmasına zemin hazırlamıştır.

Bu konudaki ikinci büyük adım 1980 askeri darbesinden sonraki dönemde yapılacaktır.

Bunlardan ilki 1985 tarihinde 3162 sayılı bir yasayla Sayıştay Kanunu'nun 30. maddesinde yapılan değişikliktir. Bu değişiklik askerî harcamalar olarak bilinen askerî alımlar ve bunların sözleşmelerini denetim dışı bırakmıştır ve askerî kadrolar üzerindeki Sayıştay denetimi de bir tür sona erdirilmiştir Daha doğrusu Sayıştay'ın denetleyemeyeceği istisnalar arasında sayılmıştır.

O tarihten bu yana Silâhlı Kuvvetler'in maddi tasarrufları, malları, harcamaları, silâh alımları tümüyle sivil, hukuki ve siyasî denetimin dışındadır. Askerî alımların devasalığı, askerî harcamaların bütçede tuttuğu yer, ayrıca bir o kadar bütçe dışı fon alımları olduğu da dikkate alınırsa, bu durumun elbette ordunun sorumluluk dışı konumunun ve hareket serbestiyesinin, ve özerkleşme eğilimin en önemli unsurlarından birisi olduğu ortaya çıkar.

Belirtmek gerekir ki, 7. Uyum Paketi'ndeki bu meseleye yönelik düzenlemeler MGK faslına oranla ürkek olmuştur.

Düzenlemelere ürkekliğin de ötesinde yetersiz denebilir.

7. Uyum Paketi ile ordunun elindeki devlet mallarının denetlenmesi rejimine hemen hiçbir anlamlı değişiklik getirilmemiştir. Denetleme yine gizli olacaktır, milli savunma hizmetinin gereklerine göre düzenlenecektir. Fark bu düzenlemenin kanun yerine yönetmelikle yapılacak olmasıdır. Yönetmelik hazırlanırken Sayıştay görüşü alınması hükmü gelmiştir, ancak aynı şekilde Genelkurmay Başkanlığı'nın görüşü de devreye sokulmuştur.

Askeri harcamalar ve askeri kadrolar üzerindeki denetimsizlik ise yarı yarıya giderilmiş bulunmaktadır. Sayıştay'ın harcama ve kadroları denetim dışı tutan 30. maddesi yürürlükten kaldırılmamamıştır.

Buna karşılık bir ek madde ile TBMM araştırma, soruşturma ve ihtisas komisyonları karar verdikleri ve TBMM Başkanlığı talep ettiği takdirde, Sayıştay'ın, denetimine tâbi olmayan kurumları da özelleştirme, teşvik, borç ve kredi uygulamaları açısından denetleyebileceği, Bütçe Kanunu'ndaki harcamalarını vizeye tâbi tutabileceği hükme bağlandı. Bütçe dışı harcamalar da aynı usûle bağlandı. Maddede bu usûlün kamu kaynak ve imkânlarından yararlanan her türlü teşkilât, fon, işletme, şirket, kooperatif, birlik, vakıf ve dernekler de için de geçerli olduğu belirtildi.

Bu uygulama, askeri harcamaları hem siyasi hem hukuki denetim kapısına açmak açısından son derece önemlidir. 30 yıllık bir uygulamayı bir anlamda tersine çevirmiştir.

Ancak yine görmek gerekir ki, Sayıştay'ın denetimi kendiliğinden ve sürekli bir hale getirilmemiştir. Yasama organının talebine bırakılmıştır.

Bu açıdan düzenleme yetersizdir, sorunlar yaratabilecek, yani siyasi çekişmelerde kullanılabilecek niteliktedir. En önemlisi işlevsizliğe mahkumdur.

Ne var ki, atılan bu adım, arkasından diğerlerinin de geleceğini vaadediyor.

En azından biz öyle ummak istiyoruz…


7 Ağustos 2003
Perşembe
 
ALİ BAYRAMOĞLU
ALİ BAYRAMOĞLU


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED