Bir kez daha Gençlerbirliği'ni bayılarak izledim. Sadece Gençlerbirliği değil, günahlarıyla da olsa, Trabzonspor' a da bayıldım.

Gerçi ilk dakikalarda Trabzonspor, Gençlerbirliği'ni durduracaktı ama maç başladığında bu işin tersini gördük.

Bu çaba 13. dakikada, "şaibeli" penaltıyı getirdi. Ceza sahası içinde Okan'ın Sommers'e temasını hakem penaltı olarak cezalandırdı. Bu konuyu bana soracak olursanız, penaltı vermezdim. Ancak maçı Çetin Sarıgül yönetince sonuç, "şaibeli" de olsa penaltı olarak ortaya çıktı.

İşte bundan sonra Gençlerbirliği benliğini buldu. Sağlı-sollu akınlarla, Trabzonspor kalesini bunaltan Başkent ekibi devre biterken, Youla'nın "ilginç" golüyle skoru 1-1'e taşıdı.

Trabzonspor, ikinci yarının başında durumu idare etmeye kalkınca, bu kez sahneye Veysel'in "ilginç" golü geldi. Veysel'in şutunda, başta Erman ve kaleci Petkoviç olmak üzere, Trabzonspor savunmasının ne iş yaptığını hala çözemedim.

Burada Erman Güraçar için, özellikle paragraf açmak isterim: Bunca yıl Süper Lig'de oynadı, ancak futbolunu bir türlü geliştirmedi. Yenilen gollerde ve savunmadaki hatalarını yazsam sütunum yetmez. Kısa zamanda aklını başına almalı. Kredisi bitmek üzere. Benden hatırlatması!

Birde, Türk futbolunun son dönemlerdeki göz bebeği Gökdeniz'in, dünkü maçta varlığıyla yokluğu arasındaki farkı bir türlü çözemedim. Çözen varsa bana bildirsin.

Tüm bunlara rağmen, dünkü maç futbol adına güzelliklerle doluydu. İki takım futbolcuları da, soğuğa karşın yüreklerimizi futbol adına ısıttı.

Dünkü maçta Gençlerbirliği galip geldi. Fırsatları iyi değerlerdirdi. Trabzonspor canlı, ancak kale önünde beceriksizdi.

Sonuç olarak...

Gençlerbirliği zirvedeki inadını 48 puana taşırken, Trabzonspor şimdiden lider Beşiktaş'ı devirmenin hesabı içine girdi. Zira özlenen Trabzonspor'un ışıklarını dün gördüm.

Hem de yenilmesine karşın...

GÜRAY SOYSAL

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu