T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 19 ARALIK 2005 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv
Gökhan ÖZCAN

Ahtapotla 15 yıl

Haberi okuyunca şaşırdım, internet hayatımıza gireli 15 yıl olmuş. Şaşkınlığımın sebebi "Vay be zaman nasıl da geçip gidiyor!" gibi bir şey değil; aksine, hayatımızda internetin hiç bulunmadığı zamanları aniden hatırlamış olmam. Birileri son elli yılın en önemli icadının internet olduğunu boşuna iddia etmiyor; meğer sanal ahtapot hayatımızın her tarafına kollarını uzatmış da haberimiz olmamış. Ahtapot benzetmesini boşuna yapmadım; alemlerden sanal olanın gerçek olan karşısındaki bu arsız ilerleyişi beni çok da mutlu etmiyor doğrusu. Geri kafalı olduğumu düşünürseniz sizi yadırgamam, ama şunu söylemeden de edemeyeceğim: Tarih boyunca hayatımıza eklediğimiz her teknolojik yeniliğin, hayatın özünden bir parçayı tedavülden kaldırdığını düşünüyorum.

Zaman kaybını önlediğini düşünerek icadettiğimiz her şey, kazandırdığı zamanı bize vermek yerine lüzumu çok tartışılır yeni birtakım uğraşların emrine verdi. Hayatı kolaylaştıracağını umduğumuz her teknolojik icatla, daha çok uğraşla sıkıştırılmış yeni bir hayat kurgusunun oyuncağı haline geldik. Bankalardaki fatura kuyruklarını, caddelerdeki kırmızı ışık eziyetlerini bir düşünün.

Daimi bir koşuşturmanın içindeyiz ve doğrusu her akşam evlerimize geldiğimizde bu koşuşturmanın hayatımıza ne eklediğini anlamaya çalışmaktan bitap düşüyoruz.

Telekomünikasyon araçlarının olmadığı bir dünyada yüz yüze konuşmak dışında bir seçeneğimiz yoktu ve kesinlikle daha anlamlı bir muhabbet bağına sahiptik. Şimdi her istediğimiz noktadan her istediğimiz kişiye ulaşıyoruz ve şu konuştuğumuz şeylere bir bakın!

Evlerde çamaşırı, bulaşığı makineler yıkıyor, sebzeleri robotlar doğruyor, yemeği akıllı fırınlar pişiriyor. Peki bu kazanılan vaktin kadınlarımıza sağladığı hayat lüksü nedir? Loş bir devlet dairesinde sekiz saat mesai!..

Televizyon ekranlarını neden getirip evlerimizin baş köşesine yerleştirdik? Dünyayı ayağımıza getirsinler ve bizleri bir parça eğlendirsinler diye... Ama onlar akılsızlığın çapını genişletmekle, duygularımızı sömürmekle, zihinlerimizi botanik bahçelerine çevirmekle meşguller. Hem günde ortalama 3-4 saatimize el koyuyorlar, hem de fikretme yeteneğimizi rafa kaldırıyorlar. Ne zaman birbirimizle ilgileneceğiz, ne zaman kitap okuyacağız, ne zaman bir aile olacağız? Günde sekiz saat mesai yapıyor, 3-4 saat televizyondaki saçmalıkları izliyor, ulaşıma en az 1-2 saatimizi kaptırıyor, 8-10 saat uyuyor, geri kalan zamanda da cep telefonlarımızla, sanal yolculuklarımızla, alışverişle ve bir sürü vesaireyle kendimizi meşgul ediyoruz. Böyle çılgın bir döngünün içindeyken insan olmaya nasıl vakit bulacağız?

Cep telefonlarımızı biraz kapatıp, bütün fişleri prizlerden çekip bunları biraz düşünsek nasıl olur?

Birazdan yazmakta olduğum bu yazı bitecek ve onu bir mailin arkasına "atach"layıp internet üzerinden gazeteye göndereceğim. Sonra da muhtemelen televizyonun karşısına yığılıp kalacağım. Biliniz ki bütün bu muhalefeti zihnimin kurtarılmış bir bölgesinden yapıyorum, yoksa benim gündelik duruşum da pek parlak değil. Sadece nitelik konusunda biraz çaba harcıyorum. Telefonda lüzumsuz konuşmamaya, chat filan gibi salaklaştırıcı alışkanlıklara bulaşmamaya, televizyon ekranının evimin orta yerine kustuğu her şeyi izlememeye çalışıyorum. Alternatif seçenekler üretmeye gayret ediyorum. Mümkün olduğu kadar...

Bunlar elbette hayatımın üzerindeki kuşatmayı tamamen kaldırmamı sağlamıyor; ama en azından zihnimdeki kurtarılmış bölgeleri savunacak kadar bir direnç biriktirebiliyorum.

Neyi kaybetmekte olduğumuzun farkında olmak da bir insan için az şey değil!..

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Dizi | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi