T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 19 ARALIK 2005 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Mehmet OCAKTAN

Şehirlerin ruhu, modern zamanlara sığmıyor

Geçmişte ve modern zamanlarda, şehirleri ayakta tutan ve gelecek kuşaklara taşıyan en önemli unsur, "şehirlerin ruhu" olarak tanımlayabileceğimiz gönül erleri, kültür havzaları olmuştur. Bir İslam medeniyet coğrafyası içinde yer alan Türkiye (Osmanlı), tarihin değişik dönemlerinde önemli şehirler kurmuş ve bir medeniyet çiçeklenmesine imza atmıştır.

İşte bu muhteşem Türk şehirlerinden birisi de Konyadır. Konya, bir aşk ve medeniyet bilgesi olan Mevlana'nın ruhaniyeti ile koruduğu kutlu bir şehirdir. Konya aynı zamanda İslam medeniyetinin en zarif, en bilge devletlerinden Selçukluların hayat verdiği bir şehirdir.

Mevlana ile "vuslat" günlerinin yaşandığı şu günlerde, Konya Büyükşehir Belediyesi de önemli çalışmalara imza atıyor.

Belediye Başkanı Tahir Akyürek'i kutlamak gerekiyor. Doğrusu, başkanla bugüne kadar hiç tanışma fırsatım olmadı, geçtiğimiz günlerde İstanbul'daki toplantısına katıldım ve çalışmalarıyla ilgili kısa tanıtım konuşmasını dinledim. Ancak erken ayrıldığım için tanışamadık. Ama başkanın Konya'da bir "medeniyet bahçesi"ne yakışır güzellikte işler yaptığı kesin... Bir kere, daha baştan bir Kültür A.Ş. kurarak ciddi bir başlangıç yapmışlar.

Bugün maalesef, büyükşehir belediyelerimizin büyük çoğunluğu 'kültür' deyince 'panayır eğlenceleri'ni anlıyor. Oysa, geçmişte İstanbul'da Tayyip Erdoğan'ın başkanlığı döneminde kültürel etkinliklerin en güzel örnekleri verilmişti. Gerçi şimdi İstanbul, kültürel etkinlikler anlamında tam bir fukaralık yaşıyor ama... Neyse ki Konya, İstanbul örneğini Konya'ya taşıyarak güzel bir başlangıç yaptı. Mesela Bursa... Neden şehirlerin ruhunu ayakta tutan kültürel bir çiçeklenmeye öncülük etmez, doğrusu anlamak mümkün değil. Bugüne kadar yaptıkları tek şey, ramazanlarda çadır eğlenceleri...

Bakın Konya'da neler oluyor... Büyükşehir belediyesi, GENAR araştırma şirketine 'Türkiye'de Konya imajı'nı belirlemek üzere, "sosyal doku projesi" çalışması yaptırmış. Modern zamanlarda, hazcı tüketim kültürünün Mevlana ve Mevleviliği bile kuşatır hale geldiğine dikkat çekilen araştırma sonuçlarının yayınlandığı kitapta 'Konya imajı'na ilişkin önemli tesbitler var: "Konya'nın medyadaki imajı, eğer Konya, bir Çeşme, bir Bodrum haline gelmedikçe, Batılı semboller tarafından kuşatılmış hazcı tüketim değerleri ile öne çıkmış bir yer olmadıkça değişmeyecektir."

Belediye'nin bir diğer önemli çalışması ise, Mesnevi ile ilgili çalışma. Son derece şık ve muhteşem bir Mesnevi baskısı gerçekleştirmişler. Ayrıca başkan Akyürek, Mesnevi'nin İngilizce ve İtalyanca çevirilerinin yapıldığını ve yüzbin adet basıldığını söyledi ki, doğrusu bu çok harika bir haber... Bir de Konya Büyükşehir belediyesi, "Uluslararası Mevlana Barış Ödülü Projesi"ni hayata geçiriyor. Ödül 2007 yılı Şeb-i Arus törenlerinde verilecek.

'Barış Köprüleri'nde iyi şeyler oluyor

Modern zamanlarda hemen herkes, 'barış'tan, 'hoşgörü'den ve 'medeniyetler arası ittifak'tan sözediyor. Ama ne yazık ki, katliamlar ve insana karşı hoşgörüsüzlük de küresel çağın en zalim görüntüsü olmaya devam ediyor. Ancak her şeye rağmen, barış için henüz umutlar tükenmiş değil. Önümde, 'Barış Köprüleri: Dünyaya Açılan Türk Okulları' isimli nefis bir kitap duruyor. Fethullah Gülen Hocaefendi'nin manevi teşvikleriyle yurt dışında açılan Türk Okulları, Prof. İlber Ortaylı, Prof. Toktamış Ateş ve ve Prof. Eser Karakaş'ın editörlüğünü yaptıkları bir kitapta anlatılıyor. Kitapta başta Bülent Ecevit, emekli büyükelçi Gündüz Aktan, Prof. Kemal Karpat, Prof. Ümit Meriç, Prof. Büşra Ersanlı, Prof. Naci Bostancı, Dr. Mehmet Ali Kılıçbay, gazeteci Gülay Göktürk, dünyaca ünlü Kırgız yazar Cengiz Aytmatov başta olmak üzere 30'a yakın aydın gözlemlerini anlatıyor.

Hayatları boyunca bir türlü 'ideolojik takıntıları'ndan kurtulamayan bazı yazarlar, bu geniş katılımlı kitabı "içleri burkularak" okusalar da, dünyada hala 'iyi şeyler' de oluyor... "Uzak Moğolistan'da, Estonya'da, Güney Amerika'da, Hindistan'da ve Çin'de Türkçe konuşan, şarkı söyleyen ortaokul öğrencileri artık bir vakıadır. Geçen Asırda Osmanlı İmparatorluğu içinde, İngiliz ve Fransız misyonerlerin tehacümüne uğrayan, onların okullarında okuyan Müslüman çocuklarının korkulduğu gibi dinlerini değiştirmedikleri halde, kültürleri ve dünyaya bakışlarının değiştiğini gören Türkiye; bugün başka bir sürecin içindedir."

Evet, Afrika'da Uzak Doğu'da, Balkanlar'da, Avrupa'da, Latin Amerika'da ve Asya steplerinde gerçekten iyi şeyler oluyor...

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi