Okulun ikinci yarısının son günüydü. Öğrenciler karnelerini alıp, tatile çıkacaklardı. Bütün sene haylazlık yapan Süha sınıfta kalacaktı, işi iyice ağırdan alıyordu. Annesi içerden seslendi:

-Haydi Süha çok uyudun, kalk artık! Okula geç kalacaksın.

Süha'nın oralı bile olmadığını gören annesi yine seslendi:

-Oğlum yeter artık, numara yapmayı bırak, uyuyormuş gibi yapmaktan vazgeç!

-Ben numara yapmıyorum anneciğim! Bak görmüyor musun, gözlerimin ikisi de kapalı!

ÖTSÜN DİYE SATTIK!

Kuş seslerini çok seven adamın biri, evine bir kanarya almıştı. Hanımı kanaryayı görür görmez çok beğenmişti. Bu sapsarı kuşu gönülden sevmişti. Derken sarı kanarya aralıksız, güzel güzel ötmeye başladı. Fakat, kanaryanın yürürken bir ayağının aksadığını görünce ikisi de çok üzülmüşlerdi. Buna çok sinirlenen adam, kanaryayı kaptığı gibi, bir çırpıda satın aldığı dükkâna gitti ve tezgahtara:

-Bu topal kanaryayı bana nasıl satarsınız, diye çıkıştı.

Tezgahtar, müşterisine gülümseyerek cevap verdi:

-Bayım biz onu size dans etsin diye değil, ötsün diye sattık.

HAYVANLAR ÂLEMİ

ADATAVŞANI Kumlu arazide, güneş görecek şekilde kazılmış yeraltı yuvalarında, küçük sürüler halinde yaşar. Yılda, yedi doğum yapar, her seferinde yedi, sekiz yavru doğurur. Adatavşanının u- zunluğu 40 santimdir, bil diğimiz tavşanlara çok benzerler.

Evcil adatavşanı bu cinsten türetilir, ağırlığı yabanilerinin dokuz katını bulur. Kuzey Avrupa uçlarında yaşamaz. Avustralya'ya getirilmesinden sonra burada hızla çoğalarak neredeyse ekinleri yok edecek hâle geldiler.

DUVAR YAZISI

Cimrilik aynadır. Öğrencilerine verdiğin notlara göre kendine bir bak. Cimri misin cömert misin o zaman anlarsın öğretmenim!

Muzip bilmece

Kanamalı bir hasta için çok acele ne aranır?

Ambülans aranır.

Künye

Temsilcilikler

Abone Formu

Mesaj Formu

Online İlan