T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 13 HAZİRAN 2006 SALI
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Bugünkü Yeni Şafak
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Davut DURSUN

Solun erimesi devam ediyor...

Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu ile Doç. Dr. Ali Çarkoğlu'nun 18 ilde 1846 kişi ile görüşülerek gerçekleştirdikleri "Türkiye'de Sosyal Tercihler" başlıklı araştırmaları ilgi çekici gerçekleri ortaya çıkarmış.

Araştırmaya göre 1990 yılından bu yana kendilerini siyasi yelpazenin merkezinde görenlerin oranı yüzde 50'den yüzde 40'a; solu destekleyen seçmenlerin oranı ise, aynı dönemde, yüzde 25'lerden yüzde 20'lerin altına gerilemiş bulunmaktadır. Türk seçmeni sol olarak Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Demokratik Sol Parti (DSP) ile Demokratik Toplum Partisini (DTP) görmektedir. Bu partilerin oy oranları toplam olarak yüzde 20'lere erişememektedir.

Araştırmanın ortaya koyduğu bir başka önemli bulgu ise 2002 seçimlerinden bu yana Ak Parti en az kayıpla oyların yüzde 82'ni korumaktadır. Buna karşılık CHP oyların yüzde 65'ini korumakta olup 2002 seçimlerinde bu partiye oy veren seçmenlerin yüzde 35'i bugün başka partilere kaymış veya kendi partisinden ayrılmış gözükmektedir.

Aslında Türk siyasetinde seçmen tercihlerinin seyrini takip edenler için bu sonuçlar asla şaşırtıcı değil. Zira 2002 seçimlerinden bu yana belli periyotlarla yapılan kamuoyu araştırmalarının sonuçları birlikte değerlendirildiğinde bu tablo ortaya çıkmaktaydı. Bu araştırmalarda sol oyların seyrine bakıldığında bir gerilemenin olduğu gözleniyordu. Mesela 3 Kasım 2002'de yüzde 19.4 oranında oy alan CHP'nin oyları 28 Mart 2004'teki mahalli seçimlerde yüzde 18.2 olarak gerçekleşmişti. Şubat 2006'daki bir araştırmada oyların yüzde 17.2'ye gerilediği ortaya çıkmıştı. Geçen ayın sonlarına doğru gerçekleştirilen bir araştırmada bu oranın yüzde 17.8 olduğu anlaşılmıştır.

Türk solunun bugün en önemli temsilcisi olan CHP'nin genel seçimlerden bu yana geçen zaman içerisinde, muhalefette olmasına ve sol oyları paylaşma noktasında ciddi bir rakibi bulunmamasına rağmen bir gelişme gösterememesi üzerinde durulması gereken bir sorundur. Gelişme bir yana bir gerileme söz konusudur. Bir bakıma sol oylar yüzde 17-18'lerde takılıp kalmıştır.

Türk siyasetini en azından otuz yıllık periyotla değerlendirecek olursak solun bir gerileme halinde olduğu söylenebilir. Yetmişli yıllarda CHP partiler arasında en yüksek oyu almıştı. 1977 seçimlerinde yüzde 41.4 oy oranıyla solun zirveye yükseldiği olmuştur. CHP dışındaki diğer sol partileri de hesaba kattığımızda yetmişli yılların ikinci yarısında sol oyların nerede ise yüzde ellilere yaklaştığı söylenebilir. Seksenlerden sonra hiçbir zaman bu oran yakalanamamış ve devamlı bir gerileme yaşanmıştır. Yetmişlerde solu cazip kılan şeyin ne olduğu araştırılmalıdır.

Konjonktürel artma ve azalmalar bir yana genelde Türk siyasetinde sol oyların yüzde 30-35'lerde seyrettiği, sağ oyların da yüzde 60-65'ler oranında olduğu söylenirdi. Bugünse bu durum artık geride kalmıştır. Türk solu giderek erimektedir. Her ne kadar sol oylar, son genel seçimlere kadar kendi içerisinde birkaç parti arasında bölünse de bu durum bugün için söz konusu değildir. Zira CHP karşısında ciddi bir sol parti bulunmamaktadır ve sol oyların bütünü bu partiye yönelmiştir.

Türk siyasetinde sol oylardaki erimeyi sadece iç faktörlere ve gelişmelere bağlamak elbette doğru olmaz. Dünyada gözlemlenen soldaki gerileyiş ve erime Türk soluna da yansımıştır. Solun Sovyetler Birliğinin çöküşüyle birlikte uğradığı travma, sadece teorik alanla sınırlı kalmamış gerçek hayata da yansımıştır. Bununla birlikte Avrupa solu kendisini yenilemesini bilmiş ve İngiltere'de, daha yeni İtalya'da ve İspanya'da iktidara gelmiştir.

Türk solunun erimesi ve gelecekteki durumu üzerinde sol entelektüellerin ve parti politikalarını belirleyen çevrelerin ciddi bir tartışma başlatmaları gerektiği anlaşılıyor. Gelişmeleri okuyamayan ve buna göre kendisini yeniden üretemeyen solun erimesinin önüne geçilmesi, mevcut politikalarla zor gözüküyor. Toplumun değişim, demokratikleşme, adalet ve sorun çözme taleplerini ıskalayan solun statükoyu savunarak büyüme şansı çok sınırlıdır.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi