T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
S O N D A K İ K A | 16 HAZİRAN 2006 CUMA | ||
|
AB'nin 'hazım süreci' tartışılıyor
AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Durao Barroso, başta Fransa olmak üzere bazı üye ülkeler tarafından gündemde tutulan ''AB'nin hazım gücü'' unsurunun kendisini endişelendirdiğini, aday ülkelere yeni kriterler getirilmesinin doğru olmayacağını söyledi.
Ortak bildirinin taslak metninde, ''Genişleme ritmi, AB'nin hazım gücünü dikkate almalıdır'' ifadesi yer buluyor. Barroso, AB'nin yürütme organı olan komisyona, sonbaharda bir rapor hazırlama ve hazım gücü unsurunun etki ve gereklerini inceleme görevi verildiğini bildirdi. Barroso, komisyonun bu raporu dürüst ve tarafsız bir şekilde hazırlayacağını anlattı. AB zirvesi nedeniyle Brüksel'de bulunan Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, dün AB'nin ''kontrollü ve bilinçli genişlemesinden'' yana olduklarını açıklamıştı. AB'nin genişleme sürecinin devam etmesi gerektiğini, ancak bunun kontrol altında ve iyi anlaşılır bir şekilde yapılmasının şart olduğunu anlatan Chirac, bu konudaki tartışmaların ve görüş ayrılıklarının görmemezlikten gelinmesinin, kamuoyunun sorularını yanıtlamanın reddedilmesi anlamına geleceğini, böyle bir tavrın genişleme sürecini tehlikeye sokacağını söyledi. Fransa, gelecek yıl Bulgaristan ve Romanya'nın ''öngörüldüğü gibi'' AB'ye katılımının ardından, AB'nin ''hazım gücü'' tartışmalarını daha yoğun bir şekilde gündeme taşımakta kararlı gözüküyor ve bu unsurun tanımının yapılmasını istiyor. Paris, daha sonra yeni üyelere AB kapılarının açılmasından önce, genişlemenin getirdiği sorunların aşılmasını sağlayacak kurumsal reformların çözüme bağlanması gereği üzerinde duruyor. Jacques Chirac, AB'nin genişlemesine kamuoyu desteği sağlanması, genişleme süratinin hazım yeteneğiyle paralel olması gerektiğini de söylerken, ülkesinin gelecek yıllardan itibaren, AB'nin genişlemesine yönelik tüm kararları referanduma sunacağını belirtti. Chirac, Paris'in bu tavrı izlerken, AB'nin aday ülkelere karşı üstlendiği yükümlülükleri tekrar tartışmak veya adaylara yeni koşullargetirmek gibi bir niyeti bulunmadığını savundu. Öte yandan, AB liderlerinin dünkü kararlarında anayasal ve kurumsal reform çalışmaları için 2009 yılına kadar zaman tanımaları, ''AB'nin rölantiye alınması'' olarak değerlendiriliyor.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |