T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 27 HAZİRAN 2006 SALI
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Fatma Karabıyık BARBAROSOĞLU

Bezgin Kadınlar

Başlıkta gördüğünüz ibare Piyer Loti'nin Bezgin Kadınlar isimli romanından. Piyer Loti'yi bilirsiniz. Adını Eyub'ün tepelerine bahşettiğimiz çapkın Fransız subayı. "Türk dostu." "Huzuru"na rahat çıkılsın diye, edebe aykırı modernlik içinde, Eyub Kabristan'ın üstünden teleferik geçirip "hizmet" ini görmeye devam ettiğimiz adam.

1903 yılında İstanbul'a ikinci gelişinde, Hariciyenin tanınmış simalarından Mehmet Nuri Bey'in iki kızı Fransız Mürebbiyelerinin yardımıyla Piyer Loti ile mektuplaşırlar. İç dünyalarının mahrem çizgilerini ortaya koyarlar. Zaman zaman Piyer Loti ile yüzlerini göstermeden buluşurlar. Genç kızlar Fransız mürebbiye'nin yardımıyla "sıkıcı hayatlarına" renk kattıklarını düşünmektedirler. Ta ki anlattıkları Piyer Loti'nin kaleminden bir roman olarak, Paris'te basılana kadar. İsimleri değiştirilmiş iki Osmanlı kızı yansıra Fransız mürebbiye de Türk olarak tiplenip üç Osmanlı kızı olarak romanlaştırılmışlardır.

Roman Paris'te yayınlandığında yer yerinden oynar. Osmanlı kızlarının hayatı olarak yayılan haberler İki kız kardeşi fazlasıyla etkiler ve bunalıma düşerler. Çarşaflarını çıkartıp, başlarına bir şapka takarak 1906 yılında İtalyan gemisi ile Paris'e kaçarlar.

O sırada Paris'te bulunan Yahya Kemal ve Abdülhak Şinasi Paris gazetelerinin "Kafesten uçanlar" ,"Haremden Kaçanlar" gibi manşetler ve teatral bir uslup ile konuyu tekrar tekrar ele alışları karşısında bir hayli şaşırır.

Kızların babası Mehmet Nuri Bey,Kırım Harbi sırasında Osmanlı ordusunda hizmet vermiş bir Fransız kontunun oğludur.Kont Charles Chateauneuf 22 Yaşında İstanbul'a gelerek Müslüman olmuş ve Reşad adını almıştır. Belli ki Paris, kızların kaçışını bu kadar gündemde tutarak, Fransız asilzadesinin Müslüman olmasının rövanşını almaktadır.

Paris, Osmanlı kızlarının kaçışını çekici kılarak gündemde tuttukça, Bab-ı Ali'deki telaş da bir türlü yatışmaz. Çünkü Mehmet Nuri Bey Hariciyenin çok kıymetli bir elemanıdır. Hakkında soruşturma yürütülür.Esasında Abdülhamid bu soruşturmanın fazla derinleştirilmesinden yana değildir.Ne var ki,kızlarının kaçışını içine sindiremeyen baba 50 yaşında üzüntüsünden ölür.

Kızlardan birinin, Zeynep Hanım'ın mektuplarını okuduğumda nasıl değerlendireceğimi bilemedim.Mektuplar "Özgürlük Peşinde Bir Osmanlı kadını" ismiyle yayınlandı(2001).Kitap Zeynep Hanım'ım Grace Ellıson'a yazmış olduğu cevaplardan oluşuyor.

Ellison, Zeynep Hanım'ın mektuplarını değerlendirirken şu ifadeyi kullanıyor:"...Türk kadınları için Batı Avrupa uygarlığı tavadan ateşe atlamak demek.Zeyneb'in 1906-1912 yıllarında bana yazdığı mektuplar,harem yaşamından hoşnutsuzluğu ne kadar acı olursa olsun,Batı uygarlığımızı da hiçbir zaman sevemeyeceğini gösteriyor."

Şapkasını giyip giden bir kadının Batı uygarlığından hoşnutsuzluğu ile Başörtüsünü açmak zorunda kalmayacağı için Batı uygarlığına koşan bir genç kızın memnuniyetini mukayese edince kaybettiğimiz/geldiğimiz yeri daha iyi anlıyorum.

Zaruri bir açıklama

Cuma günü yazdığım yazıya iki farklı damardan "ses" geldi. Birincisi yazının son kısmı ile ilgilenler yani teşkilattan AK Partili olanlar. Özellikle telefon ederek "öngörülerimi" sordular. AK Parti'nin başörtüsü ve imam-hatip meselesinde geri adım atmayacağı konusuna düğümlenmişlerdi. Seçmen olarak gayri ahlaki olan hiçbirşey ile ilgilenmeyip bu iki noktayı tek iyilik kabul ettikçe...Sorunlar çözülmüyor ama onun dışında her şey çözülüyor.İlkeler,dini kaideler."Çözülüyor." Yani dindar kimliğin kurucu unsurları değer olmaktan çıkıyor...Gelen telefonlardan anlıyorum ki, Anadolu'daki pek çok AK Parti teşkilatı hoşnutsuz.

İkincisi Piyer Loti'nin romanıyla ilgili olarak daha fazla bilgi isteyenlerin iletileriydi. Onlara tek tek cevap yazmak yerine Salı günü (yani bugün) konuya devam edeceğimi vaad ettim.

Hal ve vaziyet böyle.


Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi