T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 22 MART 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv
Salih TUNA

Üç zindan ve yeni yaş yılı

Ne zaman özgürlüklerin genişletilmesinden, yargıya kapalı kurum ve kararların yanlışlığından, hele ki başörtülü öğrencilerin öğretim haklarından bahsedilse o sükunet aşığı her dönem muktediri, o yumuşak ortamlar bezirganı, o orta hakem edalı histerik tatavalar işitilir:

"Germe!..", "Yine geriyorsun!..", "Bak,geriliyor!.."

Ne zaman resmî tarihle hesaplaşmaktan, insan hak ve hürriyetlerinden, kimlik meselesini olanca vechesiyle teşrih masasına yatırmaktan söz edilse o kül yutmaz, o vatana bağlılığın ölçütü asabi uyarı duyulur:

"Tahrik etme!..", "Tahrik ediyorsun!..", "Tahrik oluyorum ama!.."

Ne zaman bu ülkenin tarihinde uğradığı hayasız saldırıların köklü bir muhasebesinden, Batı'nın iki yüzlülüğünden, emperyalistlerin emellerinden dem vurulsa o 'çağcıl' özgürlük sevdalısı, o yetmiş iki millete bir bakan hoşgörü abidesi anlayışın 'horgörüsü' devreye girer:

"Geri zekalı ulusalcılar!.."

Bre aman bu nasıl beladır? Bu üç zindana düşmemek için, 'gerilenler' ve 'tahrik olanlar' ovasından sağ salim geçeceksin, ulusalcı kayalara da toslamayacaksın; ne yola girecek, ne yoldan çıkacaksın.

Destur deyip bir soralım: "Ey garibanların sırtına basıp ikbale yükselmeye çalışan güzide insanlar; mağdur olan değil de, niçin mağdur eden geriliyor?"

Bunlar nasıl bir akıllardır? Geren de bir, gerilen de, "Germeyin" diyen de...

İktidar ol, muktedir olma. Ezil, ezildim deme. Geril ama sakın gereyim deme.

Olur olmaz yere tahrik olan yiğitler! Bu milletin her demokratına, memleketi beş kuruşa satmaya memur vatan haini Ali Kemal'ler demeyi maharet sanırsanız; liberaline, içkisine gizlice ilaç atılıp kötü yola düşürülmeye müsait sarışın aptal kadın muamelesini reva görürseniz size de mütemadiyen tahriklere kapılan vatan kurtarıcısı olmaktan başka rol kalmaz. "Varsın vatan kurtaran vatandaş rolü bizim olsun, bundan ne çıkar" demeyin! Bu memleket hiçbir şeyden çekmedi kurtarıcılarından çektiği kadar.

Her kafasına uymayana çılgın Türk, ulusalcı falan diyen laylaylom baylar ve bayanlar; sürgit müttefik tesmiye ettiğiniz ülkelerin desise ve hilelerine dikkat çeken herkesi aynı kefeye koymayın. Çünkü, ne bu vatan 'telmaşa', ne bu millet hafızasını hepten yemiş.

Hem CIA danışmanı Alexiav'ın AKP eleştirisine zil takıp oynayan, hem de ABD emperyalizmine düşman pozisyonuna yatan; hem bayrağını kapıp Berlin'de Talat Paşa tuluatı yapan, hem de başörtüsü mağdurlarını insan hakları engizisyon mahkemesinin tuluatına mahkum eden bölmeli, tuhaf ve rahatsız bir kafaya sahip olanlarla samimi vatanseverleri birbirine karıştırmayın.

Hani El Kaide davasında, Sakka'nın avukatı, "Müvekkilimi değiştirdiler; benim Sakka'm zayıf ve uzun boylu idi, bu ise tıknaz" gibi bir şeyler söylemişti ya, buna benziyor halimiz; birileri hayatımızın akışını değiştiriyor, birileri ömrümüzü çalıyor bu sevimsiz, bu dönüp dönüp 'bina okur' tartışmalarla.

Keşke hükümet paradan sıfırları attığı gibi 'yaş kararı' da alabilse. Yok yok, Yüksek Askeri Şura'yla hiç alakası yok. Bana ne canım YAŞ'dan! Terfi bekleyen ne bir arkadaşım var, ne de bir tanıdığım. Yani, muhtemel hiçbir darbede, "Bu darbe var ya, benim arkadaşımın darbesi" diyerek kasılmamın imkan ve ihtimali yok.

Ne diyordum? Haa; keşke ülkemizde bundan böyle her yeni yıl, eski yılın dört katına tekabül etse; mesela yirmilik bir genç, seksen yeni yıl yaşında sayılsa. (Bayanlar için ilk bakışta biraz nahoş gibi ama evde kalma yaşı ortalama yüz yaşına çıkmış oluyo.r) Paradaki gibi psikolojik rahatlamanın yanı sıra, Türkiye'de insanlar ortalama iki yüz altmış yeni yıl yaşıyor diye dünyaya hava atmış olsak, fena mı? Geçmiş yıllar kabarık dursa da aldırış etmeyin; nasıl olsa geçmiş geçmişte kaldı; biz geleceğe bakalım.

Böylece ömrümüzü çalanlara inat, ileride çook günler göreceğiz çocuklar.


Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Dizi | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi