T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 22 MART 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Taha KIVANÇ

Kral Midas

Anadolulu bir kral olan Midas'a Yunan mitolojisinde atfedilen özelliği herhalde bilirsiniz: Neye dokunursa altın olur... Ne müthiş bir güçtür o. Türk medyasının en büyük patronu Aydın Doğan da Kral Midas ile aynı özelliğe sahip: O da bu dönemde neye dokunsa altın oluyor...

Son örneği burada yazmıştım: Sadece beş ay önce yüzde 44 hissesini 600 küsur milyon dolara satın aldığı Petrol Ofisi'nin yüzde 34 hissesini 1 milyar doların üzerinde bir bedelle Avusturyalı bir şirkete sattı Aydın Bey... OMV şirketinin hisse değeri bu pahalı alış yüzünden düştü; Avusturya Borsası Petrol Ofisi'ne ödenen bedeli yüksek bulmuş... Buna karşılık, Doğan Holding'in borsa değeri bir çırpıda arttı.

Ne güzel değil mi?

Aydın Doğan

Benzer bir güzellik Dışbank'ın satışında da yaşanmıştı. Bir ara alıcı bulunamıyordu Türk bankalarına ve Dışbank da kapanın elinde kalacağı görüntüsünü veriyordu. Sahibi Aydın Doğan o duruma ne kadar üzülüyorsa, emin olabilirsiniz, ülkemizin bir bankası üç otuz paraya gidecek diye benim de içim içimi yiyordu. Neyse, Türkiye'nin artan itibarı sayesinde banka değerleri tavan yaptı ve Dışbank da Fortis Bank haline dönüşeceği bir satışa konu oldu. 1 milyar 200 milyon dolara hem de...

Benim böyle bir durumda ağzımdan derhal çıkan "Maşallah, maşallah" sözcükleridir. Gerçekten maşallah. Kral Midas'ın gıpta duyacağı bir durum söz konusu...

Dışbank Fortis'e satıldığında eline geçen parayı Aydın Doğan'ın ne yapacağını ben de merak ediyordum. Aydın Bey her iyi aile babası ne yaparsa onu yaptı ve hisselerini eşi ile dört çocuğu arasında paylaştırdığı bir mülk satın aldı: İstanbul Hilton Oteli...

İstanbul Hilton halen aynı isimle hizmet veren en eski Hilton oteli bugün. Türkiye'nin de en eski beş yıldızlı oteli İstanbul Hilton. Tam 50 yıldır kapılarını yerli ve yabancı misafirlere açık tutuyor. Birkaç kez ben de kaldığım için biliyorum; müthiş manzarası Hilton'u tercih eden müşterilerin gözlerini kamaştırıyor...

Aydın Doğan 255 milyon dolar ödeyerek Hilton'u satın aldı. İstanbul'un en mutena semtinde 68 bin metrekarelik bir saha üzerine kurulu otel için ödenen bedel yine de az sayılmaz. Yatırım danışmanları her yıl en fazla 2 milyon dolar kâr getiren bir otele ödenen parayı yüksek bile bulmuşlardı. Bir yatırım danışmanı, "Tabii, otel olarak tutmak yerine, o değerli arsayı başka amaçla kullanmayı tercih etmezlerse" demişti bana. Kast ettiği, şimdilerde İstanbul'da biraz parası olanların ilgi gösterdiği 'rezidans' türü akıllı konutlardı. "O arsayı konuta döndürdüğünde koyduğu paranın dört katını çıkarır" demişti aynı uzman...

Partisine yönelik medya saldırılarına cevap verirken, Başbakan Tayyip Erdoğan, "Bizden beklentileri var da ondan" gibi bir cümle sarf etmişti de, bazıları, o cümleyle Hilton Oteli'nin rezidansa çevrilmesi projesi arasında irtibat kurmaya kalkışmıştı. Çünkü, otelin yıkılması ve arsanın başka amaçla kullanılmak istenmesi, ancak belediyenin izniyle gerçekleşebiliyor...

Karamehmet

Mehmet Emin Karamehmet'in patronu olduğu Tercüman gazetesi Hilton'un üzerinde bulunduğu arsanın farklı bir amaçla kullanılacağını haberleştirdi. Habere göre, arsanın üzerine büyük bir çarşı, bir alış-veriş merkezi kurmayı düşünüyormuş Aydın Bey... 200 bin metrekare kapalı alana sahip olacakmış dev alış-veriş merkezi. Şehrin göbeğindeki çarşının şakır şakır para kesmesi bekleniyormuş...

Aydın Doğan'ın, tıpkı Kral Midas gibi, her dokunduğunu altın yapan şanslı biri olduğuna Tercüman'ı çıkartanlar da inanıyor olmalı...

Haberi yazan Orhan Pala, Doğan Grubu'na "Doğru mu?" diye sormuş, sonrasını şöyle aktarıyor: "Gazetemizin konuyla ilgili sorularını cevapsız bırakan Doğan Holding yöneticileri, sadece Hilton'u Doğan Aile'sinin satın aldığını ve yatırımı ve oradaki arsayla ilgili tasarruflara da aile fertlerinin karar vereceğini söylemekle yetindiler..."

Size garip gelebilir, ama Aydın Bey'in Hilton'u alış-veriş merkezi yapmayı düşüneceğini sanmıyorum ben. İki sebepten: Daha mâkul ve daha kârlı olan rezidans projesidir; ayrıca, Taksim'e çok yakın bir yere trafiği daha da arap saçı haline getirecek kocaman bir çarşı yapılmasına hiçbir belediye geçit veremez...

Tarihî sayılabilecek bir önemde, İstanbul'un gözbebeği sayılabilecek mutena bir yerdeki Hilton Oteli'nin yıkılıp yerine sıra sıra konutlar yapılmasına belediye izin verir mi? Bir dostum, "Normal durumda vermez, ama Türkiye anormal durumlara o kadar kolayından giriyor ki... Meselâ seçime beş kala..." deyiverdi. Böyle bir yola tevessül eder mi Aydın Bey, sanmam...

Kimsenin parasında gözüm yok. Aydın Doğan'ın her tuttuğunun altın olması, ne yalan söyleyeyim, benim göğsümü kabartıyor...

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi