T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 24 MART 2006 CUMA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Fatma Karabıyık BARBAROSOĞLU

Kara hikaye

I-

Kız, büyük büyük büyük annesinin, yani 1990'ların başında yaşamış olan büyük annesinin, başörtülü olduğunu gördü rüyasında. Korku ile uyandı. Gördüğünü gören var mıydı acaba? O sabah bütün aygıtlardan telaşla geçti.

Ertesi gece yine aynı rüyayı gördü. Rüya görmemek için uyumaktan vazgeçti. Gördüğü rüyaları unutmak için çaba sarfetti. Ancak hiçbiri işe yaramadı. Bileğindeki cam bilezik, vatandaş Teralalla'nın rüyalarını kaydetmişti.

II-

Her şey çok mu hızlı mı olmuştu? Çok mu yavaş olmuştu? Muhakeme gücü devreden çıktığı için, ne ne zamandı pek bilen kalmamıştı.Yaşarken unutan olmuştu Teralalla gezegeninin sakinleri. Önce kızlar üniversitelerden atılmış, sonra alfabelerdeki namaz, başörtülü ninelerin yerine, ak topuzlu büyükhanımlar oturtulmuştu. Başörtülüleri, imaj olarak imha etmek için, kaydı tutulan her yerden izleri silinmişti.

Terallalla gezegeninde sanki hiç başörtülü kadınlar yaşamamıştı. Yetkililer iğne ile kuyu kazmıştı bu "başarı"yı elde edebilmek için. Kızların üniversitelerden sürülmesi en zor olanıydı. Kızlar teslim alındıktan sonra, arkası çorap söküğü gibi geldi.

Yüksek okul ümidi imha edildikten sonra "evlilik"leri de engellendi. Eşi başörtülü olan hiçbir erkek kariyer basamaklarını geçemedi. Yaşayanlar üzerindeki denetimi, ölülerin denetlenmesi takip etti. Halkı uzun süredir tedirgin eden üniversite sınavları için en az altı kuşak ninesinin başı açık fotoğrafını sunma kaidesi getirildi.

En son folklor ekibindeki yerel kıyafetlerin başörtülü olduğunun gözden kaçtığı farkedilerek, kıyafetin beden kısmı muhafaza edilip, baş kısmı imha edildi. Direniş baştan başlardı. Başlar açık ve teftişe hazır olmalıydı.

Her şeyin kaydı tutuluyor, fişlenip kategorize ediliyor, geçmiş virüsü taşıyan kadınlarda potansiyel bir direniş farkedildiği için ve geçmiş daima geleceği doğuran olduğundan, her geçen gün yeni bir tedbir almak gerekiyordu. Dünü öldürmek, bugünü öldürmek kadar kolay olmuyordu.

Ekran karşısında, toplu etkinliklerle, özel gün kutlamalarıyla bugün denetleniyordu. Ama kuşaktan kuşağa aktarılan söylencelerin çok da sözlü olmasının gerekmediği yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkmıştı ve bu "Teralalla yetkililerinin işini her geçen gün güçleştiriyordu. Çünkü ortaya çıkan bir virüs hızla yayılarak, Terallalıların geçmişini hatırlatıyordu. Hatırlanan geçmiş, bu günü denetlemeyi zorlaştırdığı için bir şekilde engellenmeli, geçmiş ile bağ tamamen koparılmalıydı.

Çünkü birlik ülkeleri ile imzalanmış olan sözleşmenin en önemli maddesiydi geçmiş: "Sizin geçmişiniz, bizim bugünümüze uymadığı sürece, vatandaşlarımızın hayat ve hayal hakkı tehdit altında. Biz sizi 'siz' olarak kabul edemeyiz. Bu birliğe aykırı. Sizin 'biz' olabilmeniz için ortak tarihin çocukları olmalıyız."

Kadınların başörtüsü, ortak tarihin çocukları olmayı engellediği için, Teralalla yetkilileri tarihin en büyük ve en ağır projelerini gerçekleştirmişti. Tam her şey başarı ile "baş"arılmışken, en güvenilir durum olduğu zannedilen "uyku hali"nin rüyalar yoluyla tekinsizleşebileceği rapor edildi Birlik ülkelerinden. Teralalla yetkilileri vatandaşlarının uykularından ne kadar emindi ki! Rüyalar en kuvvetli yol göstericilerdir ve ne vakittir top on listelerini "rüya hali" işgal etmektedir. Bu açık alan derhal denetime alınmalı her Teralallalı vatandaşın gördüğü rüyalar rapor edilmeliydi.

Görülen rüyaları kaydeden bileklikler önce promosyon olarak dağıtıldı. Ardından mecburi hale getirildi. Cam bileklik takmayanlar kamuya ait hiçbir hizmet ve imkandan yararlanamaz hale geldi. Dünyaya getirdiği çocuğuna kimlik verebilmek için de, annesine bir avuç mezar yeri alabilmek için de kadınların, bileğe takılan cam bileziklere ihtiyacı vardı.

Cam bilezikler sadece bu günü değil kadınların dününü de denetliyordu. Ve dün en çok rüyalarda ortaya çıkıyordu.

Rüya görenler sonundaaaaaaa.... Gezegenin dışına çıkarıldı. Veeeee...

Gerisini sen tamamla ey basireti bol okuyucu! Buna çoklu zeka deniyor. Çocuklarımız okullarda, her gün başlanmış masala yeni sonlar yazıyor. Bakalım sizdeki çoklu zeka hangi kapasitede!

Çok önemli not: Lütfen yazdığınız sonları bana göndermeyin!


Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi