T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 24 MART 2006 CUMA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Fehmi KORU

Yanılgının böylesi

Türk toplumu 'iki yüzlü' mü?

Muhafazakârlık konusunda yapılan araştırmanın yansımaları devam ediyor. Yukarıdaki soru da araştırma vesilesiyle gündeme gelen konulardan biriyle ilgili. RTÜK de Türk halkının televizyon izleme eğilimleri üzerine bir araştırma yaptı; orada da 'reyting' ölçümlerine ters düşen bir tablo çıktı. Araştırmaların verilerini doğru okuyamayanlar, "Türk toplumu iki yüzlü" sonucuna varabiliyorlar.

Türk toplumu kimlerden rahatsız olduğunu söylüyor ise reyting listelerinde en başlarda yer alan diziler o kişilerin hayatları üzerine kuruluymuş: Eşcinseller, küpe takmış erkekler, açık giyinen kadınlar... Konuyu işlenmeye değer bulan Milliyet'ten Can Dündar şu soruyu soruyordu dün: "Fuhşun, özellikle de çocuk fahişeliğinin patladığı bir ülke yurttaşlarının hep bir ağızdan 'Namus her şeyden önemlidir' demesi karşısında 'Peki kim bu çocuklarla yatan?' diye sormaz mısınız?"

Sorarsınız elbette, gerçeklere ulaşmak için her soruyu sorabilirsiniz. Ancak, soruya verilecek en doğru karşılığın aklınıza ilk gelen cevap olduğu önyargısıyla yola koyulmamak şartıyla... Bu ve benzeri soruları zihnimizi açık tutarak, konuyu bütün açılardan değerlendirerek sorabildiğimiz taktirde, hem sürekli "Acaba?" diyen kendi zihnimizi rahatlatabilir, hem de ülkemiz ve içinde yaşadığımız toplumla ilgili algılama ve yargılarımızı daha doğru bir zemine oturtabiliriz.

Bugün Türkiye'de 'kanaat önderi' olarak bilinen kişilerin en büyük açmazı, hakkında görüş açıkladıkları toplum katmanları ile kendileri arasındaki farkın tam ayırdında olmamalarıdır. Medyanın hergün sunduğu örnekler toplumun genel beğenilerini yansıtmıyor; tam tersine, ekranlardaki dizilerin çoğu toplumu bugünkü halinden bir başka hale dönüştürmeyi amaçlıyor. Toplum 'aykırı tiplerin' yer aldığı dizileri, hiç kuşkunuz olmasın, kendisi gibi olmayanların hayatından kesitler sunduğu için merakla izliyor...

Elbette kendi hayatından esintiler taşıyan dizi ve filmlere de ilgi duyuyor insanlar, ancak daha büyük merak kendisi gibi olmayanların hayatlarına yönelik... Eşcinseller, küpe takmış erkekler gibi 'aykırı' tipler merak konusu; suyun öte tarafında yaşayan bir başka toplumdan kesitler sunan, ya da Sulukule eksenli diziler bu yüzden çok izleniyor. 'Cennet Mahallesi' dizisinin çok izlenmesinin sebebini Türk halkının Roman asıllı olması mı sanıyoruz yoksa?

Türk toplumu namus kavramına hâlâ önem veriyor; çocuklarının kötü yola düşmemesi için elinden geleni yapıyor. Buna rağmen, her toplumda olduğu gibi bizde de yanlış işlere bulaşanlar çıkabiliyor. Namus kavramına önem vermeyen, toplumun 'kötü' dediği yolu 'iyi' bilenler de var aramızda. Anket ve araştırmalar da toplumdaki eğilim farklılığına ışık tutuyor zaten. "Namus her şeyden önemlidir" denilen bir ülkede "Peki kim bu çocuklarla yatan?" sorusuna cevap vermek sanıldığı kadar zor değildir: "Namus her şeyden önemlidir" demeyenler ile "Namus her şeyden önemlidir" dese bile sözü ile özü bir olmayanlardır onlar... Yani küçücük bir azınlık...

Her toplumda insanlar 'bir örnek' değildir; iyisi de vardır insanların, kötüsü de... Ahlâklı olmayı önemseyen de vardır, önemsemeyen de... 'Namus' kavramının algılaması toplumdan topluma da insandan insana da değişebilir. Ancak, her toplumda 'ortak paydalar' bulunduğu da unutulmamalı. Çocukları tâciz eden veya tecavüze yeltenen çıktığında her hukuk sistemi öylelerini cezalandırmıyor mu?

Toplumda sayıları fazla önemsenmeyecek kadar az olan tipleri bütünü temsil edermiş gibi yansıtmak, ya da mâsum meraklara sahip dizi izleyicisini iki yüzlü sanmak ne kadar yanlış... 'Toplum düşmanı' sayılacak kadar kötüler, ya da farklı hayat tarzları sürdürenler her ülkede vardır elbette; ancak yine her ülkede o tipler küçük bir azınlıktan ibarettir. Onları çoğunluk sayınca çoğunluğu da 'iki yüzlü' sanma yanlışlığına saplanmak kaçınılmaz oluyor...

Kim ne derse desin, temel değerlerini korumaya kararlı sağlıklı bir toplumumuz var...

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi