T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 15 MAYIS 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Haldun DOMAÇ

Mutluluk ve hüzün...

34 haftalık bir maratonun mutluluk veya hüznünün bir maçın 90 dakikasına düğümlenmesi gerçekten fazla rastlanmayan bir durum. Denizli'de ki maç işte bu yüzden iki takım içinde çok zordu. Futbolcular bir gerilim filminin oyuncuları gibi çıktı sahaya. Çünkü yapılacak bir hata bir sezonun iflası anlamına geliyordu. Özellikle Denizlisporlu futbolcular bu gerginliği daha fazla taşıyordu. Nitekim oyunun ilk 45 dakikasında kazanmak yerine kaybetmemeyi ön planda düşündüler. Alex'i, İbrahim Ege, Appiah'ı Tomas ve Aurelio'yu Serhat ile yakın markajda eritip, Fenerbahçe'nin orta alanda ki üstünlüğünü ortadan kaldırmayı böylece forvetle bağlantıyı kesmeyi planladılar. Ayrıca F.Bahçe'nin kendi alanında yaptığı yan paslara izin vererek, oyunun soğumasına katkıda bulundular.

Buna karşın F.Bahçe'nin yapacağı, topu kanatlara taşımak ve oyunu genişletmekti. Bu düşünceyi solda Ümit Özat uygulamaya çalışırken, Mehmet Yozgatlı içeri koşu yaparak, bir anlamda Denizlispor'un ekmeğine yağ sürdü. Kuşkusuz Tuncay'ın ilk 45 dakikada Ümit'e hiç katkı yapmaması Fenerbahçe adına büyük şanssızlıktı. Fenerbahçe ilk yarıda kanatları kullanmayıp, göbekten hücum yaparken, sadece bir etkili pozisyon oluşturabildi. İlginçtir savunma ağırlıklı oynamasına rağmen, bu yarıda en net pozisyonu Denizlispor adına Selahattin kaçırdı.

Daum'un oyuna başlarken Nobre'yi tercih etmesi doğruydu ama onu besleyecek ortalar gelmeyince, Nobre etkisiz kaldı. Oysa Nobre varken, ceza alanına daha fazla çalışılmalıydı. Özetle F.Bahçe koca bir 45 dakikayı boşa harcadı, bu büyük hataydı.

Oyunun 2. yarısına da F.Bahçe ilk yarıda ki anlayışıyla başladı. Neredeyse 30 dakikayı tempoyu yükseltmeden tamamladı. Burada Denizlisporlu futbolcular ve taraftarın oyunu soğutmak adına yaptığı hoş olmayan hareketler de etkiliydi. Daum'un bu arada Semih'i oyuna alırken Serkan'ı çıkarması savunma güvenliğinin de elden bırakılması anlamına geliyordu. Nitekim, F.Bahçe rakip 18'e geriden şişirme toplar indirmeye başlayınca, F.Bahçe'nin bir üstünlük oluşturduğu görüntüsü oluştu ama inançlı Denizli savunmasından dönen toplar hızlı kontrataklara dönüştü. Bu bölümde Rüştü 3 kez direndi ama Mustafa Keçeli'nin vuruşunda dramatik sonun son perdesi sahneye kondu.

Maçın sonlarında ise Appiah'ın iki önemli pozisyonu golle sonuçlanmayınca, F.Bahçe müthiş başladığı sezonu inanılmaz bir hüzünle, kupasız bitirdi. Maç öncesi mutluluk F.Bahçe'ye, hüzün Denizli'ye düşüncesi ağırlık kazanırken, maç sonunda tablo tamamen farklı oldu.


Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi