T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 15 MAYIS 2006 PAZARTESİ | ||
|
Yer, Emek Sineması.. Tarih, 7 Mayıs Pazar.. Ünlü yönetmen Atıf Yılmaz'ın vefâtı dolayısıyla yapılan törende, yönetmeni yakından tanıyanlar kürsüye çıkıp birkaç cümleyle hislerini dillendiriyor.. NTV'den naklen izliyorum.. Sunucu Müjde Ar, sırası geldiğinde, bir zamanların tipik Yeşilçam salon filmlerinin halkı eğlendiren, mutlu eden 'yakışıklı', 'sevimli' aktörüyken son dönemlerde aldığı roller ve politik tavrı dolayısıyla 'devrimci' yaftasını yakasından hiç indirmeyen değerli sanatçı Tarık Akan'a söz veriyor. Akan, bir-iki dakikayı geçmeyen konuşmasını, (cahilliğimden olacak) şahsen benim şimdiye kadar hiç duymadığım ve bilmediğim bir vurgulamaya ayırıyor: Atıf Yılmaz bağlamında, 'lâik' Yeşilçam Sineması'ndan bahsediyor!.. Duyduklarıma inanamıyor, ağzım bir karış Akan'ı dinliyorum.. Alt tarafı, program gereği kısa olması istenen bir vedâ konuşması.. Kürsüye çıkanlar, değerli yönetmenin Türk sinemasına katkılarından, insanî niteliklerinden, sanatsal özelliklerinden bahsederken; Tarık Akan'ın, bir cenaze töreninde, (son günlerin önem ve anlamına binaen olacak) 'lâiklik' vurgusunu öne çıkarmasını ve durup dururken olaya 'siyasî/politik' bir renk, lüzumsuz bir polemik unsuru sıkıştırma gayretkeşliğini aklım almıyor doğrusu.. Sinema sanatı ve film estetiği açısından bana göre son derece 'yanlış', 'sakat' ve 'arızalı' kimi in-estetik tanımlama çabalarını kanıksadık ve örneğin "Devrimci Sinema", "Millî Sinema", "Politik Sinema" vs. derken, hadi, derdinizi az buçuk anladık da.. Yani, şimdi ne oluyor bu kuzum: "'Lâik' Yeşilçam Sineması"(!).. Ne demektir? İn midir, cin midir; neyin nesidir? Anlamı, içeriği, bağlamı, idealleri ve ayırıcı özellikleri mevcut mudur? Bariz nitelikleri nelerdir? Temsilcileri kim ya da kimlerdir? Türk sinema tarihinde yeri var mıdır; varsa nedir? Türk sinemasına ne katmıştır; hangi isimleri yetiştirmiş ve hangi filmleri 'sembolik' hâle getirmiştir? 'Lâik Yeşilçam Sineması'ymış!.. Peh!.. Yahu, gülerler adama be!.. Bu kavramsallaştırma kurnazlığının estetik bir kategori, herhangi sanatsal bir kaygu, eğilim ve yüklem içermek şöyle dursun, sadece ve sadece zorlama bir yakıştırma, bir kurgu ve esasen politik/ideolojik bir yaklaşımın ürünü olduğu belli de; neyin nesidir, kimin fesidir, anlayan varsa beri gelsin!.. Ancak, hakkını teslim edelim: Sinema sanatının kuramsal sorunlarına da kafa yorduğu anlaşılan Tarık Akan'ın bu olağanüstü keşfi ve saptaması, örneğin 'Türk Sineması Terimleri Sözlüğü'nde mutlaka yer bulacak ve sinemaseverler, değerli katkılarından dolayı kendisini daima minnetle anacaktır!..
Alâkalı-alâkasız, gerekli-gereksiz, doğru-yanlış, iyi-kötü; doğrusu yeni tanımlamalar, kavramsallaştırmalar icât etmede üstümüze yok! Söz konusu evlere şenlik 'yakıştırma'yı duyunca, aklıma, yıllar önce, (Allah uzun ömürler versin) şair Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın 'uydurduğu' bir başka tanımlama örneği geldi: "Lâik şiir"(!).. Dağlarca, kimi şairlerin şiirlerinde Osmanlıca kelime ve tamlamaların yer bulmasından şikâyet ediyor ve bu derdin(!) şifâsının, gerek sahih şairler, gerekse şiir çevreleri tarafından ciddîye alınmayan "Lâik şiir" olabileceğini iddia ediyordu.. Sen misin "Lâik şiir" diyen? O zaman, al sana "İslâmcı şiir"(!).. Evet, "Lâik şiir" teranesi çabuk unutuldu belki ama, adına, birileri tarafından "İslâmcı şiir" denilen ve esasen bir 'gecekondu' gibi hiçbir estetik ve sanatsal bağlamı olmayan sözüm ona 'şiir türü', "İslâmcı şair"(!)ler tarafından şurda-burda afişe olmanın, popüler kılınmanın tek seçeneği biçiminde 'kullanılıyor' hâlâ!.. Soru hiç değişmeyecek galiba: Ne olacak bu memleketin hâli?..
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |