T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 15 MAYIS 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Mehmet ŞEKER

Demirel birleştirecek

Dolar yükseldi, panik... Dolar düştü yine panik... Türk Lirası değerlendiğinde eyvah... Türk Lirası düştüğünde yine eyvah...

Okuduğumuz iktisat miktisat para etmiyor; bu değer artışı ve düşüşü, memnuniyetsizlik için gerekçe olabiliyorsa, piyasanın bizim anlamadığımız biçimde işleyişi var demektir.

Doktora yapsan ne yazar, profesör olsan ne fayda!

* * *

Rakamlar yalan söylemez derler.

Doğrudur.

Rakamların yalan söyleme kabiliyeti yoktur.

Ama en güzel yalanlar, o masum rakamlar kullanılarak söylenir.

* * *

İşlerin nasıl olduğunu, memleketin nereye gittiğini Demirel'e sorun.

O size söylesin.

İnanıp inanmamak keyfinize kalmış.

Çünkü politikacılar iktidardayken başka türlü konuşur, muhalefetteyken başka türlü.

İyi de şimdi Demirel muhalefette mi derseniz...

Vallahi bilemem.

İktidarda değil, orasını biliyorum.

* * *

Demirel'in, iktidarda olmadığı zamanlarda Güniz Sokak'taki evinde oturduğu bilinir.

Peki, şimdi Demirel evinde mi?

Değil.

Şehir şehir dolaşıyor.

Adana, Mersin vs.

Üniversitelerde konferanslar, orada burada konuşmalar, açılışlar...

Bir elinde şapkası, bir elinde mikrofon...

Şapka dediğin kafada durması içindir.

Demirel şapkayı eline aldıysa, hayra alamet değildir.

Sallayacak, selam verecek, yeri gelince hızla eline dalış yapan birine kaptıracak...

Ama yine devam edecek.

Demirel'de şapka çok; bir tane değil ki.

* * *

Üstelik bir yanda "kurtarılması gereken" bir memleket var.

Ve beride "kurtar bizi baba" diye bağırmaya hazır bir kitle.

Kitle büyükmüş küçükmüş fark etmez; bin kişiye de konuşur, yüz kişiye de.

Yeter ki önünde bir mikrofon olsun.

Karşıda da kamera varsa, tadından yenmez.

Ne sorarsanız sorun, o bildiğini okuyacaktır.

* * *

Bugüne kadar şu kadar defa geldi, bu kadar defa gittiyse, bunda iyi konuşmasının payı büyüktür.

Hatta öyle ki, icraatından daha ağır basar sözleri.

Hele arada bir iki rakam sıralayıp, "Benim memurum, benim işçim, benim köylüm" diye mal beyanına başladı mı...

Demirel tiryakileri zevkten dört köşe olur.

Şaka değil, tiryakileri vardır Demirel'in.

Üç sene geçince sesini özler onlar.

Gidip de işaret ettiği partiye oy vermek için sabırsızlanırlar.

* * *

Ve şu günlerde o sabırsız kimselerin kanı damarlarında hızlı hızlı akmaktadır.

Çünkü Demirel'in sırtına ağır bir yük yüklenmiştir.

Solu birleştirecek, sağı birleştirecek, gerekirse sağla solu birleştirecek...

Zaten ne diyor, "Birleştirmenizi isterlerse" diye sorulunca?

"Birleşmeyin diyemem ki..."

Vallahi öyle.

Denmez.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi