T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 15 MAYIS 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Turgut KOLOĞLUGİL

İçimize sinmedi

Trabzon ve Beşiktaş adına başarısız geçen koca bir sezonun korkuları vardı dünkü maçta... Önce; adına derbi dediğimiz iki büyük takımın mücadelesini izleyen seyirci sayısı içimize hiç mi hiç sinmedi. Sonra; Trabzonspor ve Beşiktaş'ın futbol kalitesi, büyük ünvanlarına da yakışmadı.

Beşiktaş'ın "Kanasamda olur kaybetsemde olur" şeklindeki oyun düşüncesi, görüntü güzelliğini bozan en büyük etkendi. Trabzon'da ise görüntü Beşiktaş'a nazaran daha değişikti. Maçın genelinde topa sahip oyuna hakim olan bordo-mavililer, gol yerinde bu hakimiyetlerini devam ettiremediler. Oysa ki ilk çeyrek saatte Trabzonspor'un geliştirdiği ataklar, kafalarda fark mı olur düşüncesini oluşturdu. Defansını Beşiktaş yarı alanına yakın tutan, hazırladığı her pozisyonda forvetini kalabalıklaştıran bordo-mavili takım, gol yerlerinde o kadar bariz hatalar yaptık ki biz değil cümle alem şaşırdı. Lig üçüncülüğü ve UEFA Kupası hesabı yapan Trabzonspor'un göze batan bir sıkıntısını da belirtmeden geçmeyelim. Atak gördüğümüz, daha iyi oynadığını bellediğimiz bordo-mavililerin kalıplaşmış hücum futbolu stili gol getirmekten çok uzaktı. Bütün ataklarını Beşiktaş defansının en kalabalık olduğu bölgelerde geliştirmeye çalışan Trabzonspor'un etkisiz hale getirilmesi doğrusunu söylemek gerekirse zor olmadı. Fatih Tekke'nin yer aldığı ceza alanına gol için inen her top, İbrahim Toraman, Koray ya da Kleberson tarafından kolaylıkla uzaklaştırıldı. Kanatlara inmeyi denemeyen, sıfır noktasından gol yerine pas atmayı beceremeyen Trabzonspor, dalga kırana çarpan dalgalar gibi geri dönüp gitti. Fatih Tekke'nin Beşiktaş ceza alanınında buluştuğu üç ya da dört topu kafa ile rakip kaleye yollamasını saymaz isek, Trabzon adına kaçan fırsatlar olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Gökdeniz'in attığı golde istisnaların kaideyi bozmadığı bir olaydı.

Kendi halinde bellediğimiz Beşiktaş, baktı ki üzerine gelen Trabzon'dan ses çıkmıyor, kafasını kaldırıp rakip alanda gol aramaya başladı. Tümer'in sakatlanması Beşiktaş için büyük bir eksiklik oldu. Bilhassa ilk yarının tüm zamanları içinde iki ya da üç Beşiktaş atağı kayda değer olaylardı. Orta sahadan destek bulamayan Bobo ve Gökhan Güleç, gol yerlerinde etkisiz oldular. Orta sahanın hücuma katılamaması siyah-beyazlı takımı gol yerinden düşüren en büyük etkendi.

Oyundaki bu görüntüler Trabzon-Beşiktaş maçının vasat seyrini değiştirmedi. Doğrusunu söylemek gerekirse zirvenin eteklerinde yeralan bu iki takımdan daha iyi görüntü beklemek haksızlık olurdu. Çünkü hedeflerin minumuma inmesi, oyun kalitesinde negatif görüntüleri sahaya getirdi.


Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi