T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
A K T Ü E L | 26 MAYIS 2006 CUMA | ||
|
Değerini kadınlar bildi
Unutulmaya yüz tutan çini sanatını İznikli kadınlar yeniden diriltti. İznik Belediyesi'nin desteklediği bir proje kapsamında kadınlar hem çini sanatını yaşatıyor, hem de ülke ekonomisine katkı sağlıyor. Bizsans ve Osmanlı dönemlerinde saray ve kutsal yerlerin süslemesinde kullanılan, bunun yanında günlük yaşamda da kullanım alanı bulan İznik çinileri, kadınların el atması ile yeniden hayat buluyor. İznik çini ürünleri 15. ve 16. yüzyıllarda Osmanlı Türk Medeniyet ve Sanatı'nın zirvelerinden biriydi. Turkuaz rengi ile ünü tüm dünyaya yayılan bu çinilerin camilerde, saraylarda, Türk ve dünya müzelerinde mevcut örnekleri hâlâ hayranlıkla izleniyor. Ancak üretim 17. yüzyıldan itibaren yok olmaya yüz tuttu. Bugün ise, Uludağ Üniversitesi'ne bağlı olarak İznik'te açılan Meslek Yüksek Okulu Çinicilik Bölümü ve Meslek Lisesi Çini ve Seramik Bölümü'nden mezun bayanlar İznik Belediyesi'nin de desteklediği bir proje kapsamında çiniciliği yeniden yaşatıyor. Emekli resim öğretmeni Gülgün Çandar, İznik'te açtığı çini atölyesinde bir yandan geleneksel çini sanatının örneklerini üretirken, bir yandan da ünlü ressamların tablolarını çini sanatı ile yeniden şekillendiriyor. Çandar, Osman Hamdi Bey'in 'Kaplumbağa Terbiyecisi' ve Ayvazovski'nin 'Sandal Sefası' konulu ünlü tablolarını çini sanatı ile yeniden şekillendirmiş. Bahar Rüzgar da çinicilik bölümünde isteyerek okuduğunu söylüyor. Çini atölyesi işleten Fulya Yiğit ile Ayşe Deniz ise, çini sanatını icra ederek hem ülke ekonomisine katkı sağladıklarını hem de mesleklerini sürdürdüklerini dile getiriyorlar.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |