T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 26 MAYIS 2006 CUMA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Mehmet ŞEKER

Ne olacak bu solun hali?

DSP'liler GATA'da yatan Bülent Ecevit'e pozitif elektrik vermek amacıyla hastane önünde toplanmışlar. İyileşmesi için dua ediyor, pankart taşıyor, gözyaşı döküyorlar. Pankartlarda "Ecevit inatçıdır", "Geçmiş olsun", "Ecevit, uğruna ölünecek adamdır", "Bize lazımsın", "Ulus uyanmanı bekliyor" gibi yazılar bulunuyor.

Hangi tür olursa olsun, hastalıkla ilgili söylenebilecek fazla söz yok; o konuda doktorlar biraz konuşabilir, o kadar.

Ölüme dair sözlere gelince, ne desek boş.

Bize bu durumda ancak, Allah şifa versin demek düşer.

İnsan sevdiğini kaybetmeye kıyamaz, mümkün olduğunca geç ayrılmak ister ama şunu da unutmamak gerekir:

Bülent Bey elli sene daha yaşasa ne olacak?

Er ya da geç, hepimiz için aynı son geçerli değil mi?

Siyasi rakiplerinin bile dürüstlüğünden şüphe etmediği Bülent Bey, ne yazık ki ülkeye düşündüğü ölçüde faydalı olamadı.

O artık tarihî bir şahsiyettir ve hükmünü tarih verecektir.

* * *

GATA önünde dün 650 kişi toplanmıştı...

Deniz Baykal geçen hafta sözünü ettiği sine-i millete dönmek için, Meclis önünde bir milyon kişinin toplanması gerektiğini beyan etti.

Sine-i milleti ilk telaffuz ettiğinde, böyle bir şart öne sürmemişti hatırladığımız kadarıyla.

Koskoca Karaoğlan için -belki de son günlerinde- hastane önünde 650 kişi toplanıyorsa, CHP'nin sine-i millete dönmesi için bir milyon kişinin toplanması imkân dâhilinde değildir.

CHP bugüne kadar kaç mitinginde öyle bir kalabalık toplayabilmiş ki bugün böyle bir şart ortaya atabiliyor?

Bir milyondan geçelim, yarım milyonu bir arada görmemiştir Baykal.

Bir meydanda yüz bin kişi görse, o kalabalığı bir milyon sanır.

* * *

"Birkaç kişi söyledi diye sine-i millete gidilmez. Bu o kadar kolay değil. Siz istifa edersiniz, geride Anavatan, DYP var. Onlarla yasama faaliyetlerini götürürler, Cumhurbaşkanı'nı da seçerler. Aynı millet bu kez 'niye Meclis'i boş bıraktınız' deyip CHP'den bunun hesabını sorar. Sinenin bunu istemesi lâzım. Bir milyon insan Meclis'in önüne toplansa biz de sine-i millete döneriz."

Baykal'ın bu sözleri hangi anlama gelir?

İhtimallere bakalım:

1. Biz dönmesine döneriz de bakalım millet istiyor mu? Önce sineyi bir görelim.

2. Bizim sine-i millete dönmek gibi bir derdimiz yok. Öylesine söylemiştik, fazla ciddiye aldınız.

3. Valla aslında sine-i millet fikri bana iyi bir fikir gibi görünmüştü ama sonradan bazı arkadaşlarla oturup konuşunca o kadar iyi olmadığını fark ettim. Ayem sori.

4. Sine-i millete gidelim derken, sille-i millet ile karşılaşma ihtimali gözümü korkuttu.

5. Bu konuda uyarıda bulunanların düşüncelerini dikkate almak lâzım. Sine-i millete dönünce orada temelli kalabilirmişiz.

6. Sine-i milleti ben Millet Caddesi üzerinde bir lokanta sanmıştım. Gene sori.

* * *

Bir yanda solun efsanevi Karaoğlan'ı hastanede; öte yanda CHP, önce sine-i millet diyen, sonra vazgeçen bir liderle yola devam ederken, biz de o meşhur soruyla meşgul oluyoruz:

Abi ne olacak bu solun hali?

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi