T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
S O N D A K İ K A | 29 MAYIS 2006 PAZARTESİ | ||
|
Arınç: Söylenenler tarihe not edildi
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Danıştaya saldırı konusunda herkesin söyledikleri ve yazdıklarının tarihe not edildiğini belirterek, "Ben, söylediklerimle kamuoyunun önündeyim. Olayın ilk başladığı saatlerden bugün geldiği şekil ve konum da herkesin gözlerinin önündedir" dedi.
Bir gazetecinin, Danıştaya yapılan saldırıdan sonra yaşanan gelişmeleri nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine Arınç, şunları söyledi. "Danıştaya yapılan saldırı konusunda ben dahil pek çok insan, fikirlerini görüşlerini açıkladı. Olaya neresinden bakarsak bakalım, bu hain bir saldırıdır. Hepimiz bu saldırıyı lanetledik, hepimiz bu saldırıda, anayasal bir kurum olan Danıştayımıza, yargımıza, yargıçlarımıza yapılmış olan bu cüretkar saldırıdan dolayı üzüntülerimizi ifade ettik, ölen Danıştay üyesi için başsağlığı dileklerimizi, yaralılar için de şifa dileklerimizi sunduk. Aynı zamanda olayın sıcaklığı içinde herkes kısmen da olsa, olayla ilgili yorumlar yaptı. Bunların içinde benim yaptığım bir yorum da var. O gün yaptığım konuşmada, saldırıyı lanetlemekle birlikte 'Acaba şu da olabilir mi, bu da olabilir mi' diye herkesin bir şey sunduğu yerde ben, 'Olay henüz çok sıcaktır, bu bir kin ve intikama dönüşmemelidir. Olaydan ne kadar üzüntü duyuyorsak, bunu muhafaza edelim. Anayasal kurumlarımıza sahip çıkalım. Ama olayın yönünü ve şeklini değiştirmeye matuf çabaların içinde yer almayalım' dedim. Ola ki Türkiye, geçmişte de yaşadığı bazı olaylar sebebiyle daha sonra ortaya çıkan hain, hainler, sebep-sonuç ilişkileri bakımından ilk yapılan değerlendirmelerin yanlış olduğunu görmüştür. Benim o günkü sözlerimi, bir kısım siyasetçiler, bir kısım basın mensupları, konuşmanın bütününü dikkate almadan sadece 1-2 cümlesine dikkat çekerek, maalesef başka türlü ve yanlış bir şekilde yorumladılar. Kaldı ki o gün konuşulanlarla bugün geldiğimiz noktanın da herkes açısında söylüyorum çok farklı yönleri oldu. Demek ki sorumluluk sahibi insanların, henüz olay çok sıcakken ve akan kan yerde duruyorken olayı yönlendirmek, saptırmak, başka istikametlere çekmek gayreti yerine sağduyu ve serinkanlı olarak meselenin yargıyla ilgili bölümünün sonuçlanmasını beklemesi lazım." "TARİHE NOT EDİLDİ" Bugüne kadar söylenenler ve yapılanların herkesi üzdüğünü ifade eden Arınç, "Herkesin söyledikleri ve yazdıkları tarihe not edilmiştir. Yarın bu olay tamamen gün ışığına çıktığında, aydınlandığında herkes bu konuşmalarıyla olay arasındaki bağlantı sebebiyle ya 'Doğru çıktım, haklı çıktım' diyecek ya da mahcup olacaktır" diye konuştu. Arınç, şöyle devam etti: "Biz şuna inanıyoruz: Bu saldırı, laik Cumhuriyete karşı mıdır? Evet. Danıştaya karşı, yargıya karşı bir saldırı mıdır? Evet. Anayasal kurumlara, laik devlet düzenine... Evet. Neresinden bakarsanız bakın, olay vahimdir. Ama bu olayı sadece bir yöne çekme gayretleri veya bundan herhangi bir menfaat umma gayretleri, bizim karşı olduğumuz hususlardır. Yakalanan, gözaltına alınan, serbest bırakılan kişilerle ilgili değilim. Bu konuda Emniyet üzerine düşeni fazlasıyla yapıyor, eminim yargı da üzerine düşeni fazlasıyla yapacaktır. Olağanüstü şartlarda insanların duruşlarının, niyetlerinin ve bilinçaltlarının test edildiği zamanlar olarak görüyoruz. Herkes, bu zamanlarda söyledikleriyle, yarın elbette kendisini ölçme imkanı da bulacaktır. Böyle günlerde gerçek siyaset adamları, gerçek devlet adamları, sorumluluk sahibi insanlar da ortaya çıkar. Bunlar eliyle de toplumlar, ya gerilimleri düşüren, aklıselimle hareket eden bir noktaya gelir veya olayların daha da büyümesini, daha ileri noktalara uçlanması gibi sorumlulukları üzerlerinde taşırlar. Hepimiz, bu olağanüstü günlerde kimin nasıl davrandığını da çok açık biçimde gördük. Ben de suçlanan kişilerden birisi oldum. Bazı partilerin miting meydanlarında, bazı siyasetçilerin ağzında benim üzerimden konuşmak, adeta bir moda haline geldi. Bunun yanlış olduğunu söylemek istiyorum. Bu doğru değil." "TAVRIMDAN VAZGEÇMİYORUM" Arınç, Meclis Başkanı olarak siyasetçilerle ne ekran önünde ne de başka yerde tartışmayı, görevi ve konumu nedeniyle doğru bulmadığını ifade ederek, "Ama bazıları benim bu huyumu bildikleri için tek taraflı pek çok şeyi söylediler. Söylemeye de devam ediyorlar. Ben tavrımdan vazgeçmemeye dikkat ediyorum. Onları da bu konuda daha ölçülü olmaları ve daha dikkatli olmaları konusunda uyarıyorum" dedi. Suçlu arama, siyasi bir rant elde etme, olayı birilerinin üzerine yıkma gayretlerinin siyasi ve toplumsal ahlakla bağdaşmayacağını kaydeden Arınç, gerginliğin düşürülmesini istedi. Halkın moralinin bozulmaması, ümit ve güveninin kırılmaması, birlik ve beraberliğin korunması için herkesin elinden geleni yapmasını gerektiğini anlatan Arınç, "Ben, söylediklerimle kamuoyunun önündeyim. Herkes kendi yaptıklarıyla ve söyledikleriyle kamuoyunun önündedir. Olayın ilk başladığı saatlerden bugün geldiği şekil ve konum da herkesin gözlerinin önündedir" diye konuştu. "CHP HARİÇ BÜTÜN PARTİLER GÖRÜŞ BİLDİRDİ" TBMM Başkanı Bülent Arınç, Meclis İçtüzüğü konusunda CHP dışındaki bütün partilerin görüş bildirdiğini söyledi. Arınç, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında Başkanlık Divanı tarafından Meclis Başkanlığına sunulan İçtüzük değişikliği teklifi hakkında bilgi verdi. Uzmanların bir yılda hazırladığı değişiklik teklifini TBMM'de temsil edilen bütün partilerin genel başkanlarına ilettiklerini ve 5 ay beklediklerini hatırlatan Arınç, 5 ay sonra CHP hariç bütün partilerin görüş bildirdiğini açıkladı. Arınç, görüşünün istenmesi üzerine CHP'nin bir mektupla İçtüzük değişikliği konusunda görüş bildirmeyeceklerini ilettiğini söyledi. İçtüzük teklifi hazırlanırken, parti görüşlerinin yanı sıra TBMM Başkanlığına sunulan tekliflerden ve Anayasa Mahkemesi kararlarından da yararlandıklarını anlatan Arınç, getirilen değişiklikler hakkında da bilgi verdi. Buna göre, milletvekilleri Meclis Başkanı için güvensizlik önergesi verebilecek. Güvensizlik önergesinin kabul edilmesi durumunda Başkan görevinden ayrılacak. TBMM ihtisas komisyonlarının sayısı da 17'den 12'ye indirilecek. Anayasa ve Adalet, Çevre ve Tarım, Dilekçe ve İnsan Hakları, Milli Savunma ve Dışişleri Komisyonları birleştirilecek. Meclisin çalışma saatleri de yeniden belirlenecek. Buna göre, Genel Kurul, her ayın ilk 20 günü pazartesi, salı, çarşamba ve perşembe günleri olmak üzere haftada 4 gün çalışacak. Çalışma saatleri de 14.00-19.00 olacak. Genel Kurul, ayın geri kalan 10 günü çalışmayacak. Meclis araştırma komisyonları daha fonksiyonel hale getirilecek. Komisyon raporları ilgili kurumlara ve hükümete iletilecek. Hükümet de bu konuda Meclisi 6 ayda bir bilgilendirecek. Yasama dokunulmazlığı ile ilgili hükümleri de değiştiren teklif TBMM'de bir Etik Kurul oluşturulmasını da öngörüyor. Teklifle İçtüzük, Kamu Mali Kontrol Kanunu ile uyumlu hale getiriliyor. Meclis Hesaplarını İnceleme Komisyonu kaldırılırken, Meclis iç ve dış denetime açılıyor. Teklif, Anayasa Komisyonunda görüşüldükten sonra Genel Kurulda ele alınacak.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |