T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 29 MAYIS 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

İhsan DENİZ

'Şiir Defteri 2006'

Şiir yıllıkları, şiir çevreleri nezdindeki önem, ilgi ve anlamını koruyor hâlâ. Yıl içinde çeşitli dergilerde basılan şiirlerden seçilen ürünlere yer veren, şiir bağlamlı olay, olgu ve gelişmeleri değerlendirip sergileyen, gerek şiir, gerek çeviri şiir ve gerekse şiir üzerine yazılan kitapları hatırlatan, kezâ şiir/şair odaklı bir takım tartışma ve polemiklere değinen bu tür çalışmalar, hiç kuşkusuz yoğun bir mesai, emek, dikkat ve özen gerektiriyor. Her ne kadar objektif olunmaya çalışılsa da, esasen subjektif bir beğeninin ister istemez kol gezdiği bu gibi yıllık faaliyetleri, yayınlanan şiirler konusunda temelde bir 'ayıklama' ve 'seçme' özelliği taşıdığından, örneğin şiiri yıllığa alınmayan şairler için zaman zaman bir tartışma ve giderek dozajı artan bir polemik kapısını aralıyor ve neticede, yıllık hazırlayıcısına/hazırlayıcılarına yönelik yok yere yeni düşmanlıklar tesis edebiliyor.

Önceki yıllarda, bunun birçok örneğini gördük/yaşadık. 1992'den itibaren yıllarca tek başına bu işi sürdüren ve fakat ne İsa'ya ne Musa'ya yaranamayan, dahası "Sen benim şiirimi nasıl yıllığa almazsın? Kim oluyorsun sen!" merkezli kimi gereksiz tartışma ve polemikler dolayısıyla ve öyle sanıyorum ki, insanı canından bezdiren ve kendi ifadesiyle "ömür törpüsü"ne dönüşen aşırı tepkiler karşısında, örneğin Mehmet H. Doğan, en son 2004 yıllığını hazırladıktan sonra söz konusu faaliyetine son vermişti.

Bu arada, birbirinden farklı algılama ve farklı çalışma yöntemleriyle çeşitli isimlerin yıllık hazırlama girişimlerine de sahne olmadı değil, şiir dünyası. Kimi zaman hayli yoğun bir ilgi gördü, kimi zaman görmedi bu yıllıklar.. Oysa, her zaman olduğu gibi değişmeyen ana unsur tartışma, polemik ve artan düşmanlıklardı! Sözün burasında, yıllık hazırlayıcıları bakımından bütün bunları 'göze almanın' da bir 'cesaret' meselesi olduğunu vurgulayalım..

İlki geçen yıl basılan, geçtiğimiz günlerdeyse ikincisiyle karşılaştığımız ve 2005'deki "Şiir ve Hayat"ı değerlendiren "Şiir Defteri" (Toroslu Kitaplığı; Tel.: 0212-251 30 95) adlı yıllık çalışması, Şeref Bilsel ile Cenk Gündoğdu tarafından hazırlanmış. Yıllık, yapılaşmasını 'paylaşma' modeli üzerine bina etmek sûretiyle katılımı daha geniş bir alana yayan ve dolayısıyla şiir/edebiyat dünyasından çeşitli imzalarının birlikte oluşturduğu bir ortak kitap kimliğini haiz. Kısaca, bir ekip çalışması..

Söz konusu yıllığın ayırıcı özellikleri arasında, örneğin farklı kuşaklardan ve farklı beğenilere sahip bir seçici kurulun mevcudiyeti sayılabilir. Bu yıl, kendilerine aktarılan 265 kadar şairin çeşitli dergilerde yayınlanan şiirlerinden, doğum tarihleri 1914 ile 1982 arasında değişen 134 şairin şiirini bu kurul seçmiş. Yani, her iki şairden birinin şiiri yıllığa alınmış ki; (Kurul üyesi Mehmet Taner, bu tutumu "geniş" şeklinde nitelese de) bendeniz, bunun, tabir caizse bir 'şişirme' olduğu kanaatini taşıyorum. Zira, 2005 yılında, herhangi bir yıllıkta yer almayı hak eden bu kadar çok 'nitelikli' ve dolayısıyla 'seçilebilir' şiir yayınlanmışsa gerçekten, Türk şiirini kimse tutamaz demektir. Acaba öyle mi? Öte yandan, bu kuruldaki dört şairden biri olan Abdülkadir Budak'ın değerlendirmelerinin kimi satırları, 'inciler saçması' bakımından ilginç! Ah şu ideolojik 'kör bakış'!..

Yıllıkta, geçen yılı değerlendiren satırlar, kendilerine iletilen soruşturma ekseninde yine yaşları, kuşakları, beğenileri, şiire yaklaşımları vs. birbiriyle örtüşmeyen bir ekip tarafından yapılmış. Bu da bir başka özelliği yıllığın. Bunun gibi yılın poetik verimleri, internet edebiyatı, dergilerdeki atmosfer, yıllığa alınan şiirlerin dil, felsefe ve sosyoloji açısından yorumlanması şeklindeki bazı konu başlıkları kimi isimlere sipariş edilerek, belirttiğimiz katılım gerçekleşmiş.

Böylece, ortaya, farklı algılama ve yaklaşım sahiplerinin gözleme, izleme ve bakış açısına göre anlam kazanan, değişen, dönüşen bir 'şiir ortamı vitrini' çıkmış ve dolayısıyla hem 'ortalama' bir beğeni kollanmak istenmiş, hem sorumluluk paylaştırılmış ve hem de muhtemel tepkilerin sadece iki isim (Şeref Bilsel, Cenk Gündoğdu) üzerinde yoğunlaşması önlenmiş..

Evet, her yıllık gibi "Şiir Defteri-2006" da, bir önceki yılın röntgenini çekmeye çalışmış. Emeği geçenleri kutluyorum. Ne ki; daha 'tarafsız', 'yansız', görece daha 'objektif' ve 'bilgilendirici' olunabilirdi/kalınabilirdi, diye de düşünmeden edemiyorum. 'Seçilen' şiirlere diyeceğim yok; 'beğeni'dir, onu değil de bunu seçmiştir, olabilir.. Oysa şiir çevrelerini bilgilendirmeyi amaçlayan somut gelişmeler konusunda 'taraf' olmanın/tutmanın gülünçlüğüne ne demeli? Örneğin, Türkiye Yazarlar Sendikası'nın yönetim değişikliğiyle kimi faaliyetlerinden söz eden Şeref Bilsel/Cenk Gündoğdu imzalı giriş yazısında, acaba neden Türkiye Yazarlar Birliği ve tek bir faaliyeti dahî dile getirilmemiştir? TYB varlığını, faaliyetlerini uzayda mı sürdürmektedir? Örneğin, İzmir Karşıyaka Belediyesi'nin düzenlediği şiir kurultayı kayda alınırken, falanca veya filânca belediyenin şiir faaliyeti neden görmezden gelinmiştir? Neden? Neden? O belediyelerin şiir faaliyetlerini Veysel Çolak yönetiminde yapmadığı için mi? Neden sahi?..

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi