T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 27 OCAK 2006 CUMA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Hayrettin KARAMAN

Kuyuya bir taş daha attılar

Bu kadar yazıldı, konuşuldu, daha da konuşulacağa benziyor, eh benim de bir şeyler yazman beklenir; şu "kadınların başı açık ve erkeklerle yan yana camide namaz kılmaları" konusunda...

Konuya birkaç yönden bakmak istiyorum:

Önce medyaya yansıma sebep ve biçimini ele alalım.

Olay uzunca bir zamandan beri varmış, o küçük cemaat gelip caminin yukarısında, kendi kabullerine göre kadınlı erkekli saf tutup imama uyarak Cuma da kılıyorlarmış. Onların niyet ve kanaatleri ne olursa olsun yaptıkları şeye cemaatin tepki göstermesi, yadırgaması, söylenmeleri ve rahatsız olmaları kaçınılmazdı. Böyle de olmuş ki, caminin görevlisi onları ikaz etmiş, hatta bir vaize vazife verilmiş, vaiz kendileriyle görüşüp konuşarak ikna etmeye çalışmış. Olay lokal kalmış, adamlar cami cami dolaşmıyorlar, namaz kıldıkları camide, kendileri gibi davranmayan cemaatin arasına girmiyorlar (daha önce cenaze namazı kılar gibi yapanlar tahrik için cemaatin arasına girmişlerdi), özenle ayrı bir yerde duruyorlar, sokak gösterisi yapmıyorlar... Durum böyle olduğu sürece hadise çok da önemli değil, ülkenin bu kadar derdi, meselesi var iken devede kulak, hatta tüy olan bir meselenin medyaya yansıtılması (ilk yansıtan gazete bomba patlattık diyor) ne fayda sağlayabilirdi? Bırakılsa da ilgili kurumlar (önce müftülük, sonra gerekiyorsa kamu düzenini korumakla görevli memurlar) bununla ilgilenselerdi mutlaka bir sonuca bağlanacaktı. Yayılmadığı, başkalarının huzurunu daha fazla bozmadığı sürece bir süre böyle devam etmesi de göğüslenebilirdi, daha doğrusu, olay medyaya yansıdıktan sonra şöhret düşkünü, ekran bağımlısı, ehliyetsiz müftü taslaklarının sözüm ona açıklamalarıyla verdikleri zarar kadar dine, diyanete zarar vermezdi.

Olayın medyaya yansımasının iki faydasından (!) söz dilebilir ki, olar da 1. medyanın menfaatidir; yani iş bulması, reytingi arttırması, gazete veya kanalın reklamını yapması, hasılı para kazanması. Bu kapitalizmin gözü kör olsun; para kazanmak söz konusu olduğunda yapmayacağı iş, satmayacağı değer yoktur! 2. Ekranları ve gazete köşelerini kullanma fırsatı bulan bazı şahısların bu vesile ile kendi şahıs ve davalarının propagandasını yapması ve muhalefet ettikleri çevreleri yıpratmaya çalışması. Bu kabilden iki konuşmacının tavır ve sözleri dikkat çekici idi. Her ikisi de, kendilerinden başka hocaların, ilahiyatçıların bazı gerçekleri gizlediklerini söylüyordı, birisi de fırsat bulmuşken Diyanet İşleri Başkanlığı'na yükleniyor, çoğu personel gideri olan bütçesinden söz ediyor, vazifesini yapmadığını, sustuğunu ve bu gibi meselelerin çığırından çıkmasına sebep olduğunu hiddet ve şiddetle ifade ediyordu. "Kendilerinin işleri güçleri varmış, Diyanet var iken niçin rahatsız ve meşgul ediliyorlarmış efendim!"

A beyefendi, sizi kim televizyona çıkmaya zorluyor, hangi cami cemaati sizden fetva soruyor, sizinle medyanın işi, "aç gözlü ile fırsatçının" işine benzemiyor mu? Medya aç gözlü, sizler de fırsatçısınız, olay bundan ibaret, yoksa dini yaşayan Müslümanların size ihtiyaçları filan söz konusu değil.

Diyanet'in sustuğu da bir iftiradan ibaret; ne zaman oraya bir dini mesele sorulsa hemen cevabı verilir, bu meselede de öyle olmuştur. Birilerini rahatsız eden şey ise cevabın işlerine gelmemesinden ibarettir.

Komikliğe bakın, bunlardan biri hem "gerçekleri halktan gizliyorlar" diyor, hem de kendisinin açıkladığını iddia ettiği büyük (!) gerçeğin, Ömer Nasuhi Bilmen'in İlmihal isimli çok okunan kitabında var olduğunu söylüyor.

Gelecek yazıda bu müftü taslaklarının devirdikleri çamlara bakacağız.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi