Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Bugünkü Yeni Şafak
657'liler Ailesi
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Nar-ı Beyza
Okur Sözcüsü
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

	İbrahim KARAGÜL ikaragul@yenisafak.com.tr

Beklenen oldu ve Filistin İslami Direniş Hareketi Hamas, önceki günkü parlamento seçimlerinden büyük bir başarıyla çıktı. İsrail, ABD ve Avrupa Birliği'nin tehditleri başarılı olamadı. Korktukları başlarına geldi. Filistin halkı, işgale karşı, ABD/İsrail'in barış adına yürüttükleri kontrol stratejilerine karşı oy kullandı. Yozlaşmış yöneticilere, yolsuzluklara, işbirlikçilere karşı oy kullandı. Barışa karşı değil ama barış adı altında bir halkın kandırılmasına karşı oy kullandı. Yıllardır devam eden barış girişimlerinin Filistin halkının çıkarlarını merkeze almamasına karşı oy kullandı. Amerika ve İsrail'in "Abbas modeli" ile Filistin halkının özgürlük taleplerini istismar etmesine ve farklı bir işgal modeli uygulamasına karşı oy kullandı.

Bu iradesini sandığa yansıtırken de, İsrail tehditlerine, ABD baskılarına, ABD şantajlarına boyun eğmedi. Arap dünyasının en demokratik toplumu olarak, bütün Ortadoğu'ya ders verecek şekilde hür iradesini ortaya koydu.

Ortadoğu'da "demokrasi paketleri" uygulayan, Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde Arap ülkelerinin demokratikleşmesi propagandası yapan ABD, ciddi bir sınavla karşı karşıya. Madem demokrasi diyorlardı şimdi bunu alkışlamalılar.

Ama öyle yapmadılar. ABD ve Avrupa, Filistin halkının özgür iradesini daha şimdiden gayri meşru ilan etti. Hamas üzerinden bir halkı neredeyse terörist ilan edecekler. Filistin halkının seçtiği temsilcileri tanımayacaklarını, muhatap almayacaklarını söylediler. Ne yani, demokrasi sadece onların seçtiklerine oy vermekle mi sağlanabiliyor? Filistin için yeni iktidar eliti oluşturmaya ayarlı programları desteklenirse mi demokrasi varoluyor? Filistin halkının özgür iradesi ne olacak?

Hamas ABD'ye, İsrail'e, AB'ye, onların seçime müdahale etmelerine, tehdit ve şantajlarına rağmen bu başarıyı gösterdi. Sadece Filistin halkına dayanarak... O zaman İsrail ve Batı bu tercihe saygı göstermek zorunda değil mi. Filistin'de demokrasinin yerleşmesini istiyorsanız, alın size en iyi fırsat. Destek olun...

ABD Başkanı George Bush öfkeli. "İsrail'le barışana kadar Hamas'ı (tabi ki iktidarını) tanımayacaklarını" söyledi. BM Genel Sekreteri Kofi Anan'a göre Hamas, ancak silahsızlanırsa meşru olacak. İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi ise dehşete düşmüş!

Bir zamanlar Yaser Arafat için de böyle diyorlardı. Bir zamanlar El Fetih için de böyle diyorlardı. Ne oldu? Arafat Nobel Barış Ödülü aldı, devlet başkanı oldu, İsrail'le masaya oturdu. El Fetih Filistin'i yönetiyor, İsrail için hiçbir meşruiyet sorunu yok. Hamas için de aynısı olmayacak mı? Şimdi ne olacak?

Yeni Siyasal İslam dalgası

Amerika'nın 1990'lardan bu yana bitirmeye çalıştığı "Siyasal İslam" tartışmaları yeniden alevlenecek? "Siyasal İslam bitti" diyenler bu yeni dalgayı iyi okumak zorunda. Sadece Filistin'de değil, Ortadoğu'nun birçok ülkesinde Filistin'deki kadar demokratik seçim yapılsa, İslamcı kadrolar iktidara gelecek. Dolayısıyla yeni bir Siyasal İslam dalgası geliyor. ABD bunu bildiği için sevmese, karşı olsa, düşman ilan etse de bu güçlerle el altından işbirliği arayışlarını sürdürüyor. Mısır'da ve Suriye'de Müslüman Kardeşler'le yürüttüğü görüşmeler gibi.

Bugüne kadar sistemin dışında bir güç olan ama oldukça etkin ve belirleyici bir güç olan Hamas, bundan sonra sistemin içinde ve Filistin yönetiminin merkezinde yer alacak. Bugüne kadar sosyal ve ekonomik alanda hizmetini sürdüren Hamas, bundan sonra Filistin'in siyasi ve askeri gücünün sağladığı meşruiyetle hareket edecek. Bugüne kadar bağımsızlık savaşını bir örgüt olarak yürütürken bundan sonra bir devlet olarak omuzlayacak.

Kabul etsinler ya da etmesinler, elini sıksınlar ya da düşman ilan etsinler, bu irade karşısında boyun eğmek zorunda kalacaklar. ABD ve İsrail'in şu anki abartılı gürültüsü yakında yumuşayacak. Şaşırtıcı biçimde Hamas'la iş tutmaya girişecekler. Çünkü bu gücü "terörist örgüt" kabul ettikleri zaman kıramamışlardı. Şimdi hiç kıramayacaklar.

Yeni hükümet kurulunca ilginç bir durum ortaya çıkacak. Azılı düşmanlar birbirini tanımış olacaklar. İsrail ve Hamas, fiilen birbirini tanıma sürecine gerecek.. Çünkü barış müzakerelerinde Hamas da olacak.

Bütün güçleriyle örgütü silahsızlandırmaya çalışacaklar. Yeni Bir Hizbullah olmasını engellemek isteyecekler. "Madem yönetimdesin silasızlan" diyecekler. Ancak bunu kabul ettirebilmeleri çok zor. Dolayısıyla İsrail ikinci bir Hizbullah vak'asıyla karşı karşıya ve bu onun için kötülerin en kötüsü.

Hamas'ın silahlı mücadele azmini devam ettirmesine karşın siyasi alanda esneyeceği bir dönem başlayacak. Hamas liderlerinin "asla olmayacak" dediğine bakmayın, yeri geldiğinde İsrail'le bile masaya oturmaktan çekinmeyeceklerdir. Çünkü daha önce bunun sinyalleri verildi. Beklentilerin aksine Hamas'ın başarısı barış umutlarını suya düşürmedi, belki de daha da güçlendirdi.

Ulusal Birlik Hükümeti

Sonuçların belirginleşmesiyle birlikte Hamas, El Fetih'le birlikte hükümet kurabileceklerini açıkladı. Örgüt yöneticileri, Devlet Başkanı Mahmut Abbas ve El Fetih'le konuşarak bir hükümet kuracaklarını söyledi. Bazı El Fetih yetkilileri buna karşı çıktı. El Fetih'in üst düzey yetkililerinden Saib Erekat, Hamas tarafından kurulacak koalisyon hükümetinin ortağı olmayı reddettiklerini söyledi.

Bunlar ilk tepkiler. ABD ve İsrail, Mahmut Abbas üzerinden bir müdahaleye girişmez veya bunu başaramazsa bu mümkün. En azından El Fetih'in bazı grupları Hamas'la işbirliği yapacaktır. Mesela Mervan Barguti gibi isimler için bu imkansız değil. Ancak bu durum, El Fetih içinde ciddi bölünmelere yol açacak. Bölünme ise Hamas'ı güçlendirecek.

ABD, İsrail ve dünya, Filistin halkının özgür iradesine saygı göstermek zorunda. Yoksa inandırıcılıklarını tamamen kaybedecekler. Karşı çıkmak yerine Hamas'la el Fetih arasında bir Ulusal Birlik Hükümeti kurulmasına destek olmalılar. Filistin halkı ve bölge için en iyisi bu! Bunu yapmaz, iki gücü çatıştırma yoluna giderlerse El Fetih'in parçalanmasına yol açacaklar. Bu da kendileri için hiç iyi sonuç doğurmayacaktır.

Demokrasi konusunda burunlarından kıl aldırmıyorlardı. Ortadoğu'yu kana bularken bile demokrasi nutukları çekiyorlardı. Her ülke için demokrasi paketleri uyguluyorlardı. Alın size demokrasi! Şeffaf ve adil bir seçim yapıldı. Bu yaygara ne o zaman?

Geri dön

Mesaj gönder

Yazdır

Yukarı