T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
P O L İ T İ K A 27 OCAK 2006 CUMA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Yargının bu durumu itibarımızı etkiliyor

TÜSİAD Başkanı Sabancı, Türk yargısının mevcut durumunun siyasallaşma görünümü verdiğini ileri sürerek, Türkiye'nin uluslararası itibarını olumsuz etkilediğini savundu. Sabancı, 10 maddelik bir yargı reformu önerdi

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Ömer Sabancı, Orhan Pamuk, Hrant Dink, Mehmet Ali Ağca davalarına atıfta bulunarak, son zamanlarda yargıyla ilgili konuların gündemi çok fazla işgal ettiğini söyledi. Sabancı, "Bunda yargı sistemimizin çok uzun süredir ihtiyaç duyduğu reformun bir türlü yapılamamış olmasının büyük rolü var. Mevcut durum, hem yargının siyasallaşması görünümünü veriyor hem de Türkiye'nin uluslararası itibarını olumsuz etkiliyor'' dedi. Sabancı yargı reformunun önceliklerini de 10 madde halinde sıraladı. Bunların arasında yeni Pamuk davalarına neden olmayacak düzenlemeler ile Mehmet Ali Ağca'nın yanlış tahliyesinden sorumlu olanların da hesap vermesini öngören talepler yeraldı. Hakim ve savcılara da yeni yasal düzenlemeleri uygulamadıkları eleştirisi yapıldı.

HATIRLATMAYLA BAŞLADI

Sabancı, TÜSİAD'ın 36. Genel Kurul toplantısında, Ankara'da yapılan Yüksek İstişare Konseyi toplantısında, siyasal sistemin temsil ve istikrar açısından doğru dengeler üzerine oturmasını, demokrasinin uygulama hatalarından ve eksiklerinden arındırılmasını, ifade özgürlüğünün eksiksiz uygulanmasını istediklerini hatırlatan Sabancı, sözlerine "Yargı sistemimizdeki aksaklıkların, dış ilişkilerimizde pro-aktif bir tutum benimsenmesi gereğinin altını çizmiştik" diyerek başladı. Sabancı, bugün aynı görüşleri yine savunduklarını söyledi.

İSTİKRAR İÇİN HUKUK DEVLETİ

TÜSİAD'ın, gelişmiş bir ekonominin, siyasi ve ekonomik istikrarın, demokratik bir hukuk devleti olmaksızın tam anlamıyla tesis edilemeyeceğini anlatmayı, misyonunun temel unsurlarından biri saydığına işaret eden Ömer Sabancı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Son zamanlarda yargıya ilişkin meselelerin gündemimizi gitgide daha fazla işgal etmeye başladığı herhalde tüm kamuoyunun dikkatini çekmektedir. Kuşkusuz bunda yargı sistemimizin çok uzun süredir ihtiyaç duyduğu reformun yapılamamış olmasının çok büyük rolü var.

SİYASALLAŞMA GÖRÜNTÜSÜ

Yasal altyapımızı çağdaş demokrasinin gerektirdiği normlara tam anlamıyla kavuşturamamış veya sağlanan önemli değişiklikleri uygulamaya yansıtamamış olmamız da bu sıkıntıların oluşmasında önemli rol oynuyor. Mevcut durum, hem yargının siyasallaşması görünümünü veriyor hem de Türkiye'nin uluslararası itibarını olumsuz etkiliyor.''Sabancı, soruları yanıtlarken de "Biz hükümet ile TÜSİAD arasında bir sorun görmüyoruz" dedi. Sabancı, Hükümet'in yeni Kıbrıs açılımını desteklediğini de söyledi.

  • İSTANBUL (A.A)

    Hakim ve savcılar da hesap verebilmeli

  • Yargının önündeki en büyük engel, (yargı bağımsızlığı) konusunun hala çözüme kavuşmamış olmasıdır. Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapısı değiştirilmelidir.
  • Kazanılmış hakların ihlali, hukuk güvenliği ilkesinin de ihlalidir. Devletin tek taraflı olarak geçmişe yönelik sonuç doğuran işlemleri, yerli ve yabancı sermayeyi yatırımdan uzaklaştırdığı gibi toplumda da güvensizlik duygusu yaratmaktadır.
  • Yargılama süresinin uzunluğu, adil yargılanma hakkını ihlal eder niteliktedir.
  • Mevzuatta yapılan değişiklikler uygulamaya yansımadıkça amacına ulaşmayacaktır. Özellikle düşünce ve ifade özgürlüğü ile kültürel haklar gibi hassas konularda, yargının adeta kanunlar değişmemiş gibi yorum yapması, olumlu sonuçlar doğurmamaktadır.
  • Tutukluk hali ceza değil tedbirdir, bu nedenle istisnai olarak başvurulması gereken bir yöntemdir.
  • Sanık hakları etkin olarak uygulanmalıdır. Türkiye'nin AİHS'yi ve AİHM kararlarını ihlal etmesinin uluslararası kamuoyunda yarattığı etkiler olumsuz sonuçlar doğurmaktadır.
  • Af kanunları istisna olmalıdır.
  • Yargı ve infaz sürecinde hata, soruşturulması gereken bir sistem sorunu olarak ele alınmalıdır. Gelişmiş demokrasiler, kurumların ve makamların, tüm seçilmişlerin ve atanmışların, kararları, icraatları ve varsa hataları konusunda hesap vermesini ve bunun mekanizmalarının oluşturulmasını öngörür.
  • Yargının mali kaynak ve kadro sıkıntısı sonlandırılmalıdır. Hakim ve savcıların maddi durumlarının iyileştirilmesi kadar, mahkeme kalemlerindeki personel açığının nitelikli elemanlarla doldurulması ve adliyelerin fiziki altyapı şartlarının iyileştirilmesi de gerekmektedir.
  • Yargı mensuplarının eğitimi sürekli ve etkin olmalıdır. Yargı mensuplarının eğitimi, özellikle TCK gibi toptan değişen kanunlarda yeni sisteme ve kavramlara uyum sağlamaları açısından son derece önemlidir.

    TÜSİAD erken seçime karşı

    TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Mustafa Koç, genel seçimlerin zamanında yapılması ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin siyasal istikrarı koruyacak şekilde yönetilmesinin son derece önemli olduğunu bildirdi.

    Koç, TÜSİAD Genel Kurulu'nda hükümetin son Kıbrıs açılımını, gerek inisiyatifi ele alması, gerekse iyi bir zamanlamayla yapılmış olması açısından desteklediklerini söyledi. "Bölgesel gelişmelerin bizim için potansiyel birer istikrarsızlık kaynağı olduğu düşünülürse, 2006 yılında Türkiye'nin hiç değilse kendi kendine sorun çıkarmamasının ne kadar önemli olduğu anlaşılır" diyen Koç, şunları kaydetti: "Bu açıdan, ekonomik dengelerin korunması ve geliştirilmesi, siyasal istikrarı risk altına sokacak gündem maddelerinden kaçınılması önem kazanmaktadır. Genel seçimlerin zamanında yapılması, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin siyasal istikrarı koruyacak şekilde yönetilmesi de son derece önemlidir.''

    Reform devam etmeli

    Türkiye'nin ekonomide yapısal bir değişim başlatması gerektiğini dile getiren Koç, kapsamlı eğitim reformuna bir an önce el atılması, üniversitelerin bilgi ve teknoloji üretecek seviyeye yükseltilmesi, meslek okullarının ekonominin ihtiyaç duyduğu ara elemanları ülkeye kazandırmasının Türkiye'yi gelişmiş ülkeler arasında yer alma yolunda hızlandıracak en temel etkenler arasında bulunduğunu bildirdi. Koç, şöyle devam etti: "Bunlarla yetinmeyerek siyasal sistemimizin yüksek demokratik standartları, temsilde adaleti ve yönetimde istikrarı bir arada gerçekleştirebilecek şekilde reforma tabi tutulmasını da sağlamalıyız. Bu, ekonomik istikrarı sürekli kılabilecek kalıcı bir siyasal istikrar için zorunludur. Bütün bu çerçeveyi korumak üzere de bir hukuk devleti olmayı başarmalıyız.''


    Geri dön   Yazdır   Yukarı


  •  ANKET

    ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar
    Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
    Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi