T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 8 ŞUBAT 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Fehmi KORU

Lâiklikte reform ihtiyacı

Önceki gün 'lâiklik' ilkesinin anayasaya girişinin 69. yıldönümü imiş; Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Başbakan Tayyip Erdoğan günün anlam ve önemine ilişkin görüşlerini açıkladılar da o vesileyle hatırladık. Bir gazete, görüşleri, "Lâiklik tanımında da anlaşamadılar" diye özetledi.

'Lâiklik', din ile devlet ilişkilerini düzenleyen bir ilke. İster Başbakan Erdoğan gibi "Din ve vicdan özgürlüğünün teminatı" olarak görelim, ister Cumhurbaşkanı Sezer gibi 'Aydınlanma düşüncesi' ile irtibatlayıp "Din ve vicdan özgürlüğüne indirgenemeyeceği" kanaatinde olalım, temel gerçek değişmiyor: Türkiye'nin en ciddi sorunları 'lâiklik' ilkesinin uygulanmasından kaynaklanıyor...

Konu ne zaman açılsa akla ilk gelen 'üniversitelerde başörtüsü yasağı' oluyor. Elbette o da 'lâiklik' ilkesinin algılanmasıyla ilgili; fakat sorunumuz keşke tek o olsa! Terazinin bir kefesinde 'başörtüsü yasağı' yer alıyorsa, diğer kefede de sözgelimi 'cemevleri sorunu' duruyor. Herkesi devletin nitelikleri etrafında buluşturmayı amaçlayan lâiklik ilkesi, ne yazık ki, bu amaca pek yaramıyor...

Son yıllardaki tartışmalar daha çok başörtüsü üzerinde yoğunlaştığı için sorun yalnızca mağdur gençkızlar ve yakınları tarafından hissediliyor sanılıyor; oysa öyle değil, Türkiye'de kendilerini 'farklı' gören başka kesimlerin de 'lâiklik' ilkesinin algılanması ve uygulanmasından sıkıntıları var. Rahatsızlıkları Avrupa Birliği (AB) raporlarına da yansıyan Aleviler sözgelimi; devlet sistemi içerisinde kendilerine yer bulamamaktan şikâyetçiler...

Lâiklik ilkesini kabul edeli 69 yıl olmuş ve biz bu kadar uzun süre içerisinde vatandaşlarımızı lâik bir ülkede varolması beklenen huzurlu bir din-devlet ilişkisi düzenine kavuşturamamışız. Başını 'dinî inançları gereği' örttüğü için üniversite kapılarını kapadığımız gençkızlar yanında, ibadetlerini farklı biçimde yaptığı için kendini dışlanmış hisseden bir toplum kesiti de var.

Kendi başımıza bırakılsak, bugüne kadar olduğu gibi, sorunları görmezden gelerek yolumuza devam edebilirdik; ancak AB perspektifi içerisinde kalınacaksa, Türkiye'nin bu sorunlara da çözüm üretmesi gerekiyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) verdiği yasaktan yana karar yüzünden 'başörtüsü' sorun olmaktan çıktı görünse de gerçek farklı: AİHM sorunu Türkiye'nin 'kendine özgü' yapısına bakarak karara bağladı... Alevilerin durumu da pek farklı değil; Avrupa ülkeleri Türkiye'nin ele almaya yanaşmaması üzerine konuyu kendi istedikleri gibi -çoğu kez Türkiye'nin çıkarlarına aykırı biçimde- sonuçlandırmaya başladı.

Unutmayalım: Kendi üniversitelerinde yasak uygulamayarak, Avrupa ülkeleri, 'başörtüsü sorunu'nu da paralı mağdurlar için çözmüş bulunuyor...

Böyle bir şey olabilir mi? Lâiklik, bir ülkede yaşayan insanların 'din' eksenli sorunlarını çözmek için benimsenmiş bir ilke olduğu halde, Türkiye'de varolan din ile ilgili sorunları çözmeye yaramıyor; ancak aynı ilke Avrupa ülkelerinde bizim sorunlarımızın çözümüne de yarıyor... Aleviler burada talep etmeyi akıllarından geçirmedikleri hakları Avrupa'da elde ediyor; kendilerine üniversite kapılarını kapattığımız genç kızlarımız Avrupa ülkelerinde eğitim görebiliyor... Bu işte bir yanlışlık olduğu kesin.

Lâiklik ilkesi tam da bu durumlar ve karşı karşıya olduğumuz sorunların çözümü için gerekli bir ilke. Yeter ki, kısır politik mülâhazaları bırakarak sorunlar ve çözümleri üzerinde yoğunlaşabilelim. Bunu en iyi biçimde gerçekleştirebilecek bir parti iktidarda bugün. Sadece bir kesimin çıkarlarına önem vermekle sorunları çözüme kavuşturamayacağını anladığı bir üç yıl geçirdi. Daha köklü ve herkesi rahatlatacak kapsamlı bir reform için kolları sıvamasının zamanı geldi Ak Parti'nin...

Bir süredir reform ihtiyacından söz ediliyor ya, öyle bir ihtiyaç Türkiye'de gerçekten de hissediliyor: "Lâiklikte reform"...

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi