T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 17 TEMMUZ 2006 PAZARTESİ | ||
|
Gazetedeki fotoğrafında da açıkça görüldüğü üzere, çok fena yan bakan Kürşat Bumin üstadımız, geçen günkü köşesinde "Acele edelim çünkü anketler kıvırtmaya başladı" diyordu. Eurobarometre'nin yaptığı anketten çıkan sonuç üzerine kaleme almış yazısını. Türk halkının evvelce yüzde 70'lerde olan Avrupa Birliği'ne desteği, son günlerde epeyce azalmış ve yüzde 43'e gerilemiş. Bu kadar hızlı ve yüksek miktardaki düşüş, AB'ye olumlu bakanları endişelendirir elbette.
Yazarımız, hükümete tavsiyede bulunuyor ve kara kara düşünmenin yerinde bir davranış olmayacağını; bu anketleri yasaklayamayacağımıza göre ciddiye almamak gerektiğini bildiriyor. Neden yasaklayamıyoruz? Anti demokratik değiliz ama, şu yarı demokratik halimizle, anketlere yasak koymak pekâlâ yakışır! Millî birlik ve bütünlük... Ülkenin istikbali... (Geleceği demek istiyorum, kanepe markası değil kastettiğim.) Milletin morali gibi gerekçeler ne güne duruyor? Anketlerin zarar verdiği tespit edilsin yeter ki!
Dedelerimiz anketle mi yaşadı? Kimi üzgün kimi gün neş'eyle dolarak yaşayıp gittiler. Açık seçik söylüyorum, sakın ola açık saçık anlamayın. Biz de bal gibi anketsiz bir hayata alışabiliriz. "Yassah hemşerim" diyebilmek için de AB'den izin isteyecek halimiz yok. Ülkenin özel şartlarını ileri sürer, işin içinden sıyrılırız.
Türkiye'de halkın AB'ye olan desteği yüzde 43 oranındaymış da, AB üyesi hatta kurucusu olan ülkelerde yüzde kaç çıkmış dersiniz? Mesela Almanya... Orada da yüzde 43 oranı elde edilmişti hatırladığım kadarıyla. Yanlışım varsa kalemim kırılsın.
AB'li abiler ödev veriyorlar... Çalışın, bu destek oranını yukarıya çekin! Olur çekelim. Nereye kadar?
Şimdi sayın abiler, saygıdeğer ablalar... Burada mesele her ne pahasına olursa olsun AB'ye girmek değil. Önemli olan o standartlara sahip olacak seviyeye gelmek. Ekonomik açıdan, siyasi ve sosyal açıdan. Türk halkı bugün bunun net bir şekilde farkına varmış durumda.
Yüzde 43 biraz da onun ifadesi. Anketi yapanlar "AB'ye destek" şeklinde araştıracağına, "Avrupa ülkelerindeki standartlara kavuşmak" üzerine soru hazırlasaydı, sonuç başka çıkardı. Yüksek gelir... Güvenilir hukuk sistemi... Hür ve demokratik bir yönetim... Adam gibi eğitim ve sağlık hizmeti... Keşmekeş olmayan bir trafik düzeni... İnsana saygılı devlet, devlete saygılı insan... Sağlıklı ve temiz çevre vs. (Yani bugün için hayalin daniskası.) Zaten öyle bir günde AB'ye girsek de olur, girmesek de... O seviyeyi yakaladığımızda, biz girelim diye uğraşmayız, onlar isterler ısrarla. Heyet gönderirler peş peşe. Gelecekteki başbakana şimdiden bir tavsiye: Beklet bekletebildiğin kadar azizim, bakma gözünün yaşına!
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |