YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama

 

 

Almanya'dan yolsuzluk raporu

BERLİN- Almanlar, aradan geçen on yılda, iki parçaya bölünmüş ülkelerinin birleşmesine kendilerini alıştırmış görünüyorlar. Güçlü Alman ekonomisi, yavaş da olsa, doğunun batıya katılmasının getirdiği sorunları çözme yolunda. Ancak, hâlâ alışılamayan, Alman siyasi hayatının 'nispeten dürüst' imajının bir yıl kadar önce aldığı büyük darbe: Ülkeyi 16 yıl süreyle yönetmiş Hıristiyan Demokrat Partisi'nin (CDU) lideri, eski başbakan Helmut Kohl'ün, bir dizi karışık manevrayla, partisi adına kabul ettiği 'kirli paralar'... Kohl istifa etti, ama Alman siyasi hayatı onun adı etrafında tartışılanları henüz hazmetmiş değil...

Almanya'nın yeni başkentine gelince hatırlanacak onca konu varken aklımın 'siyasi yolsuzluk' konusuna takılmasının Türkiye ile ilgili güncel sebebini biliyorsunuz: 'Dürüst' imajlı DSP'ye mensup bir milletvekilinin danışmanıyla birlikte karıştığı öğrenilen akçalı işler... DSP'ye o imajı kazandıran Bülent Ecevit olduğu için görüntünün zedelenmemesi gerekirdi; ancak yolsuzluk yüzünden istifaya zorlanan kişiyi milletvekili yapan o olduğundan, sorun, başbakan Ecevit'i de, hepimizi de ilgilendiriyor...

Türkiye'de şu sırada en fazla konuşulup tartışılan konunun 'yolsuzluklar' olması elbette tesadüf değil; Almanya'da karşılaşılan 'Kohl skandalı' öncesinde, çok daha büyük ölçekli siyasi yolsuzluklar Fransa'da ortaya çıkartılmıştı. Önceki hafta Paris'teydim; kamuoyu, devlet başkanı Jacques Chirac'ın siyasi yakınlarından birinin ölmeden önce doldurduğu ifşaat kasetini konuşuyordu... Chirac'ı zora düşüren iddialar kadar, kasedi elinde iki yıl tutan bir siyasetçinin bu davranışı da kamuoyunun dikkatini çekmekteydi.

Yolsuzlukların yaygınlaştığı bir dönemden geçiyor dünya; bunda iletişim alanında kaydedilen korkunç ilerlemelerin de payı var. Hangi düzeyde ve hangi meslek alanında olursa olsun, ilgi çeken kişilerin bütün hareketleri, kendileri farkına varmaksızın, kolayca izlenebiliyor; dostlar arası sohbetler, ya da telefon konuşmaları kayda geçiriliyor. Tâkibe alındığı taktirde, birden fazla kişi arasında geçenlerin dört duvar arkasında ve gizli kalması bugünün şartlarında epey zor. Bilgisayar teknolojisi, getirdiği kolaylık ve rahatlık yanında mahremiyeti de ortadan kaldırmış bulunuyor. Yolsuzlukların eski günlerden fazla gündemi meşgul etmesinin temelinde, bugün, bilgiye çok kolay erişilebilmesi yatıyor...

Dünyanın yeni şartları siyasete çeki düzen verilmesini, siyasetin daha farklı yüzlerle takviyesini gerektiriyor. Nitekim, konunun gündeme girdiği ülkelerde siyaset sınıfının değiştiği fark edilmeye başlandı; partiler saflarına alacakları kişileri geçirdikleri eleklerini daha sıkılaştırıyorlar. İlişkilere ve hesaplara şeffaflık getirilmesi genel kural olmaya başladı. Bir süre sonra, hemen her ülkede, daha düzgün ve daha temiz bir siyasetçi sınıfının etkin hale geldiklerini görebileceğiz...

Batı demokrasileri yeni tehdidin üzerine kendi üslupları içerisinde giderlerken, başka iklimlerde, yolsuzluk iddiaları demokrasiye son vermek için bahane olarak kullanılabiliyor. Pakistan'da bir yıl önce yapılan askeri darbenin gerekçesi siyasi ortama yolsuzlukların egemen oluşuydu; Gen. Pervez Musharraf, darbenin ilk günü, iktidarı ve muhalefetiyle siyasileri eleştirerek, başedilemeyen yolsuzluklara son vermek üzere yönetime el koyduklarını açıklamıştı. Demokrasiye ara vermek için bahane edilen yolsuzluklarla askeri yönetimlerin başa çıkmasının imkânsızlığı bir kez daha ispatlandı Pakistan'da. Darbenin birinci yıldönümünü değerlendiren başyazısında, Washington Post gazetesi şu tespiti yapıyor: "Pakistanlılar, (darbeye ses çıkarmayarak) işleyen istikrarlı bir hükümet olsun da liberal reformlar isterse geciksin tercihinde bulundular... (..) Ancak, Pakistan'ın güçlü adamı, seçimle gelmiş seleflerinden daha iyi yönetmiyor ülkesini." (WP, 17 Ekim 2000).

Türkiye'de daha sık ve yoğun biçimde konuşulmaya başlanan, ara sıra bazı örnekleriyle de karşılaşılan yolsuzluk furyası, dünyanın aldığı yeni biçime ayak uydurmasını sağlayacak değişikliklerin bizim siyaset ortamına da getirilmesini zorluyor. Liderler sultası, ya da gücünü kural tanımamaktan alan odakların varlığı türü bize özgü yapısal sakatlıkların siyasi sistemi yolsuzluğa açık hale getirdiğini görelim artık.

Görelim ve tedbirini alalım...


20 EKİM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Fehmi Koru

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...