YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama

 

 

Ahlak bekçiliği kolay değildir!..

Boşaltılan bankalar olayı, son "Egebank soruşturması" ile, "hukuk ve ahlak" kavramlarının yeniden kamuoyunun gündemine gelmesini sağladı..

Politikacılar, gazeteciler, bankacılar, polisler ve çeşitli meslek sahipleri, bir yandan, "yazılı hukuk"a aykırı olduğu iddia edilen davranışları ile adalete hesap vermek durumunda.. Bir yandan da "meslek ahlakı" kurallarının çiğnenmiş olması iddiaları ile, halkoyunda (veya kamu vicdanında) yargılanıyorlar..

Gerek başka mesleklerin, gerekse kendi mesleğimizin mensupları, birer "ahlak bekçisi" kimliği içinde yargılanırken, bazı önemli noktaları gözden kaçırmamalıyız..

Hiç unutmayalım..

"Hukuk", "ahlak" ve "din" gibi, insanların ve toplumların davranışlarını "doğru-yanlış" ölçeklerine vuran olgular, birbirleri ile hem dayanışma içindedir, hem de çelişirler..

Somut örnek verirsek..

Bugün Türk yazılı hukukunun hayatımıza getirdiği pekçok modern-laik kurum, İslam dininin olguları ile çelişmektedir.

Örneğin İslam hukukunun kabul ettiği "çok eşlilik", Türk hukuku açısından "suç" fiilidir..

Buna karşı, cinayet, hırsızlık, dolandırıcılık, vb. gibi fiiller, hukukta da, dinde de suçtur veya günahtır..

"Ahlak" ise, hem hukukla, hem dinle, hem geleneklerle, hem de bireylerin ve toplumların kendilerine özgü konumları ile inter-aktif ilişkiler içinde bulunan, çok karmaşık bir olgu..

Kimin olduğunu hatırlayamadığım ama galiba Woody Allen'e izafe edilen bir öz-deyiş var..

Şöyle:

-Neyi seviyorsan, ya ahlak-dışıdır, ya yasa-dışıdır, ya da şişmanlatır..

Felsefe tarihinin başlangıcından beri, Çin'den antik Yunan'a kadar uzanan alandaki bütün düşünürler, "ahlak" (veya ethics) konusunda fikir üretmiş, kurallar koymuştur..

Örneğin Aristo'nun "Ahlak"ını, Orta Çağ'ın Katolik filozofu Aquina'lı Thomas, Hristiyan değerlerine dayamıştır.. Kant'tan Sartre'a kadar uzanan her filozofun, mutlaka "ahlak" üzerine bir söylemi vardır.. Örneğin "Varoluşçuluk" açısından, "başkalarının sahip olduğu değerlerin ahlak kurallarını oluşturması" tartışılmalıdır.

Günümüz dünyasında, ahlak normları ile hukuk kuralları giderek özdeş hale geliyor..

Ama yasaklayıcı ve cezalandırıcı hukuk kurallarının sınırı da, iyic belirleniyor..

"Totaliter bir ahlak düzeni"nin, özgürlükleri de, demokrasiyi de, gelişmeyi ve rekabeti de önleyeceği biliniyor artık..

Bu sebeple, büyük çoğunluğun "marjinal" saydığı kesimlerin ve bireylerin ahlak anlayışları, hukuk tarafından korunuyor..

Buna karşı, yakın geçmişte temel değerler olarak kabul edilen bazı anlayışlar (milliyetçilik, ideolojiler, v.b.), hukukun gözetimine alınıyor.. Kökten-dincilik, ırkçılık, faşizm ve benzeri olgular, evrensel vicdanda hem hukuk, hem de ahlak-dışı bugün..

Bankacılık, gazetecilik, avukatlık, doktorluk, politikacılık gibi meslekler, hukukun yasakladığı alanların dışında da, deontolojik kurallarla, "ahlak"ın gözetiminde..

Bugün Egebank soruşturması dolayısıyla, biz gazeteciler, olaya doğrudan veya dolaylı adı karışan meslektaşlarımızı ahlak ölçülerine dayalı biçimde yargılarken, dikkatli olmalı, linçlerden kaçınmalı ve saplantılarımızı dengelemeliyiz..

Örner verirsek..

Bir gazetecinin yüksek maaş alması, iyi yaşaması, diğer meslektaşlarından daha çok dünyayı gezmesi, ne yasa dışıdır, ne ahlak dışıdır..

Ama bir gazeteci, mesleğini, gazetecilik-dışı işlerde (mesela bankacılık) kullanıp, diğer meslektaşlarından daha çok kazanıyorsa, bu ahlak dışıdır.

Bir gazeteci, ahlak dışı davranışları eleştirirken, kendi çalıştığı işyerindeki ahlak dışılıklar karşısında suskun bir minik-kuş gibi duruyorsa, bu da ahlak-dışıdır..

Özetle, "ahlak bekçiliği" kolay değildir.

ŞAKA

Askerî ve Askarî

Cumhurbaşkanı Sezer'in GAP uçağı, bu defa da, Bişkek'te (Kırgızistan) bozulmuş.. Bunun üzerine Sezer, Kırgız Başkanı "Askar" Akayev'in uçağı ile Kazakistan'a gitmiş..

Ne tesadüf!..

GAP uçağı ile Amerika'ya gitmek üzereyken yine arıza çıkmış ve Sezer o defa, "askerî" bir uçakla yola çıkmıştı..

Bu defa da "Askari" bir uçakla yola çıkmış emaneten.

HÜRRİYET

Hukuk, suçlulara da lazımdır!..

Hiç unutmayalım.. Hukuk ve adalet, sadece kanuna saygılı olanlara değil, sanıklara ve suçlulara da lazımdır..

Murat Demirel'in ve başka tutuklu zanlıların (mesela Erol Evcil'in) basına veya kamuoyuna yansıyan yakınmalarını da, "adalet cihazı" duymak zorundadır..

Nasıl banka boşaltmak, cinayete azmettirmek veya dolandırıcılık birer suç oluşturan fiilse, işkence ve eziyet de, yasa-dışıdır..

Unutmayalım ki, Türkiye'nin bu konuda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde mahkumiyetleri ve devam eden davaları vardır.

Bu açıdan polisin de, adliye görevlilerinin de, kamu-düzeninin korunmasının, öncelikle yasalara uymaktan geçtiğini bilinçle değerlendirmeleri gerekir..

Sorgulamaların CMUK'a uygun kurallar içinde yapılması ve sanıkların, yargıyı etkileyecek medyatik-linçlere veya görüntülere konu edilmekten kaçınılması, temel bir hukuk ve adalet kuralıdır..

"Hürriyet"in manşetine yansıyan Murat Demirel mektubunu, bu açıdan dikkatle değerlendirmeliyiz..


20 EKİM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Mehmet BARLAS

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...