YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

"Paşalar demokrasisi"

189MHP'li Ömer İzgi, Meclis Başkanlığı'nı kıl payı farkla kazandı. Başesgioğlu seçilseydi, koalisyon bünyesinde ufak da olsa bir kırgınlık doğabilirdi. Bu yüzden, sonuçtan en fazla memnuniyet duyan kişi Ecevit.

İki kutup

Meclis Başkanlığı seçimi iki haftadır, Parlamento'nun önünü tıkamıştı. Komisyonlar da belli olduktan sonra, hızlı bir çalışma temposuna girileceği tahmin ediliyor. Her şeyden önce, Avrupa Birliği ile uyum sağlamak için çıkarılması gereken yasalar var sırada.

Türkiye, iki farklı kutba çekiştirilen ülke görünümünde.

Bir yanıyla, demokratikleşme istikametinde adımlar atmaya kararlı gibi; öte yandan, Anayasa Mahkemesi, Fazilet'in kapatma davasını görüşüyor. Kararın, 8 Kasım sonrasına ertelendiği belirtiliyor. 8 Kasım'da, Avrupa Birliği ile Katılım Ortaklığı Belgesi açıklanacak.

Anayasa Mahkemesi'nin kararı olumsuz çıkarsa, Avrupa ile ilişkiler zedelenebilir. Bu sebebten dolayı gecikme siyasi çevrelerde memnuniyetle karşılanıyor.

Sorumlu kim?

Bence, Fazilet, kimilerinin iddia ettiği gibi devamdan kapatılırsa, sorumlusu iktidar partileridir.

Demirel'in görev süresinin uzatılması maksadıyla 5+5 formülü gündeme geldiğinde, Fazilet Partisi, kapatılan siyasi parti, bir başka ad altında kurulamaz ibaresinin açıklığa kavuşmasını, devamı olma halinin kıstaslarının belirlenmesini istemişti. Başta MHP olmak üzere, hem DSP, hem de Anap itiraz etti. Sorumluluk Anayasa Mahkemesi'nin üzerinde bırakıldı.

Batı dünyası Fazilet Partisi'ni, Refah Partisi'nden çok farklı bir konumda görüyor. Refah'ın kapatılması büyük bir tepki ile karşılanmamıştı Avrupa'da ve Amerika'da. Ama, şu sıralarda tam da Avrupa Birliği üyeliği tartışılırken, şiddete bulaşmamış bir siyasi partiyi kapatmak, Türk demokrasisini derinden yaralayacaktır.

Bir makale

8 Eylül 2000 tarihinde yayınlanan Le Monde Diplomatque'te, Fransa'nın Türkiye'deki eski büyükelçilerinden Eric Rouleau'nun bir makalesi çıktı. Rouleau, Fazilet Partisi'ni, Batı'nın Hıristiyan Demokratlar'ı gibi görüyor. İslâmî hassasiyetleri olan bu partinin cumhuriyete, laiklik ilkesine, kişi haklarına ve çoğulculuğa saygılı olduğunu söylüyor. Aynı zamanda, solun bıraktığı boşluğu, fukara kitlelerin ihtiyacına ve arayışlarına cevap vererek, doldurduğunun altını çiziyor.

Fazilet, Eric Rouleau'ya göre, siyasi İslâm'ı değil, İslâmî hassasiyetleri, Anadolu insanını, dar gelirlileri temsil etmekte. Ayrıca, ordunun politikaya müdahalesine ve Kürt kimliğinin tanınmamasına da, bu parti "cılız bir sesle dahi olsa" karşı çıkıyor.

Rouleau, "Paşalar cumhuriyeti" başlığını verdiği makalesinde meşhur "irtica tehlikesinden" de biraz alaylı bir dille söz ediyor:

"Cumhuriyetin paşaları, 'sağ'da ve 'sol'da, Kemalizm bayrağına sarılarak, siyasî sahneye baskın yaptılar. Kemalizm terimi, askerlerin hazırladığı Anayasa metinlerinde, bunlardan esinlenen yasalarda, siyasi nutuklarda, cumhurbaşkanı ve milletvekillerinin andlarında daima mevcuttur. Siyasetin her türlü görüş ve girişimi, Atatürk'ün gerçek veya varsayılan kavram ve isteklerine mutlaka uymak zorundadır. Halefleri, cumhuriyetin kurucusunun mirasından kendilerini rahatsız edici unsurların hepsini sildikten sonra, adına heykel dikmeyi tercih etmişlerdir. (Meselâ Türkler'in, atası, bilhassa görevdeki askerlerin siyasete müdahalesini yasaklıyordu) İfadesi sade, anlatımı ise buğulu ve belirsiz olan Atatürk ilkeleri, bir kaç kelimeyle açıklanabilir: Toprak ve millet bütünlüğü, laik cumhuriyet... Bunlar herkesin katılacağı saygın ilkeler ama, ordunun bu ilkelerin bekçisi olması tuhaf."

Kazan kaldırmak

Eric Rouleau, Osmanlı'da padişahları devirmek isteyen yeniçerinin kazanlarını ters çevirdiğini hatırlattığı yazısında, 1997'de Erbakan'ın devrilmesine de temas ediyor:

"İslâmcı Erbakan'ın, Milli Güvenlik Kurulu'nun 18 maddeden oluşan kararını Meclis'e sunmaya kalkışması, hükûmetin ölüm fermanını imzalaması oldu. Ültimatomu anlamamakla hata etti. Osmanlı İmparatorluğu'nda yeniçeriler kızgınlıklarını göstermek için kazanlarını ters çevirdiklerinde, sultanlar artık günlerinin sayılı olduğunu anlarlardı."

Rouleau, hadiselere Batı gözlükleriyle baktığı için, askerî okulları Milli Eğitim Bakanlığı'nın denetleyememesini, Genelkurmay'ın Milli Savunma Bakanlığı'na bağlı bulunmayıp tamamen özerk hareket etmesini, silâh alımlarında hükûmetin yetkisinin yok denecek kadar az olmasını yadırgıyor.

Para, para, para

Rouleau, Türk Silâhlı Kuvvetleri'nin 30 bin kişiyi istihdam eden OYAK gibi büyük bir holdinge sahip olmasını da, sıradışı bir olay gibi takdim ediyor. OYAK'tan vergi alınmadığını hatırlatan Rouleau, bu imtiyazın altını çiziyor.

Bir diplomat-yazar olan Rouleau, Türkiye'deki durumu anlatmak için gene alaycı bir cümle kullanıyor: "TSK'nın bütçesi, Meclis'te tartışmasız biçimde, alkışlarla kabul edilir ve bütün parlamenterler, Genelkurmay Başkanı'na tebriklerini, iyi niyet temennilerini sunarlar."

İki ara bir dere

Kimi Türkiye'yi laik Irak Cumhuriyeti'nin Baas rejimine doğru çekiyor. O noktaya varılmasa bile, kontrollü demokrasimiz, vesayetçi tarzımızla, pek yüz ağartacak bir durumda değiliz.

Kimi ise, Atatürk'ün hedefini doğru anladığından, muassır medeniyete yürümemizi istiyor.

Bireye önem veren, daha geniş bir özgürlük ortamına Türkiye bence lâyık.

İki ara bir derede kaldık.

Temel hak ve özgürlükler bildirgesi, Fransız Anayasası'nda mevcut, Amerika Birleşik Devletleri'nde de var. Şimdi İngiltere, böyle bir metni kabul etme çabasında.

Bizim de hak ve hürriyetleri teminat altına alan bir metin hazırlayıp Anayasa'nın başlangıç bölümüne koyma zamanımız geldi.

"İnsan onuru zedelenemez. İfade hürriyeti, din ve vicdan özgürlüğü vs. hiçbir gerekçe ile sınırlanamaz..."

İşte o zaman Rouleau'nun tâbiri ile, "paşalar demokrasisinden" ufuk vaad eden gerçek demokrasiye geçmiş oluruz.


20 EKİM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Nazlı ILICAK

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...