YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 

 

MHP'nin sınavı

Mesut Yılmaz aleyhindeki oylamalardan sadece biri için Yüce Divan sürecini oylarıyla başlatan MHP'ye verilen tepkileri dikkatle izlemekte yarar var. Bazıları için, hükümet 'iyi günde' olduğu kadar 'kötü günde' de birbirine destek çıkması gereken bir tür 'suç ortaklığı' olmalı ki, MHP'yi tarafını belirlemeye zorlayıcı bir tavır alıyorlar. Başlıca özelliği 'dürüstlük' olan Başbakan Bülent Ecevit bile, "MHP-matik" zorlaması için, "Ortaklar arasında güven ortamı ve dayanışma şart" diyebiliyor...

Politikayı geniş kitleler gözünde 'kirleten' de iktidarı 'suç ortaklığı' olarak gören bakış aslında. Bu, belli bir süreç içerisinde gerçekleşiyor: Muhalefet, yolsuzluk yapıldığı iddiasıyla, bir hükümet yetkilisi hakkında soruşturma açtırıyor veya gensoru önergesi veriyor; hükümeti oluşturan partiler, iddianın gereğince araştırılıp âdilce sonuca bağlanması yerine, birlikte hareket ederek girişimi akamete uğratıyorlar... Bu süreç boyunca yazılıp çizilenler ve söylenenler ile kulakları dolan kamuoyu, iddiaların doğru olduğunu ve politikacıların birbirinin ayıbını örttüğünü düşünüyor...

Politikanın çözümsüzlük ürettiği ortamlara, geçmişte, hep böyle bir zeminde gelindi.

Oysa, iktidarın baştan çıkartıcı yönlerinin bazı sorumluların başını döndürdüğünü görmek için politikayı çok yakından izlemek gerekmiyor. Hakkında sekiz ayrı soruşturma dosyası bulunan ANAP lideri Mesut Yılmaz'la ilgili iddialar bile yeterince göz açıcı. Her iddia elbette bütünüyle gerçekleri yansıtmayabilir, aksi iddia edilene kadar herkes gibi politikacı da 'suçsuz' kabul edilir... Ancak, devlet göreviyle ilgili yolsuzluk iddiaları üzerinde daha ciddiyetle durulması da politika kurumunu yıpratmamak için bir gerekliliktir...

Başbakanlığı döneminde SEKA arazisini haksız yere Koç-Ford grubuna verdiği iddiasını ciddiye alarak Mesut Yılmaz hakkında soruşturma açılmasına izin veren MHP'liler, aslında, ANAP liderine, kamuoyunun çok daha yakından izlediği Türkbank ve POAŞ ihalelerine fesat karıştırma ve çetelerle irtibat gibi konularda da bütünüyle aklanma imkânı sağlayacak biçimde davranmalıydı. Doğru olan, "Birimiz hepimiz için" mantığıyla hareket etmek değil, tek bir çürük elmanın çuvaldaki bütün elmaları bozabileceğini düşünmektir çünkü...

Başbakanın, kendisinin önceden haberi bulunmayan her yeni gelişmede, hükümeti bozma amacı aradığını biliyoruz. Hükümet konusunda olağanüstü vehimli Bülent Ecevit. Aklında sadece tek bir hedef bulunan kesin inançlılar gibi davranıyor; onun tek hedefi de, bu hükümeti en az üç yıl bozmadan devam ettirmek... Bunu sağlamak için katlanılması gereken fedakârlığı hep MHP'den bekliyor; geri adım atmak MHP'nin görevi, onun gözünde... Sekiz ayrı konuda yolsuzluk iddiasına muhatap Mesut Yılmaz yerine, sadece bir dosyadan Yüce Divan sürecini başlatan MHP'yi suçlamasının sebebi de bu...

Ecevit bunu hep yapıyor. Daha hükümet kurulmadan önce, eşi aracılığıyla, "MHP'yi içine sindiremediği" açıklamasını yaptıran oydu. O günden beri, MHP, sürekli DSP'ye şirin görünme çabasında. Ömrü bir yılı bulan bugünkü hükümette, hemen her alanda borusunu öttüren DSP ile yıllardır yedeğine aldığı ANAP oldu; geri adım atmak veya olanları içine sindirmek ise MHP'ye düştü. Bir öfke ânında Ecevit'in ağzından çıkanlar, suçlayıcı parmağını derhal MHP'ye döndürmesi, Devlet Bahçeli ve çevresinin yine de yaranamadıklarını gösteriyor. Yaranmaları da güç...

MHP'nin kendisinin de gelecek seçimde tek başına iktidara gelme hesabı üzerine oturan bir takvimi olabilir. Ancak, uzun vâdeli planlar, Türkiye gibi bir ülkede, kolay kolay hayata geçirilemiyor. MHP'nin sorunu, hesapları tersine döndürecek ve bugüne kadar izlediği 'sinik' politikalarla anılmasına yol açacak bir oldu-bittiyle karşılaşması ihtimalidir. Bu da bir kısır döngüyü dâvet ediyor ister istemez: O ihtimali imkânsız kılmak için tavır almayı geciktirdikçe, MHP'nin zor duruma düşme ihtimali daha da büyüyor...

SEKA soruşturması oylamasından sonra mâruz kaldığı saldırıları MHP'nin iyi değerlendirmesi şart. Hükümette ortaya çıkan 'güven uçurumu'nu önemseyip daha fazla teslimiyetçi görünürse destekçisi kitlelerle arasına 'güven uçurumu' girecektir; kitleler, yolsuzluklar döneminin bütün kuşkulardan arındırılarak geride bırakılmasını arzuluyor çünkü... MHP'nin seçim beyannamesini 'yoksulluk ve yolsuzluk' eksenine oturttuğunu unutmamalı...

Gecikmeli de olsa, Meclis soruşturması, MHP'nin sınavına dönüştü.


5 Haziran 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Fehmi Koru

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...