YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

GSM ihalesi- faiz ilişkisi

Özelleştirme uygulamaları son yıllarda görülmeyen bir hızla sürdürülüyor. İlk olarak POAŞ, arkasından GSM 1800 lisans ihalesi ile birlikte hükümet, IMF'ye özelleştirme gelirleriyle ilgili verdiği sözleri tutmuş gibi görünüyor. POAŞ'ı 1.2 milyar dolara Doğan-İş Bankası konsorsiyumuna veren hükümet, GSM 1800 lisansının işletmesini de, beklentilerin üzerinde bir rakama, KDV'siyle birlikte 3 milyar dolara İş Bankası-Telekom İtalya'ya devretti. Buraya kadar her şey yolunda gibi gözüküyor. Birileri devletin elindeki mallara talip oluyor ve yüksek paralar vererek alıyor. Ancak madalyonun bir de diğer yüzü var. Peki devlet ihalelerini kazanan bu kuruluşlar "ödemeyi taahhüt ettikleri bu paraları nereden bulacaklar?". Bu soru son dönemde özellikle GSM ihalesini kazanan İş Bankası için soruluyor. Bankanın ödemeyi taahhüt ettiği paraya şu anda sahip olmadığı ve bu parayı içerden veya dışarıdan bulmak için uğraş verdiği yolunda yapılan konuşmalar artık ayyuka çıktı. İş Bankası parayı bulur bulmasına da, peki bunun faizlere yansıması nasıl olur? Faizler yükselir, hükümetin ekonomik hedeflerini alt üst eder mi? Bizce, cevabı verilmesi gereken soruların başında bu geliyor. GSM piyasasında söz sahibi olan Alcatel Teletaş'ın Genel Müdürü Lütfi Yenel'le yaptığımız sohbetin de ana konusunu bu oluşturdu. Yenel'in uyarısı dikkate alınmalı.

Neden İş Bankası binası?

Çalışmalarından her kesimin çok şey beklediği Bankacılık Üst Kurulu'nun açıkladığı ve "Temizel anayasası" şeklinde adlandırılan kurallar kamuoyunda takdirle karşılandı. Getirilen kurallarla birlikte kurul üyelerinin hisse senedi almaları bile yasaklandı. Ancak bu güven veren kuralların yanısıra kurulun kiraladığı bina bankacılık çevrelerinde en çok tartışılan konulardan biri oldu. Kurul, İş Bankası'nın Ankara'daki genel müdürlük binasını aylık 260 bin dolara kiraladı. Yıllık 3 milyon dolar tutan bu rakam bankacılık çevrelerinde de çok yüksek bulundu. Eleştiriler sadece bununla da sınırlı değil; kurulun, denetleyeceği bir banka ile daha başta kiracı-evsahibi ilişkisi içine girmesinin ne kadar doğru olduğu tartışılıyor. Ayrıca bankacılara göre; kurulun İstanbul'da olması gerekiyordu, çünkü bankaların çoğunun genel müdürlükleri İstanbul'da. Kurul'un İstanbul'da olmasının bir başka olumlu tarafı da siyasetten uzak kalacak olmasıydı. Bankacılık Üst Kurulu'nun kuralları bir yandan takdirle karşılanırken, kimi uygulamaları da şimdiden tartışılmaya başlandı. Kurul'un bunları dikkate alacağını umuyoruz.

Masak ne iş yapar?

Mali Suçlar Araştırma Kurulu (Masak) mali suçları araştırıp ortaya çıkarmak için Maliye Bakanlığı bünyesinde kurulan bir kurul. Ancak yaşanan gelişmeler Masak'ın birçok konuda ağır işlediğini gösteriyor. Birinci örnek; Orhan Aslıtürk olayı. Aslıtürk'ün, kurduğu paravan şirketler aracılığıyla naylon fatura düzenleyerek milyarlarca lira vergi kaçırdığı konusu aylar sonra ortaya çıktı. Kulislerde, Aslıtürk skandalının çok daha önce saptandığı ancak açıklanmadığı günlerce konuşulmuştu. İkinci örnek ise yeni yaşanan Altınbaş skandalı. Gaziantepli bir işadamı hayali ihracat ve vergi kaçırma yoluyla devleti dolandırıyor ve bu sayede 500 trilyon lira haksız kazanç sağlıyor. Ancak yine Masak ortada yok. Konuştuğumuz Güneydoğulu işadamları, Yasin Altınbaş'ın yıldızının son 3-4 yılda parladığını ve bu büyük yükselişin arkasında mutlaka bürokratik güçlerin ve bağlantıların olduğunu söylüyorlar. Bu adam bu kadar usûlsüz işi yaparken Masak ne yapıyordu? Ayrıca kulislerde Masak'la ilgili konuşulan bir diğer konu da şu; "Masak'ın elinde daha bilinmeyen çok dosya var. Hatta bir sır gibi saklanan ve 'çete-banka' ilişkisini yeniden alevlendirecek kasetler var". Masak şu saklandığı söylenen belge ve kasetleri açıklasa da öğrensek.

"Rüşvetin belgesi" sergisi

Son dönemin flaş konusu yolsuzlukla mücadele. Çeşitli çevreler Türkiye'nin dünya sıralamasında üst sıralarda yer aldığı yolsuzluk sorununa çözüm bulmak amacıyla kolları sıvadı. Bu konuda ilk adımı, eski milletvekili Tevfik Diker "Yolsuzlukla Mücadele Derneği" adıyla kurduğu dernekle, attı. Dernek önümüzdeki günlerde, Türkiye'de bugüne kadar hiç olmayan bir projeyi hataya geçirmek için çalışıyor. Projenin amacı bir "yolsuzluk sergisi" açmak. Siyasi partilerden medya kuruluşlarına, sivil toplum örgütlerinden sıradan vatandaşlara kadar kim isterse açılacak sergide elindeki yolsuzluk belgelerini ve olaylarını sergileyebilecek.


5 Haziran 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...