T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Türkiye'nin Nazileri olmak?

Fazilet Partisi'nin kapatılması ve sonuçları etrafında tartışmalar devam ederken kimi çevrelerin kapatmayı savunmak için geliştirdiği argüman kapatma kararının sonuçları kadar vahim. Türkiye'de parti kapatmayı, eğitim kurumlarını başörtüsüne yasaklamayı medya tarfından Avrupa'nın kendi içinde duyduğu Nazi tehlikesi ile eşdeğer gösterilmesi, Türkiye'yi savunma adına siyasilere telkin edilmesi seçkinci zihniyetin topum ve tarih karşısında yabancılaşmasının sonucudur. Müslümanlığın Türkiye'deki varlığını ve taleplerini Avrupa'nın Nazi geçmişi ile kıyaslanması aydın despotizminin, seçkinlerin bilinç altında yatan islamifobianın ne boyutlara vardığını gösterir. Bu korku ile memleketin kaderine hükme yetkisini ve iddiasını sürdürmeye çalışmak Türkiye'nin temel açmazı, talihsizliği ve de ilk elde aşmak, atmak zorunda olduğu temel çelişki.

Türkiye'de gelişen İslami oluşumlar hem siyasal hem kültürel boyutu ile İslam dünyasını en orijinal hareketleridir. Birbirleriyle konjonktürel olarak zaman zaman çelişseler de total olarak bakıldığında: siyasal partileşme hareketinden cemaat oluşumlarına kadar hepsinin geliştirdiği söylem ve ortaya koydukları aslında Türkiye'nin kazanımlarıdır.

Ne var ki, İslam ve özelde İslami hareketleri hele hele siyasal partiye dönüşmüş bir hareketi Avrupa'nın Nazisi mesabesine koyan bir Nazi mantığı da sürekli varlığını sürdürdü. Avrupa'nın Nazi geçmişi ile Türkiye'nin İslam, başörtüsü geçmişi arasında yapılacak bir karşılaştırma bu kıyası yapanların beslendiği Nazi kültü geleneğinin bir ürünüdür. Seçkinlerin, tutucu, aktarma düzeyinde bile Batıyı takip etmekten aciz, düşünce sanat adına orijinal bir şey üretememiş aydın takımının siyasal erki baskı alma, etkileme adına yaptıkları Nazi benzetmesi Türkiye'yi savunmak değil uluslar arası kamuoyunda utanç verici bir yere oturtur. İçimizden birilerini jurnalleyerek bir uygulamayı meşrulaştırmaya çalışmak ülkenin tarihi ve kültürel değerine ihanet etmekten başka bir şey değildir.

Türkiye'nin, hatta yeryüzündeki İslam kültürünün egemen olduğu hiçbir toplumun Nazi geçmişi yoktur.

İslam dünyasının medyatik ortamda terör ve şiddetle anılmasına neden olan çatışmalar ise kolonyalizm sonrası ortaya çıkan dünya düzeninin bir sonucundan başka bir şey değildir. Dikta yönetimlerin halkın siyasal temsiliyetini engelleme, toplumsal ve kültürel talepleri bastırma adına uygulanan çoğu devlet terörüne karşı tepkidir. Bu siyasal Nazi kültürü de büyük ölçüde Batıdan beslenen ve Batının kurduğu ekonomik siyasal çıkar dengesini korumak adına sürdürülen bir yapısal özelliktir. Soğuk savaş sonrası dönemde bile tabandan gelen demokratikleşme taleplerinden çok krallıklara, totaliter yönetimlere verilen destek bunun en iyi ispatıdır.

Ne yazık ki soğuk savaş dönemi bitmesine, bu dönemin ürünü ulus devlet sınırları ve yapılanmaları aşınmaya başlamasına rağmen bunun İslam dünyasındaki geçerli siyasal yapılanmaları etkilemediği görülüyor. Batı hala bir tür islamifobia ile toplumsal talepleri en kanlı biçimde bastırılmasına destek veriyor yada en azından bu eylemleri meşrulaştırırcasına göz yumuyor.

Türkiye'nin tarihi ve kültürel yapısı ne İslami hareketlerin ne de siyasal erkin bir Ortadoğu ülkesi gibi davranmasına imkan vermez. Türkiye'de genel anlamda müslümanların kültürel yapısında ne de özel olarak İslami hareketlerin doğasında Nazi suçlamasını hatırlatacak iz bulmak mümkün değil. Gerçekte nazi suçlaması, azınlık psikolojisi ile halkına yabancılaşmış bir avuç elit zümrenin halkına bakışını yansıtır.

Refah -Yol iktidarının ilk günlerinde İngiltere'de uluslar arası bir toplantıda yanıma gelen bir gazeteci Türkiye'deki Refah deneyimi ile Ortadoğudaki deneyimler arasında bir kıyaslama yaparak "bu deneyim İslam dünyası için de bir şanstır. Türkiye'nin göstereceği performans İslam dünyasındaki hem yöneticiler, hem siyasal temsil hakkı için mücadele verenler için de yol açıcı olabilir" demesini çok anlamlı bulmuştum. Türk siyasal erki sürekli İslam dünyasının tek demokratik ve laik ülkesi olmakla övünür ama demokratikliği ve laikliği konusunda iyi bir örnek olduğu kuşkuludur. Türkiye'deki siyasi irade Refah hatta Fazilet deneyiminde iyi bir sınav verebilseydi İslam dünyası için gerçekten ilginç bir örneklik teşkil edebilirdi.

Nitekim postmodern darbe sonrası toplumda gözlenen "tarihi sukunet"i çatışma kültürüne yatkın Ortadoğu kökenli hareketlerin de, siyasal erkin de anlamakta, anlamlandırmakta zorlanması bu sebepledir. Bu toplumun tarihi deneyimi, medeniyet birikim en sarsıntılı sancılı çatışma üretmeye müsait kırılmaları bile kendine özgü bir olgunlukla karşılıyor. Bu toplumsal özgüvenin farkında olmayan ve tek yanlı olarak sürekli gerilimi artıran taraf ise elitler oldu.

Siyasal erke Nazi telkini yapan aydınlar topluma tıpkı kolonizatörler gibi bakıyor. Kendi halkına Nazi benzetmesini yakıştıran bir anlayışın yerli bir yanı olabileceğini düşünmek mümkün değil. Müslüman halkların sadece İkinci Dünya savaşı gibi beş altı yıl içinde yaklaşık 50 milyon insanın hayatına mal olan, toplama kamplarında insan yakan ırkcı geçmişleri hiç bir zaman olmadı.

Müslümanları Nazilikle suçlayan bir anlayış Türkiye'yi Ermeni soykırımı ithamından kurtaramaz, böyle bir soykırımı işlemediğine inandıramaz.

Müslümanca kaygı güden insanların, siyaset yapacakların Nazilik suçlaması karşısında İslamcılıklarını inkar ederek Batının, halkına yabancılaşmış elitlerin gözünde meşruiyet kazanmaları da mümkün değildir. "Türkiye İslamcılığı" yeni bir söylem geliştirerek yolunu sürdürebildiği takdirde Türkiye için de İslam dünyası için de en özgün ve alternatif akım olma yeteneğine sahip olduğu ortaya çıkacaktır. Hem uluslar arası konjonktür hem Türkiye'nin şartları alternatif siyasal söylemlere daha çok ihtiyaç gösteriyor.


28 Haziran 2001
Perşembe
 
AKİF EMRE


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED