AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
"Aliya ödülü" verilmeli

Aliya'nın hakka yürüyüşünün üstünden neredeyse iki hafta geçti. Onunla ilgili tekrar bir yazı yazmamı gerektirecek önemli bir nedenim var.

Biz genelde değerlerimizin ardından göz yaşı döker ancak bir süre sonra unutulmuşluğa mahkum ederiz. Aliya gibi bir bilge devlet adamının hayata veda etmesi insani açıdan şüphesiz hüzün verici. Ancak Aliya'yı önemli kılan özelliklerinin insanlığa maledilmesi adeta hayata geçirilmesi gerekiyor. Göz yaşı dökmenin anlamı yok. Onu ayrıcalıklı kılan, Osmanlı coğrafyasında yetişen evrensel mesajları olan belki de tek "büyük adam"ı düşünceleriyle, eylemiyle yaşatmanın çabasına girmemiz gerekiyor.

Aliya'yı sadece İslam dünyasında değil evrensel ölçekte yaşatmak zorundayız. Bunun en anlamlı formüllerinden birinin kurumsal olarak her yıl verilecek bir "Aliya ödülü"nü geleneksel hale getirerek kurumsallaştırmaktan geçiyor. Sanırım, Aliya'yı seven pek çok kişinin aklından geçen bu proje için bir an evvel ama aceleye getirmeden harekete geçmeli. Evet zaman kaybetmeden, uluslararası çapta bir Aliya ödülü dağıtacak bir kurum oluşturulmalı; bunun kriterleri ve seçici kurulları oluşturulmalıdır..

Aliya barış ödülü

Aliya, İslam dünyasında yetiştirdiği evrensel isimlerin son örneğidir. Son dönemde İslam dünyasında yetişen pek çok parlak isim olmasına ragmen düşünce ve eylemiyle evrensel bir dil yakalamış isim sayısı çok az. Aliya İzzetbegoviç, bir düşünür olarak geliştirdiği fikirleriyle; bir devlet adamı olarak ortaya koyduğu hem siyaset felsefesi ve etiği hem de eylem biçimiyle evrensel mesajları olan bir liderdir.

Doğu ile Batının fay hattında iki dünyaya eylemi ve düşünceleriyle mesaj verebilmiştir.

Aliya adına en az iki dalda ödül verilmesi gerektiğini düşünüyorum; ödül sayısı zamanla çoğaltılabilir. Ancak geleneksel olarak her yıl verilecek bu ödülün biri mutlaka devlet adamlığı özelliğinden ötürü "Aliya barış ödülü" ismiyle verilmelidir. Bu, hem Aliya'nın mesajı hem devlet adamlığı kişiliğini yansıtması bakımından gereklidir.

Bir siyaset adamı olarak, özgürlük savaşı sonunda devlet kuran Aliya, ilkeleri ile savaşın acımasız kuralları arasında yalpalamadan tüm dünyaya erdemlilik dersi vermiştir. Savaşan, özgürlük mücadelesini başlatan ve halkını özgürlüğe taşıyan bir eylem adamı olarak Aliya'ya düşmanları bile saygı duymadan edememiştir. Bu yönüyle tarih yazmıştır.

Nobel gibi dinamiti bulan bir Batılının adına adeta günah çıkarmak ister biçimde "Nobel Barış Ödülü" verilmesinin ahlaki yanı her zaman tartışmalıdır. Nobel ödülü, iki yüzlü bir dünyanın simgesel düzeyde en iyi itirafıdır.

Aliya adına düzenlenecek uluslar arası barış ödülü sadece İslam dünyası açısından değil evrensel ölçülerde de siyaset hukuku, siyaset ahlakı açısından bir mesaj olacaktır. Bu ödülün kurumlaşması için maddi ve siyasi anlamda Türkiye öncülük etmelidir.

Savaş gibi ilkelerin hiçe sayıldığı bir ortamda, bilge bir devlet adamı, dirayetli bir özgürlük savaşçısı olarak Aliya İzzetbegoviç o insafsız kuşatma altında tüm dünyaya erdemlilik dersi verdi. Böylesi bir girişim, varolan ödüllerin aksine çelişkiye, iki yüzlülüğe değil erdemlilik ve hukuka bağlılığı taçlandıracaktır.

Aliya düşünce ödülü

Aliya'yı bilge kral yapan düşünür yanı bir eylem adamı olmasından daha önemlidir. Bosna'da yeniden bir devlet kurmamış olsaydı bile Aliya fikirleriyle önemli bir yeri olacaktı. Aliya; sadece İslam düşüncesi açısından değil insanlığın evrensel sorunları üzerine geliştirdiği fikirleriyle de önemli bir yeri olacaktı. İnsanoğlunun ahlak, tarih, felsefe gibi kadim sorularına ilişkin geliştirdiği düşünceleri açısından evrensel bir düşünür olarak karşımızda durmaktadır.

Aliya tüm bu birikimiyle dünya ölçeğinde bir ödül verilmesini hak etmektedir. Bir düşünür ve bir devlet adamı olarak bu iki 'kadim başlığı' şahsında bütünleştiren bilge kral adına verilecek bir ödül mutlaka fikir ve barış adına olmalıdır. Zamanla edebiyattan bilime kadar uzanan değişik alanlarda ödül sayısı çoğaltılabilir.

Böylesi bir ödül kurumlaştırılırken kesinlikle politik dalgalanmalardan etkilenmeyecek bir yapılanma oluşturulması gerekir. Her yönüyle konusunda yetkinliği ve saygınlığı sahip kişilerden bir seçici kurul oluşturulmalıdır.

Aliya İzzetbegoviç adına verilecek böylesi bir ödülün geleneksel hale getirilmesi, Bosna Hersek'in uluslararası platformda konumunu güçlendirecektir. Aliya'nın isminin evrensel ölçeğe taşınması, Bosna-Hersek gibi; yani maddi üstünlük karşısında ahlakın, rasyonellik adına teslimiyete prim vermeyen özgürlük idealinin hak ettiği saygıyı görmesini sağlayacaktır.

Aliya ödülü bir an evvel hayata geçirilmeli. Aliya'yı temsil edecek saygınlıkta, İslam dünyasının insanlığa bir katkısı olarak yaşatılmalıdır.


30 Ekim 2003
Perşembe
 
AKİF EMRE


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED