AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
'İsrail-Türkiye-Hindistan ekseni'ne karşı,
Riyad-Moskova-İslamabad

Pakistan ile Hindistan arasındaki nükleer yarış, Ortadoğu'daki bunalıma paralel biçimde yeni bir aşamaya giriyor. Hindistan İsrail ile nükleer teknoloji ve silahlar üzerine ortaklığını daha da güçlendirirken Pakistan ile Suudi Arabistan arasında gelişen savunma ağırlıklı ilişkiler yoğun tartışmalara neden oluyor. Amerikan-İsrail kaynakları, S. Arabistan'ın Pakistan'dan nükleer teknoloji ve nükleer başlık takılabilen füzeler alma yolunda görüşmeler yaptığına dair iddiaları programlı bir şekilde gündeme taşırken, Pakistan ve S. Arabistan bunu kesin bir dille reddediyor.

İsrail'in nükleer gücünün sadece bölge için değil, tüm dünya için bir tehdit haline geldiği, üstelik İsrail'in sahip olduğu nükleer teknolojiyi "Müslümanlar'la sorunları olan ülkeler"le paylaşmayı bir devlet politikası haline getirdiği, Ortadoğu merkezli olarak İslam coğrafyasına yönelen ABD-İngiliz-İsrail saldırganlığının Müslüman ülkeleri güvenlik açısından farklı adreslere yönelttiği bir dönemdeyiz. Kitle imha silahlarından arındırma söylemiyle Müslüman ülkeler kararlı ve planlı biçimde silahsızlandırılıyor. Sadece Irak, İran, Suriye değil, Endonezya'dan Atlantik kıyılarına kadar caydırıcı güce sahip her Müslüman ülke, "silahsızlandırılma tehdidi"yle karşı karşıya. Türkiye de dahil.

Türkiye-İsrail-Hindistan ekseni

İsrail Başbakanı Ariel Şaron'un Eylül ayının ikinci haftası kalabalık bir heyetle yaptığı Hindistan ziyareti, İsrail-Hindistan nükleer işbirliğinde yeni bir dönem başlattı. Bu ziyaretin hemen ardından Hindistan Başbakanı Atal Bihari Vajpayee'nin 16 Eylül'de Ankara'ya gelmesi, İsrail-Türkiye-Hindistan arasında "İslam tehdidi"ne karşı işbirliğini önceleyen ekonomi/güvenlik eksenli yeni dayanışma hattının oluştuğunun göstergesiydi. Her ne kadar bu ülkeler "eksen" iddialarını yalanlasalar da, ortada Anglo-Amerikan cephe için yeni "güvenlik hattı" vardı ve bu hat, Ortadoğu'dan Güney Asya'ya kadar Amerikan-İsrail çıkarlarını korumayı ve bu bölgedeki "İslam tehdidi" ile savaşmayı amaçlıyordu. "Türkiye-İsrail-Ürdün ekseni" kurulduğu zamanlar aynı ülkeler yine "eksen" iddialarını yalanlamışlardı.

Amerika ve İsrail'in yönlendirdiği, Türkiye ve Hindistan gibi ülkelerin rol aldığı güvenlik eksenli bu gelişmelerin dışında, aynı bölgelerde başka bir hareketlenme daha ortaya çıktı. İran'ın nükleer teknoloji çalışmalarına karşı dünyayı seferber eden Amerika ve İsrail, bu ülkeyi Irak sonrası Suriye ile birlikte askeri hedef ilan ederken, İsrail İran'ın nükleer tesislerine hava saldırıları yapacağını açıkça duyururken Suudi Arabistan'ın Rusya ve Pakistan'la başlattığı savunma/petrol ağrılıklı dikkat çekici işbirliği süreci, 'Ortadoğu'dan bir başka güvenlik ekseni daha mı oluşuyor' sorusunu güdeme taşıdı.

Abdülaziz'in Moskova ve İslamabad çıkarması

Riyad'ın hem Rusya ile hem de Pakistan ile aynı kaygılardan hareketle benzer anlaşmalar yapması ve bu anlaşmaların Türkiye, İsrail, Hindistan arasındaki ilişkiyi dengelemeye ayarlı olması dikkat çekiyor.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Abdullah Bin Abdülaziz'in 2 Eylül'de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le yaptığı görüşme, Rusya'nın İslam Konferansı Teşkilatı'na (İKÖ) gözlemci üyelik başvurusu, Riyad ile Moskova'nın petrol fiyatlarını belirlemede ortak hareket etme konusunda anlaşmaya varması bütün dünyanın dikkatini çeken bir gelişme oldu. Yıllardır ABD'nin yakın müttefiki olan ancak şimdi Ortadoğu'da hedef alınacak ülkeler kategorisine konulan S. Arabistan, 1926 yılından bu yana ilk kez Rusya ile böylesine yakınlaşıyor. Ziyaret, ABD'nin OPEC'i devre dışı bırakmak ve Rusya ile Suudi Arabistan arasında rekabete yol açarak dünya petrol piyasasını kontrol etmek için Irak'ı elinde tutmaya çalıştığı bir dönemde gerçekleşti. Dünyanın en büyük petrol üreticisi iki ülke, petrol ve doğal gaz fiyatlarının belirlenmesi amacıyla 5 yıl süreli anlaşma yaptı. Bununla da kalmadı, Riyad ve Moskova savunma anlaşmalarının kapılarını açtı. Afganistan'da Amerika ile birlikte Rusya'ya karşı savaşan ve Sovyetler'in yıkılmasında ciddi etkisi olan Riyad, eski düşmanı ile şaşırtıcı bir işbirliği süreci başlattı.

Pakistan'dan füze alacak

Suudi diplomasinin ikinci manevrası Pakistan'la oldu. Veliaht Prens Abdulaziz, Pakistan'a yaptığı ziyarete yanında 200 kişiyi götürdü. Ancak dikkat çekici biçimde bir kişi, ABD ile çok yakın ilişkiler içinde bulunan ve Suudi tahtının bir başka adayı olan Savunma Bakanı Prens Sultan Bin Abdülaziz bu ziyarette bulunmuyordu. Oysa Veliaht Prens'in ziyaretinin esas gündemini savunma konuları oluşturuyordu. ABD askerlerinin Suudi topraklarından ayrılmasından sonra Riyad yönetimi güvenlik boşluğunu Pakistan askerleriyle kapatmayı düşünüyor. Söz konusu bölgelere Pakistan askeri konuşlandırmanın ötesinde Riyad-İslamabad işbirliği çok daha derin bir süreçten geçiyor. İki ülkenin nükleer işbirliği konusunda anlaşma sağladığı, Suudi yönetiminin Pakistan'a ait nükleer başlık takılabilen füzelerle savunmasını yeniden yapılandırmaya giriştiği, böylece İsrail'in nükleer gücünün oluşturduğu tehdide karşı bir nebze güvenlik tesis edebileceği belirtiliyor.

Bu gelişme özellikle ABD-İsrail cephesi tarafından yakından izleniyor ve dünya kamuoyundaki tartışmayı da onlar yönlendiriyor. Dolayısıyla George Bush yönetimindeki 'Hristiyan-Yahudi neo-faşistler'in S. Arabistan'ı hedef ilan edip etmeyeceklerini zaman gösterecek. Bazı kesimler, 11 Eylül'den bu yana öncelikle S. Arabistan'ın vurulmasında ısrarlı. Ancak gelişmenin asıl dikkat çekici yanı ABD-İsrail'in tepkileri değil. Aylardır hep gündeme getirdiğim İsrail-Türkiye-Hindistan arasındaki ilişkinin niteliği, bunun Anglo-Amerikan hegemonya savaşındaki rolü ve Ortadoğu'dan Güney Asya'ya uzanan yeni güvenlik hattı planı karşısında farklı bir güç birliği oluşuyor. S. Arabistan-Rusya ve Pakistan arasındaki petrol/silah-güvenlik/savunma işbirliği bölgede yeni bir dayanışma hattının oluştuğuna işaret ediyor.


30 Ekim 2003
Perşembe
 
İBRAHİM KARAGÜL


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED