AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Konya Öykü Günleri

Geçtiğimiz hafta (24-25 Ekim 2003 günleri) Konya'da, Konya Yazarlar Birliği "Konya Öykü Günleri 1" unvanıyla bir sempozyum düzenledi. 3 oturumda 15 kişinin katılımıyla yürütülen toplantılar ilgiyle izlendi. İlk oturumun başkanlığı şahsıma tevdi edilmişti. Bu oturumda Mehmet Harmancı "Kargaşadan Kavramsala Kısa Öykü", Hüseyin Su "Hikâye Anlatıcısı" başlıklı tebliğlerini sundular. Toplantıda hazır bulunamayan Nurullah Çetin'in "Modern Öykünün Edebiyatımızdaki Serüveni" başlıklı tebliği ise Yunus Develi tarafından okundu. İkinci gün, ikinci oturumu İbrahim Demirci yönetti. Bu toplantıda Prof. Dr. Mehmet Tekin "Modern Öykünün Edebiyatımızdaki Serüveni: Edebiyatımıza Girişi", Ömer Lekesiz "Öykü Eleştirisi" başlıklı tebliğlerini sundular. Toplantıya katılamayan Feridun Andaç'ın "Bir Edebî Tür olarak 'Kısa Öykü'nün Problemleri" başlıklı tebliği ise metinden okunarak sunuldu. Aynı gün gerçekleştirilen üçüncü toplantıyı Prof. Dr. Mehmet Tekin yönetti. Bu son oturumda Necati Mert "Modern Öykünün Edebiyatımızdaki Serüveni: Gelişim Evreleri ve Bugünü", Abdürrahim Karadeniz "Öykü Tekniği" başlıklı tebliğlerini sundular. Toplantıya katılamayan Necip Tosun'un "Şiirden Romana Kısa Öykü" başlıklı tebliği ise okundu. Ayrıca ikinci toplantıda Abdullah Harmancı, üçüncü toplantıda Yunus Develi öykülerinden örnekler sundu.

Toplantının açılışında da ifade ettiğim gibi, benim, hayatım boyunca salt öykü üzerine düzenlenişine tanık olduğum birkaç programdan biriydi bu. Gerçekten de, toplantının başında Türkiye Yazarlar Birliği'nin etkinlikleri çerçevesinde öyküye pek az yer verilmiş olduğunu gördük. Asal ağırlık daima şiir üzerine toplanıyordu. Sanıyorum şiir harcıalem bir uğraşı olarak görüldüğünden ve ülkemizde nerdeyse her üç kişiden biri şiir yazma hevesiyle ortaya çıkığından, bu tabloyu yadırgamamamız gerekiyor. Konya toplantısı gösteriyor ki, aslında, öyküye olan ilgi hiç de küçümsenecek boyutta değildir. Dahası bence takdire şayan bir ilgiyi celp edebilmektedir. Her şeye rağmen Türkiye Yazarlar Birliği'ni ve Birliğin Konya Şubesini, Birliğin 25. kuruluş yıldönümü münasebetiyle tertipledikleri etkinlikler çerçevesinde öyküyü hatırlamış olmalarını tebrikle anıyorum. Ve bu vesileyle, başkan Dr. Nazif Öztürk'ün performansını anmak istiyorum. Sempozyumun genel sekreterliğini üstlenmiş olan Mehmet Harmancı'nın başarısı da övgüye layıktır. Onların çabası olmasa bu toplantı gerçekleşmezdi.

Toplantıya olan ilgiyi vurgulama adına, bana yöneltilen sorulardan bir iki örnekle yetineceğim. Bir soru şu: "Bir öykücü gözüyle insanın varlığının anlamı nedir? Açıklar mısınız?" Başka bir soru. "Kısa öykü neden kısadır? 'Kısa'yı 'uzun'dan ayıran/ayrıcalıklı kılan nedir?" Bir başka soru: "Rasim Özdenören hikâyesinin, 'Tanıklar' programında, yenilendiğini söylediniz. Bu hikâyelerin son ahvali göz önünde bulundurulduğunda somuttan soyuta doğru gittiğini müşahede ediyoruz. Öykünün (öykü diyorum; gönlünüz olsun diye!) önünün açık oluşu, sonsuzluğa doğru kaldırmış olduğu başını, bakışını başka yöne çeviremeyişi (!) Özdenören'i roman yazmaktan alıkoyuyor mu? Öykü sizde neden romana geçişte bir basamak değildir?" Bu soru şöyle devam ediyor: "Soyut hikâye demişken bundan sonraki hikâyelerinizde mekân olarak koca bir boşluk ve kahraman olarak da bir hiçle karşılaşacağımıza dair ciddi kuşkular besliyorum. Mümkün mü?" Bir başka soru daha: "Üstat, 'Toz' hikâye kitabınızın arkasında şöyle bir sözünüz var: 'Ben isterim ki, öykülerim okunduğunda insan ruhen yüceldiğini hissetsin!' Yani öykü dediğimiz şey bir psikolojik tatmin veya çöküntü müdür? Konu yok, olay yok ama psikolojik bir çöküntü veya tatmin mi olmalı öyküde?"

İzleyiciler, daha başka birçok soruyla toplantıya doğrudan katıldılar. Soruların bazıları zorlama da olsa, tablo, onların katılma isteğinin bir resmi olarak değerlendirilmelidir. Bana yöneltilen sorulara orada cevap vermeye çalıştım. Onları burada tekrarlamaya gerek yok. Konya şubesi, zaten, sanıyorum tebliğ metinlerini yayınlayacak. Belki soru cevap bölümleri de o kitaba alınır. Burada benim söyleyebileceğim husus şudur: bu toplantı, öykü ilgisinin giderek yoğunlaştığını gösteriyor. Bu da , kendi payıma, bana yetiyor.


30 Ekim 2003
Perşembe
 
RASİM ÖZDENÖREN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED