AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

S P O R
Hey amigo bravo

Çiçeklerle karşılandılar. Tokalaşıp birbirlerine sarıldılar. "Bizde sizi Kadıköy'de aynı şekilde karşılayacağımıza söz veriyoruz" dediler.

Tribünlerdeki yerlerini alıp, sadece takımlarını desteklediler. Şimdi ben hiçbir hakemin bu dostluğu bozacağını düşünemiyorum.

Dünyanın en büyük "futbol şov"ları arasında gösterilen Galatasaray-Fenerbahçe derbisi son 20 yılın en güzel dostluklarına sahne oldu. Geçmiş yıllarda yaşanan olayları düşündükçe, gelişmelerden heyecan duyuyorum. İlerde hangi takımın taraftarı olurlarsa olsunlar torunlarımla birlikte maça gitmek istiyorum.. Lütfen bunu bana çok görmeyin.

IŞIĞI GÖRDÜM

Şimdi bir nokta gibi görünüyor ama, eminim ilerde büyük bir aydınlık var. 60-70 bin kişi birarada. İnsanlar eğleniyorlar. Kâh şarkılar söylüyor, kâh gülüyor, oynuyorlar. Mutluluk gözlerinden okunuyor. Maçın 39. dakikasıydı. Fenerbahçeli Fatih şık çalımlarla Galatasaray ceza alanına giriyor, tam şutlayacakken Bülent kayarak gelip onu indiriyor. Ayağı havada ama hakem "oyna" diyor. Herkes Fatih'in öfkeyle eski kaptanına sitem edeceğini, penaltıyı vermeyen hakeme itiraz edeceğini düşünürken, O "kaptan var mı birşeyin" diye soruyor. Vay canına sayın seyirciler. Biz böyle şeylere pek alışık değiliz yahu. Üstelik Galatasaray-Fenerbahçe maçlarında. İşte bu nedenle umutluyum. İşte bu yüzden bu dostluğu kötü maç yöneten hakemlerin bile bozamayacağına inanmaya başladım.

TERİM HAKLIYDI

Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim maçtan sonra yaptığı açıklamada şöyle konuştu, "HAKİM ile HAKEM arasında sadece bir harf değişikliği var. Ama hakimin kararı değişebiliyor da hakemin kararı asla değişmiyor, neden..." Evet bu gerçeği sizin gibi tüm teknik adamlar yaşıyor. Kimse de birşey yapamıyor. Bu konuda size yerden göğe kadar hak veriyoruz. Ama ne yazık ki, Merkez Hakem Komitesi'nin maçlara HAKEM yerine HAKİM tayin etme gibi bir lüksü bulunmuyor.. İyiki de yok. Düşünebiliyor musunuz, yakası bordo şeritli, siyah cüppeli bir adam ağzında düdük, elinde kalem sahanın bir başından öbürüne koşuşturup duruyor. Gösterdiği kırmızı kartlardan sonra da kalemi kırıyor. Ne komik olurdu..

HELAL OLSUN DAUM'A

Fenerbahçe taraftarı her geçen gün biraz daha umutlanıyor. Çünkü sarı-lacivertli takım iyi top oynuyor. Daum elindeki futbolcularla en iyi futbolu nasıl oynatacağını biliyor. Galatasaray maçında şahit olduk. Ümit Özat konusunda tam umutsuzluğa düşmüşken Daum'un O'nu nasıl kazandığını gördük. Kemal için de aynı şeyleri düşünüyorduk. Ama maçın yıldızları oldular. Daha iyi işler yapacağına inandığım Alman çalıştırıcı, Fenerbahçe'yi her geçen gün zevkle seyredilir bir takım haline getirecektir.

UYAN BE BEŞİKTAŞLI

Şiddeti sevenleri sevmek dostluğa ihanettir... Geçen haftaki yazımda "Beşiktaş kendini yeniyor" demiştim. Bunu, Lazio maçı öncesi istifa eden yöneticileri sağ duyuya davet etmek için yazmıştım. Herşey güllük gülistanlık giderken bile bile taşlı yola girmek, tekeri patlatmak akıl karı iş değildi. İstanbulspor maçında da, Beşiktaş taraftarının kendi içindeki kavgasını hoş karşılamak mümkün değil. Hafta içindeki takım haberlerinde İlhan Mansız ile Ahmet Hassan arasındaki tatsızlık anlatıldı. Tümer'in-İlhan ve Ahmet Hassan-Okan guruplaşması ile boyut kazanan haberler Beşiktaş'ın kendini yendiği anlamını taşımıyor mu? Eh, uyan artık Beşiktaşlı. Dön bir bak peşinde kimler var. Hele bir de maç kaybedersen vay haline. En ezeli rakiplerin birbirine çiçek verdiği günlerde kendinize çeki düzen vermelisiniz.

UEFA Kupası haftasına girdik. Gaziantepspor, Gençlerbirliği ve Malatyaspor'a başarılar diliyorum.

  • Haftanın Yorumu - Salih Sezer



  • 23 Eylül 2003
    Salı
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Karikatür | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED