Avrupa Birliği adaylık sürecinde AB müktesebatına uyuması amacıyla hazırlanan 6. Uyum Paketi'nin Bakanlar Kurulu tarafından TBMM'ye sevk edilmesi son günlerde yaşanan en önemli gelişmelerden birisi.

Asker-sivil gerginliğinin durmaksızın körüklendiği, Silahlı Kuvvetler'in uyum paketiyle ilgili itirazlarını durmaksızın belirttiği, AB merkezli bir değişim projesinin askeri bünyeyi bile siyaset ateşine düşürdüğü ve her tür devlet içi çatışmayı tahrik ettiği bir ortamda, atılan bu adımın değeri sanıldığından daha büyüktür.

Bu değer önce "siyasi dengelere ve gidişata" ilişkindir...

Askerin siyasi zemin kaybetmesi ve talepleri konusunda desteksiz kalması başta olmak üzere mevcut koşulların hükümet tarafından iyi değerlendirmesi, paketin MGK'da tartışılması baskısının bertaraf edilmesi, başka bir deyişle AKP'nin bu çerçevede gösterdiği siyasi başarı görmezden gelinemez.

Her ne kadar bu konuda iktidar partisi bir süre tereddüt içinde kalma görüntüsü vermiş olsa da, gelinen nokta her şeyden önce AKP için ciddi bir başarı ve atılımdır.

Bu paketin değeri aynı zamanda "sivil toplum örgütleri ve toplumsal merkezler"le de ilişkilidir.

Askerin yaptığı çıkışlara, laiklik merkezli tartışmalara, bu konuda üretilen paranoya ve bahanelere rağmen, TÜSİAD'dan TOBB'a, sendikalardan diğer odalara kadar temsil kabiliyeti olan tüm sivil örgütlerin uyum paketinin bir an önce Meclis'e sevkedilmesi için baskı yapmaları, "sahaya çıkmaları" belirleyici olmuştur.

Bu tavır hem hükümetin bu konudaki adımlarının meşruiyetini güçlendirmiş hem toplumdan siyasete uzanan ciddi bir "konsensüs"ün ipuçlarını ve araçlarını ortaya koymuştur.

Bu çerçevede merkezi sivil güçlerin tercihleri ile askeri vesayet temeline dayanan statüko anlayışı arasındaki mesafe iyice açılmıştır.

Toplumun siyasi kararlara ağırlığını koyması, karar sürecinde tayin edici meşruiyet unsuru oluşturmasını ifade eden bu mesafe Türkiye'nin yaşaması muhtemel değişim için ne denli hayati olduğu bir kez daha göstermiştir.

En nihayet atılan adımın önemi "doğrudan doğruya paketin içerdiği değişikler"e ilişkindir.

Kim ne derse desin, 6. Uyum Paketi'nin içerdiği değişiklikler özleri itibariyle Türkiye'de demokrasi yandaşlarının yıllardır mücadelesini verdiği özgürleşme ve demokratikleşme çabalarının tam öbeğine oturmaktadır.

Örneğin bu paketle birlikte yıllardır ifade özgürlüğünün özünü ihlal ettiği bilenen Terörle Mücadele Yasası'nın 8. Maddesi kaldırılmaktadır.

Bu paketin en önemli yönlerinden birisi, "devlet kurumlarının yapı ve işleyişindeki askeri unsurların ayıklanmasına ilişkin ilk adımı" oluşturmasıdır.

Savunmayla ilişkili olmayan RTÜK, YÖK gibi özerk kurumlarda, Genelkurmay Başkanlığı ya da Milli Güvenlik Kurulu temsilcilerinin varlığı yıllardır ne denli milli güvenlik ideolojisini ifade etmişse, şimdi bu uygulamanın kaldırılması da o denli bir sivilleşeme adımına işaret etmektedir.

Gerçekten de paket RTÜK, Sinema ve Müzik Eserleri Üst Kurulu ile Din İşleri Yüksek Kurulu'ndaki Milli Güvenlik Kurulu temsilciliklerini iptal etmektedir.

7. ve 8. Uyum Paketleri'nde bu konularda daha net ve açık adımlar atılacağına şüphe yoktur.

Yeter ki, sivil güçler sorumluluklarının farkında olsun ve gelişmenin demokratikleşmeden, demokratikleşmenin ise sivilleşmeden doğduğu unutulmasın...

ALİ BAYRAMOĞLU

Künye

Temsilcilikler

AboneFormu

MesajFormu