T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Millet vicdanının yansıması

Hiç şüphesiz tarihi bir gün. Ve en çok yanılan hiç şüphesiz Ak Parti yönetimi olmuştur. Kendi grubunun vicdanını okuyamamak, hatta yanlış okumak gibi bir yanılgıdır bu.

Ve en çok yenilen hiç şüphesiz Amerika olmuştur.

Amerika'nın hegemonya tutkusu ve güç tapınması Türkiye'nin vicdanını aşamamıştır.

Ak Parti milletvekilleri Irak'lı çocukların kara gözlerini düşünürken uykusuz geceler geçirmişlerdir. Bizzat Başbakan - hükümet üyeleri uykusuz geceler geçirmişlerdir. Ve Meclis'teki oylama anında, onların vicdanları kendilerine rağmen yapmaya çalıştıkları şeye isyan etmiştir.

Kader, Türkiye'ye böyle bir duruşu yakıştırmamıştır. Kader Türkiye'yi, belki de sonu bilinmeyen bir gelişmenin halkası olmaktan korumuştur.

Hükümetin artık Meclis'e yeniden tezkere getirmek gibi bir işe kalkışmaması lazımdır. Bu, millet iradesini zorlamak olur ve Ak Parti'yi hiç tahmin edemeyeceği kadar yıpratır.

İki gün önceki yazımın başlığı "Meclis'in Misyonu" şeklindeydi. Ve tezkerenin Cumartesi'ye alınmasının Meclis'e önemli bir misyon yüklediğini ifade etmiştim. Orada "kuvvetler ayrılığı" prensibinin, Türkiye demokrasisinin bir artısı gibi değerlendirilmesi gerektiğine işaret etmiştim.

Evet, bugün olan budur.

Ak Parti yönetimi grubuna hakim olamamış, hükümetin tezkeresinin reddi gibi bir durum ortaya çıkmıştır ama, Yasama organının icradan bağımsız, önemli misyonlar ifa edebileceğini ortaya koyarak, Türkiye'de yepyeni bir demokratik sıçrama gerçekleştirmiştir.

Olay ayrıca Ak Parti Meclis grubunun yapısı hakkında önemli ipuçları vermektedir. Görülmüştür ki bu grup diri bir gruptur, tabanı ile irtibatları kopmamış bir gruptur, duyguları profesyonelleşmemiş bir gruptur, ve bütün bunlardan dolayı yönetimi zor bir gruptur. Bana göre Meclis'te olan hadise, Ak Parti'nin kalıcı bir çatlamasının göstergesi değildir, ama yönetimi, her kararında hassasiyetlerini dikkate alması gereken bir toplulukla karşı karşıya bulunduğunun göstergesidir.

Bu arada tezkere oylamasından bir siyasi bunalım üretmeye kalkışmanın hiç kimseye bir şey kazandırmayacağını da unutmamak lazımdır. Ak Parti iktidarından başka bir alternatif şu anda mevcut değildir ve fay hattını çökertmeye yönelik girişimler, hem şu anda sonuç vermez hem de Türkiye'ye bir şey kazandırmaz.

Öte yandan tezkerenin reddi, Irak geriliminde her şeyin yeniden dizaynı gibi bir durumu ortaya çıkarmıştır.

Amerika külahını önüne koyup her şeyi yeniden düşünecektir. Çok kaba dayatmaların ilk duvara toslayışıdır bu.

Belki bundan sonra biz Türkiye olarak "Müttefik Amerika"yı test etmiş olacağız. Bakalım ne tür tehditlerle karşı karşıya kalacağız?

Tezkerenin reddi, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yurt dışına gönderilmesi imkanını da devreden çıkarmış olmaktadır. Bu alanda herhalde yeni adımlar atılması gerekecektir.

Tezkerenin reddi, ekonomide, varsa – ki olmadığı söylenemez, belki tezkerenin görüşülmesinin perşembeden cumartesiye, yani bir tatil gününe alınmasının altında da reddin ortaya çıkaracağı ekonomik dalgalanmayı önleme kaygısı bulunmaktadır- Amerika ile anlaşmaya bağlı kimi hesapları da değiştirecektir. Türkiye olarak, müzakereler sırasında piyasaya pompalanan zor zamanlara hazır olmamız gerekiyor. "Türkiye Amerikasız da olur" inancımızın dirayetle sergileneceği günler gelebilir.

Meclis Başkanı Arınç, oylamanın sonucuna dair konuşurken "Bu Meclis hayırlı işler yapmaya devam edecektir" dedi. İnşallah Meclis kararı hayırlı günlerin başlangıcı olur...


2 Mart 2003
Pazar
 
AHMET TAŞGETİREN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED