AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

G Ü N D E M
'İlk aşkıma kavuşsaydım Neşet Ertaş olamazdım'

Eğer ilk aşkıma kavuşsaydım içimdeki bu Neşet Ertaş çıkmazdı. Ama öyle olsaydı mutlu olurdum. Benim için en güzeli de o idi, ama olmadı.

  • RÖPORTAJ: ALİ SALİ
    O'na "Bozkırın tezenesi" diyorlar. Ya da Karacaoğlan kuşağının yaşayan son temsilcisi. Tezenenin, bağlamanın, bozlak'ın onun dünyasında ve onun sesinde ayrı bir yeri var. Geçmişle gelecek arasında bir kuşak sanki. Yaşlılar onun tezenesinde bozlak dinlemeyi özlüyor. Gençler ise onun sazından, sesinden dökülen Türkülerle kah ağlıyor kah eğleniyor. "Bozlak bir dağdan bir dağa bir çığlıktır, feryattır."diyor büyük usta Neşet Ertaş. Bir de gönül yarası var. Yaşım 65 diyor. Ama 65 yıl o gönül yarasını üstünü örtememiş, belli ki de sesi bu yüzden daha bir yanık çıkıyor. Belki de daha bir farklı. "İlk aşkımı unutmam mümkün değil"diyor büyük usta. Peki ilk aşkına kavuşsa ne olurdu? "Mutlu olurdum" diyor Neşet Ertaş, "Eğer ilk aşkıma kavuşsaydım içimdeki bu Neşet Ertaş çıkmazdı."

    Gurbet denilince ne hissediyorsunuz?

    Gurbete ilişkin herşeyi herkes zaten biliyor. İnsanın dünyaya ilk gözünü açtığı yer kadar güzel hiçbir yer olamaz. 65 yaşındayım, dünyanın neresi varsa tv'de izledim ya da gidip gördüm. İnsanın doğduğu yeri unutması mümkün değildir. Gurbettekilerin yüreğinde doğduğu memleket taş gibi duruyor.

    Garip insanlar türküleri severler. Biz garip bir kökten mi geliyoruz ki türkülere vurgunuz?

    Yurdundan yuvasından ayrılanlar gariptir bunun temelinde de gönülden gelen gariplik yatıyor. İşin doğrusu gariplik gönülde yatıyor. Gönül soyut birşeydir ve bir güçtür. Bunu bilen bunun farkındadır. Gönülü bilmeyen çoktur, bunu bilmeyende gönül yoktur.

    Sizin "gönül"ü söyleyiş tarzınız bilinenden farklı. Siz bunu mevcut Türkçe harfleriyle söyleyemiyoruz bunun sebebi nedir?

    Ben hiç okula gidemedim, Türkçeyi çalınan çalgılar eşliğinde öğrendim. Biz çalgılarla geçimimiz sağlardık. Sazımızı elimize aldığımız zaman, doğal seslerimiz, kelimelerimiz neyse onlarla çalgılarla konuşurduk.

    Türkçe'yi sizden öğrendik. Bunu sayın Turizm ve Kültür bakanımız da söylüyor. Karacaoğlan geleneğinden gelen birisiniz. Bu geleneğin felsefesi nedir?

    Erkan Mumcu şahsında devlete saygılarım sunarım. Sayın Mumcu'nun yanına, bizim kültür kaynaklarımızın koruması için gitmiştik ama Sayın bakanın hürmeti bizi utandırdı. Şunu görüyorum eskiden saza şeytan işi diyorlardı, şimdi kızlarımızın elinde de bunu görüyorum, bu da beni sevindiriyor.

    Kültürümüze çok hizmetiniz dokundu, sizin bu anlamda devlette bir beklentiniz var mı?

    Bu hizmet benimle olmuş bitmiş bir şey değildir. Daha düne kadar bu geleneği babam karşılardı, ondan önce onun babası vardı. Bu böyle devam etmektedir. Eskiden beri devam eden bir gelenek. Ecdadımız bu kültüre hizmet etmiştir. Bu kaynak türküleri, herkes korumalı ve geliştirmeye çalışmalı. Bu kaynaklar bugün çok zor şartlarda yaşıyorlar ben bu kaynaklara yardım edilmesini istiyorum. Gelirimin büyük bir bölümünü fakir fukaraya veriyorum. Allah'ın huzuruna geldiğim gibi gideceğim. Gelecek kaygım yok. Ben türkülerimizin kaynaklarını oluşturan sanatçılara sahip çıkılmasını istiyorum. Ben çaldığımın yüzde 99'unu babamın duyguları ile çalıyorum.

    Geleneği babanızdan aldınız sizden sonra bırakacağınız biri var mı?

    Bizim dönemdeki şartlar çok farklıydı. Kaset yoktu, teyp yoktu şimdi bunlar çok fazla var. İstediğiniz parçayı defalarca dinleyebilirsiniz. Bunu öğrenebilirsiniz. Eskiden usta çırak geleneği vardı, yeni imkanlar bu geleneği kaldırdı. Buna artık ihtiyaç kalmadı gibi.

    Konser veriyorsunuz, herkese açık ve ücretsiz bunun nedeni ne?

    Memleketimizde yoksul insanlar fazla. Beni dinleyemeyen, konserlerime gelemeyenler var. Ben konser vererek bu vatandaşlarımıza ulaşmaya çalışıyorum. Konserlerime gelen çoğu vatandaşın cebinde hiç para yok. Ben bu yüzden bedava konser veriyorum. Halkın parasıyla konser vermek istemiyorum, bu içime sinmiyor. Halkın cebinde olan sigara parasını da almak istemiyorum. Belediyeler ve zengin kişiler, halkına bir gönül hediyesi olarak bir konser düzenlerlerse bu çok güzel olur. Maddi açıdan benim sayemde konserlerde çok para kazanacak teklifler geliyor, ancak ben bu tekliflere sıcak bakmıyorum.

    Kaset çalışmalarınız var mı?

    Yeni kaset için yakında stüdyoya gireceğim. Bu kasetimi de Kalan Müzik'ten çıkaracağım. 50 yıldır bunlarla çalışıyorum. Çok zor günlerimizde yardımcı oldular. Yeni telif hakları yasasıyla emeğimizin hakkını alabiliyoruz. Eski kasetlerimizi de bunlar yeniden düzenliyorlar, bize katkıları çok fazla oldu. Yeni türkülerimizde olacak. Ama tam olarak kaç tane okuyacağımı söylemek istemiyorum. Doğmamış çocuğa ad koymak doğru olmaz.

    1950'li yıllardan beri sahnedesiniz o günlerle bugünler arasında ne değişiklikler var?

    Çok değişiklik var. Şimdiki durum o zamana göre duruma göre daha iyi. Şimdi konserlerime gelenler daha çok gençler, okuyan ya da okumuş gençler. Bunlar kafası çalışan insanlar. Neyin ne olduğunu, lafın nereye gittiğini bilenler bizi dinliyor. Eskiden bizi dinleyenler sadece hoşlarına gittiği için dinlerlerdi. O söylediğimiz lafların bilincinden değildiler. Bu okuyan gençlerin bizi dinlemesi, beni çok mutlu ediyor. Babam bile olsa okumayanın, kafasını kullanmayanın gözlerinden öpmem.

    Neşet Ertaş'ın farklı tarzı nereden geliyor?

    Bu tarz babalarımızdan dedelerimizden gelen bir akım. Bozlak bir dağdan bir dağa bir çığlıktır, feryattır. Uzaktan uzağa duyulan bir sestir. Duyguların ifade etme şeklidir bozlak. Bizim tarzımızda bu nedenlerden dolayı bozlaktan gelir.

    Tezenenin sizdeki karşılığı nedir?

    Bozkırın tezenesi tabiri bana ait değil ama benim ismimle anılmaya başlandı. Ama bu tariften rahatsız değilim. Bayram Bilge Tokel, benim hakkımda hazırladığı belgesele bu ismi koydu. İllada bir suçlu bulunması gerekiyorsa onun da suçlusu Tokel'dir. Bildiğini okudu ve benimle ilgili iyi bir belgesel yapıldı. Benim yaşım 65, konser ve turne heveslerim bitmişti çocuklarıma iyi bir gelecek hazırlamaya kendimi adamıştım. Ölmeden önce bir şiir kitabı bırakmayı planlıyordum ama sağolsun Sayın Toker bu belgeseli hazırladı. Böylece, yapmayı planladığım bir çok şeyi onun sayesinde gerçekleştirmiş oldum.

    Siyaset ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

    Aman aman bana onun "s"ni bile hatırlatmayın.

    NEŞET ERTAŞ VE İLK AŞK

    Çocukluk aşkınız gerçekleşmiş olsaydı, Neşet Ertaş'ın hayatı nasıl gelişirdi?

    Eğer ilk aşkıma kavuşsaydım içimdeki bu Neşet Ertaş çıkmazdı. Ama öyle olsaydı mutlu olurdum. Benim için en güzeli de o idi, ama olmadı.

    Mutlu olurdum diyorsunuz, mutsuz musunuz?

    Tabiki insan ilk aşkını unutmuyor. İnsan ilk aşkını ya almalı ya da kaderine razı olmalı diyorum. Daha önceki bir açıklamamda ya almalı ya ölmeli demiştim. Ben ölüme karşıyım. Olmuyorsa kaderine razı olmalıdır diyorum. Bu durumlarda suç unsuru ruhtur, vücudun hiçbir günahı yoktur diyorum.

    Neşet Ertaş'ın yeni kasetinde yer alacak parçalarından birinin güftesi:

    KÖR SAYILIRSIN

    Ey ruh sen kendini varlığım sanma
    Sen varlık içinde var sayılırsın
    Bu can benim deyi boşuna kanma
    Sen canın içinde sır sayılırsın

    Hadi seni göster kendi gözüne
    Ruhuyun aynısı çıkar yüzüne
    Eğer nazar etmediysen özüne
    Bakıp seyretsen de kör sayılırsın

    Bu can nedir, senin emrinde yürür
    Senin istediğini demeden görür
    O senin şahidin, notu o verir
    Korkarım sonunda har sayılırsın

    Vücut sen değilsin, o bir topraktır
    Toprağın canlısı, cansızı haktır
    Senin senden başka şahidin yoktur
    Şahidin bilmezsen zor sayılırsın

    Ganmadıysan şeytanlara, fellaha
    Kalpten hakka yol var, yol işte aha
    Canın şahidindir ayan Allah'a
    Erişirsen bir gün nur sayılırsın

    Garip kulum sen bu sırra erdiysen
    Canlar haktır, can gözüynen gördüysen
    Gönülden canana gönül verdiysen
    Onun varlığında var sıyılırsın

    HAPİSHANEDE NE ÇEKTİĞİMİ BİR BEN BİR ALLAH BİLİR

    Sizin bir de hapishane maceranız var. Hapishane üzerinizde nasıl bir etki bıraktı?

    Hapishanedeki durumu, ancak hapishaneye düşen bilir. Hapishane içinde neler çekildiğini, bilen bilir. O günlerde neler çektiğimi bir ben bir Allah bilir. Orada çektiklerimi hissetiklerimi bir kaç dörtlük bozlak yazdım bunu ifade etmeye çalıştım, ama ifade edilmiyor oradaki durum. Yanımda o günlerde hiçkimse yoktu. Avrupa'daki bir seyahatta trafik kazası geçirdik. Kimse bana orada sahip çıkmadı ve orada 3 ay hapis yattım. Yanımdaki arkadaşlarım bana o günlerde yardımcı olmadılar. Onlarda 36 bin liram o günlerde kaldı ve hala vermediler. Bu olay 1967 ya da 1968 gerçekleşti. Başıma öyle bir hal geldi, konsolusluk biliyordu ancak onlarda ilgilenmediler. Büyük ihtimalle tutuklandığım anda bizim arkadaşlar kimseye bildirmediler ve bu durumdan devletimizin haberi de olmadı. Yoksa devletin bana karşı bir kastının olmasını tahmin etmiyorum. O zamanki ruh halimi yansıtan ve hala yayınlanmamış şiirlerim var.

    Yeni kasetle ilgili olarak hiçbir yerde bulunmayan bazı bilgiler verebilir misiniz?

    Verebilirim ama kasetimin merak edilmesini istiyorum.

  •  
    '2004'te aile hekimliği uygulamasına geçeceğiz'
    Sağlık Bakanı Recep Akdağ, 2004 yılında Türkiye'de aile hekimliği uygulamasına geçileceğini belirterek, bu konuyla ilgili eğitim çalışması başlattıklarını söyledi.
    Come to egzotik Turka
    Dünyanın her bölgesinden ülkemize gelen turistler, Türkiye'yi egzotik bulurken, İstanbul'u çevreleyen camilerin kendilerini büyülediklerini ifade ediyorlar ve "Türkiye'ye gelin çağrısında bulunuyorlar."
    Erdin: YÖK'le ilgili görüş bildirme süreci uzatılmamalı
    YÖK taslağı hakkında görüş bildirme sürecinin uzatılmaması gerektiğini belirten Prof. Dr. Kadir Erdin, "Bu durum reformu ertelemek için bahane olarak kullanılmamalıdır" dedi.
    Öldüren iğne
    İskenderun'da doğum için özel bir muayenehaneye götürülen hamile kadın ile karnındaki bebeği, burada yapılan yanlış bir iğne yüzünden hayatlarını kaybetti.
    Kısa kısa..
    Akşit: Çocukları yaşadığı şartlar sokağa itiyor
    Devlet Bakanı Güldal Akşit, Malatya'da Sosyal Hizmetler Müdürlüğü'ne bağlı huzurevi, kız yetiştirme ve 6-12 yaş çocuk yetiştirme yurdunu gezerek incelemelerde bulundu. 11. Malatya Fuarı ve Kayısı Şenlikleri'ne katılmak üzere Malatya'ya gelen Akşit, Vali Osman Derya Kadıoğlu'nu makamında ziyaret etti. Akşit burada yaptığı açıklamada, "Bu çocukları yaşadıkları şartlar sokağa itiyor. Bir kez olaya böyle bakmak lazım. Sokağın şartları ağır. Bunu onlardan dinlediğiniz zaman görüyorsunuz ki bu bir keyif aracı değil, sokağın şartlarına dayanmak için bir kurtuluş yolu" dedi. Bakan Akşit, daha sonra Malatya Belediye Başkanı Mehmet Yaşar Çerçi'yi ziyaret ederek, bir süre görüştü. Valilik ve Belediye ziyaretlerinin ardından AK Parti il binasında partililerle bir araya geldi. Akşit'in bir sonraki durağı ise huzurevi idi. Huzurevinde kalan yaşlılarla tek tek konuşan Akşit, bir yıl önce huzurevinde evlenen Mustafa Ateşoğlu ve Hanım Ateşoğlu çiftine mutluluklar diledi. Akşit ayrıca yatalak durumda bulunan yaşlıları da ziyaret ederken huzurevinin sorunları hakkında da bilgiler aldı.
    YİNE CİĞERİMİZ YANIYOR
    Muğla'nın Milas İlçesi'ne bağlı Yalıçiftlik Beldesi'ne ait Kızılağaç Köyü'nde makilik alanda orman yangın çıktı. Muğla Valisi Hüseyin Aksoy, yangının çıkış nedeninin henüz belirlenemediğini söyledi. Mumcular Orman İşletmesine bağlı Kızılağaç mevkiinde yanan alanın tam bir orman olmadığını, ancak makilerle kaplı olduğunu belirten Aksoy, "Arazinin yamaç olması nedeniyle karadan müdahale pek mümkün görülmüyor. Antalya, Denizli ve İzmir'den hava gücü buraya yönlendirildi. 5 helikopter müdahale ediyor" dedi.Yangının büyük olmadığını ancak şiddetli rüzgar nedeniyle önlemlerin artırıldığını ve büyümeden kontrol altına alınmasına çalışıldığını anlatan Aksoy, yangına, Muğla Orman Bölge Müdürlüğü'ne bağlı 16 ekip, 13 arazöz, 1 dozer, 4 helikopter ile müdahalenin sürdüğünü bildirdi.
    Doçentlik Sınav Yönetmeliği değişti
    Doçentlik Sınav Yönetmeliği'nin bir maddesini değiştiren yönetmelik, Resmi Gazete'de yayımlandı. Buna göre, "Jürilerin Bildirilmesi" başlığını taşıyan yönetmeliğin yenilenen 9. maddesined "Üniversitelerarası Kurul'un kararıyla oluşan jüriler, Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı tarafından jüri üyelerine bildirilir. Kesin zorunluluk nedeniyle jüriye katılamayacak üyeler, jüri üyelerinin kendilerine tebliğinden itibaren en geç iki hafta içinde katılmama sebeplerini mensup oldukları fakültenin yönetim kuruluna bildirerek müsaade isterler. Yönetim kurulları bu talepleri inceleyip değerlendirmek üzere hemen toplanır ve kararını en geç talep tarihinden itibaren iki hafta içinde verir" deniliyor.
    İHD: Terörü şiddetle kınıyoruz
    İnsan Hakları Derneği (İHD), hangi nedenle olursa olsun ve kim yaparsa yapsın, valileri, askerleri, güvenlik güçlerini, sivilleri öldürme eylemlerinin hiçbir şekilde kabul edilebilir eylemler olmadığını, bu tür olayları şiddetle kınadıklarını bildirdi. Son günlerde eski dönemleri hatırlatan şiddet olaylarının meydana geldiği ifade edilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi: "Özellikle Bingöl, Şırnak, Hakkari ve Tunceli yöresinde yoğunlaşan saldırılar kaygı verici boyutlara ulaşmıştır. Hangi nedenle olursa olsun öldürme eylemleri hiçbir şekilde kabul edilebilir eylemler değildir. Derneğimiz, bu tür olayları şiddetle kınamaktadır."
    'Tarkan, Aşık Veysel'i kullanıyor'
    Son kasetinde, Aşık Veysel'in "Gidiyorum Gündüz Gece" adlı eserini yorumlayan Tarkan'a, Sivaslılar Eğitim-Kültür Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Muhsin Kaya'dan tepki geldi. Popülist kültürün yetiştirdiği bir popçunun, Ozan Veysel'e katkıda bulunmuş gibi lanse edilmesinin, esef verici olduğunu belirten Kaya, ozanın eserlerinin felsefi dünyasıyla bütünleştikçe anlamlı olacağını vurgulayarak "Veysel'in eserlerini değişik hal, ruh ve fiziki tavırlar sergileyerek okumak, onu kullanmak ve dejenere etmekten başka bir şey değildir. Aşık Veysel'in ve eserlerinin ancak bu toprağın örf, adet ve gelenekleriyle uyuşarak okunması gerektiğini yineliyor, onu dejenere etme ve kullanma girişimlerini şiddetle kınıyoruz."
    13 Temmuz 2003
    Pazar
     
    Künye
    Temsilcilikler
    AboneFormu
    MesajFormu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Karikatür | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED